Esas No: 2022/1147
Karar No: 2022/13006
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/1147 Esas 2022/13006 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle 25 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak daha sonra 22/03/2016 tarihinde işlediği başka bir suç nedeniyle hakkındaki hüküm açıklanmıştır. Bu durumda, verilen cezanın kısa süreli olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 50/3. maddesi gereği çevrilmemesi gerektiği belirtilen kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 233/1 ve 62. maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi
- 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi
- 5237 sayılı Kanun'un 50/3. maddesi
"İçtihat Metni"
KARAR
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan sanık ...'un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 233/1 ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Dazkırı Sulh Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarihli ve 2014/60 esas, 2014/90 sayılı kararının 09/10/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 22/03/2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 233/1 ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Dazkırı Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2020 tarihli ve 2017/170 esas, 2020/145 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08/12/2021 gün ve 2021/133830 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; " Dosyada mevcut adli sicil kaydına göre suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan belirlenen 25 gün hapis cezasının kısa süreli olması karşısında, 5237 sayılı Kanun'un 50/3. maddesinde yer alan, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” şeklindeki düzenleme uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; başka bir suçtan hükümlü olarak bulunduğu Isparta Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan Salgın Hastalık (Covid -19) nedeni ile izinli bulanan sanığın yokluğunda yargılama yapıldığı ve gerekçeli kararın sanığın Isparta Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan izinli olarak ayrılırken bildirdiği adresten farklı bir adrese yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve bu nedenle hükmün henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi mümkün görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, hükmün henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE,
2-Dosyanın, kanun yolu bildiriminin başvuru mercii, süresi ve yöntemi açısından şerhli davetiye ile sanık ...’a usule uygun bildirilip, tebligat eksikliğinin ikmali ile süresinde başvuruda bulunulması halinde kanun yolu incelemesi için ilgili mercie gönderilmesini, aksi takdirde usulünce kesinleştirme işlemi yapılarak, bu aşamadan sonra kanun yararına bozma isteminde bulunulmasını teminen mahkemesine iadesine, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 24/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.