Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3420
Karar No: 2019/4471
Karar Tarihi: 17.06.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3420 Esas 2019/4471 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/3420 E.  ,  2019/4471 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03/07/2017 tarih ve 2014/754 E.-2017/566 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/03/2018 tarih ve 2017/976-2018/225 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkkili ile davalı şirketlerin yetkilisi ..."in evli olup derdest boşanma davası mevcut olduğunu, bu sebeple davalı şirketlerin birlikte yürütülmesinin imkânsız hâle geldiğini, davalı ... Elektronik Ltd. Şti."nin paylarının %40"ının, davalı ... İth. Ltd. Şti.’nin ise paylarının %5"inin ise müvekkiline ait olduğunu, 05.08.2013 tarihinli olağanüstü genel kurul kararıyla müvekkilinin müdürlüğüne son verildiğini, müvekkilinin şirket ortağı olarak şirkette kalmasının hukuki menfaatinin ve imkanının kalmadığını, kâr payı ya da ödeme almasının engellendiğini, tahsis edilmiş aracın alındığını, şirketin keyfi borçlanmaya açık hâle geldiğini, mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu, bilgi edine hakkının kısıtlandığını, davalı şirketlerinin gelirlerinin olduğunu, davalı ... Elektronik Ltd. Şti.’"nin gerçek net kredi borcunun 387.221,00 TL olduğunu, diğer davalının kredi borcu olmadığından ekenomik anlamda sıkıntıda olmadığını ileri sürerek davalı şirketlere kayyım atanmasını, müvekkilinin davalı şirketlerdeki ortaklıklarından çıkarılmasını, davalı şirketlerdeki paylarının gerçek değerlerinin tespit edilerek müvekkiline ödenmesini, aksi halde davalı şirketlerin fesihini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; müvekkillerinin bir kısım paylarının karşılıksız olarak davacıya verildiğini, müvekkili şirketlerin tüm sorumluluğununu şirket yetkilisi ...’de olduğunu, davacının haftada bir kaç gün gelerek şirketlerin ön muhasebesini yaptığını, başka bir faaliyetinin bulunmadığını, muhasebe hareketleriyle ilgili bilgileri diğer ortak ile paylaşmadığını, davacının diğer ortak ... aleyhine, kendi lehine usulsüz işlemler yaptığını, kayıtların hileli tutularak diğer ortağın şirketlere borçlandırılmış gibi gösterildiğini, davacının kendi lehine belge olmadan ortaklar cari hesabından alacak kaydı oluşturduğunu, 2010 yılında 50.543,82 TL, 2011 yılında 97.625,97 TL, 2012 yılında 320.261,91 TL, 2013 yılında 64.395,54 TL, toplamda 532.827,24 TL tutarında kendi cari hesabında lehine fark yarattığını, davacının nedensiz bir şekilde
    Yurtel Elektronik Ltd. Şti."nin banka hesabından 84.000,00 TL"yi müdürlük yetkisini kullanarak diğer davalı şirkete aktardığını, anılan durumun ortaya çıkması sonucunda diğer ortak ..."in davacıya boşanma davası açtığını, ortaklar arasında güven sarsıcı durumların meydana geldiğini, genel kurul toplantılarının usulüne uygun olarak yapıldığını, davacının ortaklıktan çıkması yönündeki talebine diyeceklerinin bulunmadığını, şirketlerin tasfiyesini talep etmesini gerektiren bir sebep bulunmadığını, davacının kusurlu eylemleri nedeniyle ayrılma akçesinin hesaplanarak ve davacının şirketlere olan mevcut borçları düşülerek çıkarılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ortaklar arasındaki uyuşmazlıklar neticesinde ortaklıktan çıkma yönünden haklı sebeplerin bulunduğu, ortaklar arasındaki kişisel çekişmelerin müşterek kusurdan kaynaklandığını, anılan çekişmelerin ortaklığın devamını engelleyecek nitelikte olduğu, ortaklığın feshine sebebiyet verecek ağırlıkta haklı sebeplerin mevcut olmadığı, ortaklar arasında kişisel husumetleri bulunduğu ve karşılıklı davaların açıldığı, davacının ortaklıktan çıkarılmasının daha uygun olduğu, ancak davalılardan Yurtel Elektronik Ltd. Şti. müdürü olan diğer ortak davalı şirket adına fesih ve tasfiyeyi kabul ettiği, bu nedenle anılan davalı şirket yönünden kabul nedeniyle tasfiyeye karar verilebileceği, davalı ... Ltd. Şti. yönünden haklı sebeple fesih koşullarının oluşmadığı, davacının terditli taleplerinden haklı sebeple davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi koşullarının