Esas No: 2020/29016
Karar No: 2022/13047
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/29016 Esas 2022/13047 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın tehdit suçundan mahkumiyeti ile ilgili temyiz istemi söz konusu olmuştur. Temyiz isteği reddedildikten sonra yerel mahkeme kararı incelenmiş ve sanığın ayrı ayrı hüküm alması gereken tehdit suçu için cezasının TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca arttırılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması ve uzlaştırma işleminin yapılması gerektiği de ifade edilmiştir. Kararın sonunda ise 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri şunlardır:
- TCK'nın 43. maddesi
- TCK'nın 29. maddesi
- TCK'nın 106/1. maddesi
- 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri
- CMK’nın 251. maddesi
- 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ve CMK'ya eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendi
- Anayasa'nın 38. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu'nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK'nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanun'un 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Tehdit suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek tehdit içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın, katılan ...’ü tehdit ettikten sonra, katılan ...’a hitaben de tehditte bulunması biçimindeki eylemlerinin, aynı kasıt altında ve kısa aralıklarla katılanlara karşı işlenen tek bir tehdit suçunu oluşturduğu, tehdit suçundan bir kez mahkumiyetine karar verilerek cezasından TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden, tehdit suçundan ayrı ayrı hüküm kurulması,
2- Sanığın aşamalarda, katılan ...’ün elindeki çay bardağının dibinde kalan çayı hediyelik eşya dükkanının camına dökmesi ve sigara izmaritini dükkanın kapısının altından atması üzerine durumu sormak için cafeye gittiğinde kendisine tehdit ve hakaret ettikleri şeklinde beyanda bulunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
3) 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “ hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.