7. Ceza Dairesi 2021/11573 E. , 2021/11430 K.
"İçtihat Metni"
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu"na muhalefet eyleminden dolayı kabahatli ... İnşaat Haf. Doğ. İçme Suyu Hay.Ser. Taş. Pet. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında ... Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 19/06/2019 tarihli ve E.1862220 sayılı kararı ile uygulanan 89.264,22 Türk lirası idarî para cezasına yönelik başvurunun reddine dair Bursa 2. Sulh Ceza Hâkimliği"nin 09/08/2019 tarihli ve 2019/4142 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii BURSA 3. Sulh Ceza Hâkimliği"nin 09/09/2019 tarihli ve 2019/5683 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı"ndan verilen 25/03/2020 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 21/05/2020 tarihli ve KYB. 2020-45711 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, kabahatli hakkında ... İli ... İlçesi ... Cumhuriyet Mahallesi 7741 ada 2 parsel sayılı gayrimenkulde tarım arazisinin kurum görüşü alınmadan arazi üzerine dolgu toprak sökülmek suretiyle doğal yapısının bozulmasından dolayı uygulanan idari yaptırım kararına yönelik başvurunun reddine karar verilmiş ise de; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun "Başvurunun incelenmesi" başlıklı 28. maddesinde yer alan, “ ..(5) Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklığa, bilirkişi incelemesine ve keşfe ilişkin hükümleri, bu başvuru ile ilgili olarak da uygulanır. (6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi ve avukatı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar dinlenir, bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur. (7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idari yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idari yaptırım kararı verilen tarafın kanuni temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar.” şeklindeki ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun " Bilirkişinin Atanması" başlıklı 63/1. maddesinde yer alan, "Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re"sen, Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, yargılama diyalektiğinin sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi için dosyaya delil olarak ibraz edilen her türlü bilgi ve belgenin doğrudan doğruyalık ilkesi çerçevesinde tartışmaya açılabilmesi gerektiği, uyuşmazlığın tarafı olan idare tarafından ibraz edilen belgelerin de delil değerinin ve ispat gücünün tespit edilebilmesi maksadıyla, mahkemece çözümü uzmanlığı, özel ve teknik bilgiyi gerektiren idarî yaptırım konusunda mahallinde keşif icra edilmek suretiyle alanında uzman kişi veya heyetten bilirkişi raporu aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Her ne kadar kanun yararına bozma ihbarnamesinde idarece sunulan belgelerin delil değeri ve ispat gücünün tespit edilebilmesi bakımından, mahallinde keşif icrası ve alanında uzman kişi veya heyetten bilirkişi raporu alınması gerektiği düşüncesi ortaya konulmuş ise de dosyanın tetkikinde, kabahatli şirketin, başvurusunun idare tarafından yapılan teknik tespitlere yönelik olmadığı ve fakat olay için 5403 sayılı Yasanın 21/2-a maddesinin uygulanmasının hatalı olduğu, esasen aynı Yasanın 20/2 ya da 21/2-b maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin olduğu, bu itibarla, 5271 sayılı CMK’nin 63/1. maddesindeki “… genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz…” düzenlemesi uyarınca, somut olaya uygulanacak hukuk normunun hangisi olduğunun belirlenmesinin de hakimin hukuk bilgisi ile çözeceği bir sorun olduğu cihetle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, CMK"nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE, 30.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.