oluştuğu, bilirkişi raporuna göre davalı ... Ltd. Şti."den ödenmesi gereken ayrılma akçesinin 2.028,26 olduğu gerekçesiyle davalı ... Elektronik Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabuliyle davalı ... Elektronik Telekomünikasyon Tic. Ltd. Şti.’nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına, davalı ... Ltd. Şti. aleyhine açtığı davanın kabulüyle davacının davalı ... Ltd. Ştdi.’nden haklı nedenle çıkmasına izin verilmesine, 2.028,26 çıkma payının karar tarihiden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle anılan davalıdan tahsiline, kararın ilanına karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili ve davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin ve davalıların istinaf başvurularının, davanın terditli olarak açıldığı, fesih ve tasfiye için haklı sebebin bulunduğu, ilk derece mahkemesinin, davacının davalı ... Elektronik Ltd. Şti. yönünden çıkma talebini karara bağlamaksızın anılan davalının fesih ve tasfiyesine karar verdiği, ancak anılan şirketin iki ortaklı olup ortaklığın devamında hukuki menfaatinin kalmadığından ortaklığın devamını isteme ihtiyarının diğer ortakta olduğu, diğer ortağın ise davalı Yurter Elek. Ltd. Şti.’nin fesih ve tasfiyesini istediği, çıkma yahut fesih kararı verilmesi hallerinde davacının elde edeceği menfaatin aynı olduğu, her iki durumda da davacının ortaklığının sona erip varsa ayrılma yahut tasfiye payını alacağı, davacının ayrılma payının gerek değerinin fesih ve tasfiye halinde daha doğru hesaplanacağı, davanın kabulü dikkate alınarak ilk derece mahkemesince fesih ve tasfiyeye karar verilmesinde hukuka aykırılığın bulunmadığı, davacının fesih ve tasfiyenin kaldırılarak çıkma kararı verilmesini istemesinin 6100 sayılı HMK’nın 29. maddesi kapsamında uygun olmadığı, çıkma payının hesaplanmasında ilk derece mahkemesince çıkma payının hesaplanmasında karar tarihine göre yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu, hesaplamaların denetlenebilir bulunduğu, fesih ve tasfiyesine karar verilen davalı şirketin mali durumu hakkındaki değerlendirmenin tasfiye aşamasında yapılacağı, yöneticinin sorumluluğunu gerektirir bir durumun bulunması halinde tasfiye aşamasında sorumluluk cihetine gidilebileceği, davacının şirketlere olan borçlarının talep edilebilmesinin her zaman mümkün olduğu, bunun ayrılma payından düşülmesinin mümkün olmadığı, sonrasında doğacak borçların dikkate alınamayacağı, haklı nedenlerin oluşumuna hangi tarafın sebebiyet verdiğinin tespitinin gerekmediği, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dava, dava dilekçesine terditli olarak talep edilen davalı limited şirketlerden haklı nedenle çıkma, aksi halde şirketlerin feshine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davalı ... Elektronik Ltd. Şti.’nin fesih ve tasifyesine, davalı ... Ltd. Şti. bakımından ise davacının haklı nedenle anılan şirket ortaklığından çıkarılarak çıkma payının tahsiline karar verilmiştir. Anılan kararın taraflarca istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen 08.03.2018 tarihli kararda; davacının terditli olarak ileri sürdüğü çıkma talebinin karara bağlanmaksızın fesih ve tasfiye kararı verilmesinin doğru olmadığı, ancak tasfiyesine karar verilen şirketin iki ortaklı olup devamında hukuki menfaatinin kalmadığından ortaklığın devamını isteme ihtiyarının diğer ortakta olduğu, çıkmaya yahut feshe karar verilmesi hallerinde de davacının elde edeceği menfaaatin aynı olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 353/1-b. 2. maddesi "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir." hükmünü haiz olup, anılan hüküm doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken HMK 353/1-b-1. maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair karar verilmesi yerinde görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re"sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-) Bozma sebep şekline göre, davacı vekilinin ve davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalıların temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin ve davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi