Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlu vekili takibin iptal edildiğinden bahisle 11.12.2007 tarihinde icra veznesine giren paranın kendilerine iadesini istemiş, icra müdürlüğünce bu talepleri reddedilmiştir. Ticaret Mahkemesine açılan menfi tespit davasından önce Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.7.2007 tarih ve 2007/295 D.iş. sayılı kararıyla İİK.nun 72/3. maddesi gereğince vezneye girecek paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verildiği görülmektedir. Şikayet konusu ile ilgili ve aynı mahiyette Mersin 1. İcra Mahkemesinin 14.12.2007 tarih ve 2007/869 E. 2007/835 K. sayılı kararı ile borçlunun şikayetinin reddedildiği tespit edilmiştir. Bu nedenle borçlu vekilinin 17.12.2007 tarihli ve görülmekte olan bu davaya konu dilekçesi hakkında karar verilmeden önce yukarıda sözü edilen icra mahkemesi kararının önmesele olarak kabulü ve sonucunun beklenmesi zorunludur.Zira, icra mahkemesi kararları birbirine karşı kesin hüküm teşkil ederler. O halde, mahkemece sözü edilen karar kesinleşmeden şikayetin sonuçlandırılması ve yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.