Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2993
Karar No: 2019/4469
Karar Tarihi: 17.06.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2993 Esas 2019/4469 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/2993 E.  ,  2019/4469 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/09/2017 tarih ve 2014/1667 E- 2017/1021 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 29/03/2018 tarih ve 2018/89 E- 2018/326 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin ticari anlamda tecrübesinin bulunmadığını, davalı şirkete aracı vasıtasıyla, iş deneyim belgesinin girilecek ihalelerde kullanılması için ortak olduğunu, bu hususta anlaşma yapılarak şirket yetkilisi ...’un bildirilerek dava dışı... ve ...’a vekaletname ile yetki verildiğini, 06.02.2007 tarihinde noter onaylı hisse devir sözleşmesi ile dava dışı ...’un %49, dava dışı ...’un ise %2 hissesi olmak üzere toplamda %51 hisseyle davalı şirkete ortak olduğunu, anılan işlemin dava dışı... tarafından müvekkiline vekaleten gerçekleştirildiğini, hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının 12.02.2007 tarihinde, müvekkilinin yokluğunda, müvekkilinin yerine sahte imza atılarak alındığını, sonrasında 22.02.2007 tarihinde noter onaylı hisse devir sözleşmesi ile müvekkilinin %51 hissesinin, müvekkile vekaleten... tarafından dava dışı ...’a devredilerek ortaklıktan çıkarıldığını, bu durumun komisyoncu aracılığıyla öğrenildiğini, anılan devre ilişkin ortaklar kurulu kararının da yine müvekkilinin yokluğunda, 22.02.2007 tarihinde, müvekkilinin yerine sahte imza atılarak alındığını, şirket ortaklığından ayrılan ve iş deneyim belgesini alan müvekkilinin 08.09.2007-27.02.2009 tarihleri arasında yurt dışında çalıştığını, kendisine icra dairesi tarafından gönderilen haciz ihbarnamesi üzerine yapılan araştırma sonucunda müvekkilinin bilgisi dışında, vekili... tarafından, 13.04.2007 tarihli noter onaylı hisse devir sözleşmesi ile tekrar %51 hisseyi dava dışı ...’dan devralarak ortak olduğunun öğrenildiğini, anılan hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının 13.04.2007 tarihinde müvekkilinin yokluğunda, müvekkilinin yerine sahte imza atılarak alındığını, bunun üzerine şirket ortaklarına ulaşılarak 09.10.2009 tarihi noter onaylı hisse devri sözleşmesi ile müvekkilinin hissesini dava dışı ...’a devrettiğini, hisse devrine ilişkin 09.10.2009 tarihli ortaklar kurulu kararının alındığı toplantıya katılarak hisse devrine muvafakat verdiğini, davalı şirketin, müvekkilinin yokluğunda yaptığı, 12.02.2007, 22.02.2007 ve 13.04.2007 tarihli ortaklar kurulu toplantılarında alınan kararların, müvekkilinin yerine atılan sahte imzalar nedeniyle yoklukla malul olduğunu, hisse devirlerinin bilgisi dışında gerçekleştiğini, hisse devir işlemlerinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin hiç bir şekilde şirket ortağı olmadığını ileri sürerek davalı şirketin 12.02.2007, 22.02.2007 ve 13.04.2007 ortaklar kurulu kararlarının yoklukla malul olduğunun, hisse devir işlemlerinin ve müvekkilinin hiç bir şekilde davalı şirket ortağı olmadığının tespitini, anılan işlemlerin sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesi sunmamış, yargılamaya katılmamıştır.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; dava tarihinde davacının şirket ortağı olmadığı, bu nedenle ortak olmadığının tespiti talebinde hukuki yararının bulunmadığı, davacının kendisine ait iş deneyim belgesinin şirket tarafından girilecek ihalelerde kullanılabilmesi amacıyla davalı şirkete ortak olmayı kabul ettiğini ve bir ay süreyle ortak olarak kalacağını varsaydığını beyan ettiği, davacının iradesiyle davalı şirkete ortak olmak için vekaletname verildiği ve hisse devrine ilişkin işlemlerin yapıldığı, dava konusu hisse devirlerine ilişkin ortaklar kurulu kararlarındaki davacı imzalarının sahte oldukları, ancak davacının ortaklığının iradi olduğu, yoklukla malul olduğunun tespiti istenen ortaklar kurulu kararlarının ortadan kalkması halinde davacının, davalı şirketten çıkışına ilişkin olarak verilen ve imzasını inkar etmediği son hisse devir işleminin boşlukta kalacağı, davacının son hisse devrini kabul ettiğinden dava konusu olan ortaklar kurulu kararılarının yoklukla malul olduklarının tespiti isteminde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, dava konusu olan 12.02.2007, 22.02.2007 ve 13.04.2007 tarihli ortaklar kurulu kararlarında ..., ... ve davacı isimlerinin ve bu isimlerin altında imzaların bulunduğu, dava konusu hisse devir sözleşmelerinin davacı adına usulüne uygun düzenlenen vekaletnameye dayalı olarak vekili tarafından gerçekleştirildiği, Adli Tıp Raporunda, dava konusu kararlardaki davacıya atfen atılan imzaların davacının eli ürünü olmadığınin belirtildiği, hisse devri işleminin onayına ilişkin davalı şirketin 12.02.2007 tarihli ortaklar kurulu kararının hisseleri devreden ortaklar tarafından alınarak imzalandığı, 6762 sayılı Yasanın 520. maddesine aykırılık bulunmadığı, 22.02.2007 tarihli ortaklar kurulu kararı yönünden dava konusu 22.02.2007 tarihli ortaklar kurulu kararında hisseyi devralan yeni ortak ...’un ve şirket ortağı ...’un isim ve imzalarının bulunduğu, 6762 sayılı Yasanın 520. maddesindeki ¾ çoğunlukla devre izin verme koşulunun gerçekleştiği, kanunda hisse devrine muvafakat için bir şeklin öngörülmediği, muvafakatın yasada öngörülen nisapla alınmış bir ortaklar kurulu kararı biçiminde verilmesinin olanaklı olduğu gibi ispat edilmesi koşuluyla kişi ve sermaye payı olarak ¾ oranındaki ortakların devre muvafakat yönünde irade açıklamasında bulunmalarıyla da mümkün olduğu, bu durumda ayrıca yazılı bir ortaklar kurulu kararının bulunmamasının sonuca etkili olmadığı, somut olayda anılan devir bakımından muvafakatin gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği, anılan işlemlerin pay defterine kaydedilip tescil ve ilan edildiği, 13.04.2007 tarihli ortaklar kurulu kararı yönünden hisse devir işlemi onayına ilişkin 22.02.2007 tarihli ortaklar kurulu kararında, hissesini devreden ortak ... ve diğer ortak ... tarafından alındığından 6762 sayılı Yasanın 520. maddesine aykırılık bulunmadığı, davacının, noter huzurunda gerçekleştirilen işlemlerle ile ilgili hisse devir onayına ilişkin ortaklar kurulu kararındaki imzaların sahteliğini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, uzun süre sonrasında davacının kendi sebep olduğu şekle aykırılıktan lehine sonuç çıkarma amacında olduğu, ilk derece mahkemesinde verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dava, davalı şirketin genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun, hisse devir işlemlerinin geçersizliğinin ve davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespiti istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince davacının tespit isteminde hukuki yararının bulunmadığını gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Anılan kararın davacı tarafça istinafı üzerinde Bölge Adliye Mahkemesince verilen 29.03.2018 tarihli kararda; dava konusu genel kurul kararlarının alınmasında usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, davacının kendi sebep olduğu şekle aykırılıktan lehine sonuç çıkarma amacında olduğu, hisse devir onayına ilişkin genel kurul kararlarındaki imzaların sahteliğinin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 353/1-b. 2. maddesi "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir." hükmünü haiz olup, anılan hüküm doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken HMK 353/1-b-1. maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair karar verilmesi yerinde görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re"sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-) Bozma sebep şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi