Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5819
Karar No: 2019/7537
Karar Tarihi: 07.10.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5819 Esas 2019/7537 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/5819 E.  ,  2019/7537 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki (asıl ve karşı davada) alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kısmen kabullerine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı asıl davada, davalılar ... ve ... ile 22/01/2011 tarihinde kendisine ait taşınmazın "kuaför ve güzellik salonu" olarak kullanılmasına ilişkin 1 yıl süreli kira sözleşmesi akdettiklerini ve taşınmazın aynı tarihte davalılara teslim edildiğini,aylık kira bedelinin 1.700 TL olarak belirlendiğini,davalıların 2011 yılı Kasım ve Aralık aylarına ilişkin kira bedellerini eksik ödediklerini,kira sözleşmesinin 1 yıl uzatılması konusunda davalılar ile mutabık kaldıklarını ve yeni sözleşmede kira bedelinin 1.785 TL olarak belirlendiğini,davalıların icra takibine itirazlarında da kendisine 1.785 TL borçlu olduklarını kabul ettiklerini,kira sözleşmesinde artış oranının açık olarak belirtildiğini,davalıların kira sözleşmesi 1 yıl uzatıldıktan sonra kira bedelini ödemediklerini,bunun dışında devreden yılın aylık kira ücretlerini de ödemediklerini ileri sürerek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalılardan 22.069,87 TL alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesi talep ve dava etmiş, 01.03.2016 tarihli celsede davasını eda davası olarak ıslah ettiğini beyan ederek 22.069,87 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar asıl davaya cevaplarında, davalılardan ... 22.01.2011 tarihli sözleşme ile davacıya ait taşınmazı aylık 1.700 TL bedelle kiraladığını,davalılardan ... ise kira sözleşmesinde kefil olarak yer aldığını,ruhsat almak için dava dışı belediyeye başvurduklarında taşınmazın kuaför salonu olarak işletilemeyeceği gerekçesiyle ruhsat verilmediğini,davacı kiraya verenin gerekli girişimlerde bulunmadığını,kira dönemi yenilendiğinde davacının kira bedelini çok fazla arttırmak istediğini, bunu kabul etmediklerini,kira sözleşmesinde yazılı olduğu şekilde aylık kira bedelini %5 arttırarak davacının banka hesabına 1.785 TL olarak ödemeye başladıklarını,davacının kendilerini tehdit ettiğini ve bu nedenle İstanbul 20 Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2012/773 esas sayılı dosyasında yargılanıp para cezasına çarptırıldığını,
    icra takibinde 2012 yılı Ocak ayı ve devamı için kira bedelinin aylık 1.987,13 TL talep edildiğini,ruhsatsız çalıştıklarının ihbar edilmesi neticesinde ... Belediyesi tarafından işyerinin mühürlenip 10.08.2012 tarihinde cebren tahliye edildiklerini, esnaf olduklarından sözleşmedeki muacceliyet şartının TBK 346. maddesine göre geçersiz olduğunu,aylık kira bedelinin 1.785 TL olarak kabul edilmesi gerektiğini,yine davalılardan ... kira sözleşmesinde kefil olarak yer alması nedeniyle talep edilen kira bedelinden sadece bir yıl süre ile sorumlu olabileceğini, İsa yönünden bu nedenle davanın reddi gerektiğini,tahliye tarihine kadarki tüm kira bedellerini davacının banka hesabına ödediklerini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
    Karşı davada davalı, aylık kira bedelinin 1.785 TL olarak belirlenmesini,tarafına ödenmeyen 3.400 TL depozito bedelinin ihtarname tebliğ tarihi olan 15/08/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıdan tahsilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 600 TL hurdaya çıkan korunmayan eşyalar için maddi tazminat ile 3.000 TL manevi tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Karşı davaya cevabında davacı, artış oranının Üfe+Tüfe ortalamasının %5 "i olmadığını,artışın yıllık Üfe+Tüfe ortalamasının altında olan %5"ten yapıldığını,davalının depozito alacağı bulunmadığını, davalıların taşınmazı haksız şekilde tahliye ederken taşınmaza zarar verdiklerini ve bu nedenle harcama yaptıklarını, davalıların ihtarda bulunmadan ve kanuni sürelere uymadan söz konusu taşınmazı erken tahliye ettiklerini, ilgili taşınmazı bir yıldan fazla süre ile kullandıklarını, meydana gelen zarar ile ilgili tespit yaptırdıklarını savunarak,karşı davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece;asıl dava bakımından;davacı ... kefil davalı ..."e yönelik alacak davasının reddine;davacı ... davalı ..."e yönelik alacak davasının kısmen kabulüne, 2.380 TL kira alacağının davalı ..."ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine;karşı dava bakımından;karşı davacı ..."ün maddi tazminat davasının reddine;karşı davacı ..."ün depozito bedeline ilişkin davasının kabulüne, 3.400 TL depozito bedelinin 13/08/2012 den itibaren yasal faizi ile birlikte Menekşe Uyar"dan alınarak ..."e verilmesine;davacı tarafın ve karşı davacının kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-) 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.
    Somut olayda,mahkemece kısa kararda ""kefil"" davalılardan ... olarak belirtilmiş,""kiracı"" ise davalılardan ... olarak belirtilmiş ve asıl ve karşı davada bu nitelemeye göre hüküm tesis edilmiş iken,gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise,bu kez ""kefil"" davalılardan ...,""kiracı"" ise davalılardan ""... olarak nitelendirilmiş ve mahkemece de buna göre hüküm tesis edilmişir.
    Bu şekli ile, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının çelişkili olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenlerine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi