Esas No: 2022/6384
Karar No: 2022/12946
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/6384 Esas 2022/12946 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/6384 E. , 2022/12946 K."İçtihat Metni"
KARAR
Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/07/2020 tarihli ve 2020/107763 soruşturma, 2020/55963 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/01/2021 tarihli ve 2021/20 değişik ... sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 08/02/2022 gün ve 2022/13652 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “... Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda şüpheli olarak meçhul şüpheli gösterilmiş ise de, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde açıkça şüpheli olarak... Buyukunsal isimli facebook kullanıcısının belirtildiği ve dosyada mevcut paylaşımların da adı geçen şüpheli tarafından yapıldığı gözetilerek yapılan incelemede,
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda; müşteki vekili tarafından sunulan 17/08/2021 tarihli dilekçe ile, müvekkili olduğu müştekinin 2001 yılında ekonomik gidişatı protesto etmek maksadıyla, dönemin Başbakanı Sayın ... ...'e yazar kasa atmak suretiyle eylem gerçekleştiren kişi olduğunu, adı geçen şüphelinin ise facebook hesabından "... e dolar yükseldi diye yazar kasa atan yavsak nerdesin şimdi atsanya" şeklindeki paylaşımda bulunmak suretiyle müvekkiline karşı hakaret suçunun işlendiği iddiasıyla şüpheli hakkında şikayette bulunulması üzerine yapılan soruşturma sonunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca; Hakaret suçunun oluşabilmesi için "bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığına saldırılması" gerektiği, şikayete konu olan ve dilekçe ekinde sunulan paylaşımda kullanılan ifadelerin sert, kaba ve incitici söz mahiyetinde ve eleştiri niteliğinde olduğu, eleştirinin de övgü niteliğinde olmaması nedeniyle sert, kırıcı ve şok edici sözlerden oluşmasının doğası gereği olduğu, atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı, bu nedenle kovuşturma imkanı kalmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/09/2015 tarihli ve 2013/17662 esas, 2015/33791 karar sayılı ilâmında yer alan, "... Dosya kapsamına göre, şüphelenin... isimli kendi kişisel internet sitesi içerisinde yer alan yazısında müşteki ...'a "yavşak" ve "şebek" şeklindeki ifadeler kullandığı olayda şüpheli hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemede olduğu cihetle, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. Şüphelinin, kendi internet sitesinde yayımladığı yazı içeriğinin kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturması karşısında, 5271 sayılı Yasanın 170/2.maddesi uyarınca iddianame düzenlenmesi ve suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunun, yapılacak yargılamada, lehine ve aleyhine olan tüm kanıtların tartışılması ve değerlendirilmesi ile mahkemece belirlenmesi gerekeceğinden, ... Cumhuriyet Başsavcılığının, 13/06/2011 gün ve 2011/5987-225 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına, şikayetçi vekilinin itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi nedeniyle, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden ..." şeklindeki açıklamalar ışığında, şüphelinin eyleminin hakaret suçunu oluşturma ihtimali bulunup, sert, kaba ve incitici söz mahiyetinde ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği düşünüldüğünden,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/03/2021 tarihli ve 2021/1361 esas, 2021/9218 karar sayılı ilâmında yer alan, "... müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, söz konusu sosyal medya hesabı ile ilgili açık kaynak araştırması yaptırılması, şüphelilerin kimlik bilgilerinin kolluk marifeti ile tespitinin sağlanması, tespiti durumunda savunmalarının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken etkin soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi... hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne..." şeklindeki açıklamalara nazaran,
Müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde şüpheli hakkında, "Şüphelinin facebook hesabında; ... yaşadığı, memleketinin ... olduğu, baba adının Yaşar olduğu,...Büyükünsal ile evli olduğu ..." şeklinde kimliğini tespite yarayabilecek bilgilerin verilmiş olduğunun anlaşılması karşısında, bahse konu şikayet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca çok yönlü araştırma yapılarak ve gerektiğinde resmi veya özel kurum ve şirketlerle de temasa geçilerek; paylaşımın yapıldığı IP, paylaşımı yapan şüphelinin kimlik, adres ve diğer irtibat bilgilerinin tespit edilmesinin istenmesini takiben, ilgili kurumlarla (... Nüfus Müdürlüğü, ... Emniyet Müdürlüğü, vs.) yazışma yapılarak araştırma yapılması, şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmesi durumunda savunmasının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK'nın 131/1 cümlesinde, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır."
Aynı Kanun’un 73. maddesinde, "(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar." hükümlerine yer verilmiş,
5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasında ise, "...Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükümleri düzenlenmiştir.
CMK'nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.'' 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK'nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK'nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen somut olayda; müşteki vekilinin 23/06/2020 havale tarihli şikayet dilekçesinde, sosyal paylaşım sitesinde yer alan hakaret içeren yazıyı öğrenme tarihinin 02/05/2020 olduğunu belirtmesi ve bu tarihten önce öğrendiğine dair delil bulunmaması karşısında; şikayetin süresinde yapıldığı ve şikayete konu şüphelinin söylediği iddia edilen sözlerin müştekinin onur, şeref ve saygınlığına yönelik olgu isnadı niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, sözlerin kaba, incitici, sert ifade veya eleştiri niteliğinde olduğundan bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, itiraz mercii tarafından da şikayetin süresinde olmasına karşın şikayet hakkı süresinin geçtiğinden bahisle itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, ayrıca CMK'nın 172/1. maddesindeki, kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimi arama kararı alınarak dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği anlaşılmakla, merciince itirazın kabulüne yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- ... 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/01/2021 tarihli ve 2021/20 değişik ... sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK’nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 24/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.