12. Ceza Dairesi 2020/184 E. , 2020/2762 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2, 62 ve 52/2. maddeleri gereği 1.500,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/227 esas, 2018/1562 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/07/2019 tarihli ve 2019/2700 esas, 2019/12780 karar sayılı ilâmında, "...sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK"nın 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." cümlesi eklenmiş ise de, daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin verilen kararın kesinleşme tarihleri itibariyle (20.05.2014) engel oluşturmaması karşısında; yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak, takdiri indirim uygulanan sanık hakkında, diğer koşullar değerlendirilmeden, daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden dolayı kanuni olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi..." şeklinde belirtildiği üzere, adlî sicil kaydına göre sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/03/2013 tarihli ve 2012/713 esas, 2013/146 sayılı kararının 07/06/2013 tarihinde kesinleştiği, söz konusu kararın kesinleşme tarihi itibarıyla yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği cihetle, diğer koşullar değerlendirilmeden, yasal koşulları oluşmadığından bahisle, Kanunî olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 13/12/2019 gün ve 94660652-105-06-16182-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2019 gün ve 2019/128555 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/12/2010 tarihli ve 2010/4-210 esas, 2010/259 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Yasa yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında uygulama birliğine ulaşılmasını sağlamak amacıyla, olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olarak Ceza Yargılaması Yasasının 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiş olup bu denetimin konusu, maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklardır. Ancak, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerekse olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır; her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir.
Tüm bu nedenlerle; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin kararda, somut yasa yararına bozma isteminin CMK"nın 309. ve 310. maddesinde düzenlenen amaca uygun hukuka aykırılık niteliğinde bulunmaması nedeniyle,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/227-2018/1562 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.03.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.