12. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/5077 Karar No: 2008/7852 Karar Tarihi: 14.04.2008
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/5077 Esas 2008/7852 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2008/5077 E. , 2008/7852 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum 1. İcra Mahkemesi TARİHİ : 18/10/2007 NUMARASI : 2007/401-2007/393
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İcra takibi Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04.09.2007 tarih 2007/187 E 2007/159 D.İş sayılı 2 adet çek nedeniyle verilen ihtiyati haciz kararına dayanılarak başlatılmış 05.09.2007 tarihinde yapılan ihtiyati haciz uygulaması sırasında borçlu “.. işyeri bana aittir, borcu kabul ediyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bundan sonra 07.09.2007 tarihinde takibe geçilip (10) nolu ödeme emri tebliği üzerine borçlu A. T.. süresinde çekler altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ve diğer itirazlarını bildirerek icra mahkemesinden takibin iptalini istemiştir. Kambiyo senetleri hakkında haciz yolu ile takipte borca itiraz İİK. 169-169/a maddelerinde imzaya itiraz 170. maddesinde borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ise İİK. 170/a maddesinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere İİK. 170/a maddesinde şikayet ya da itiraza konu edilen takip dayanağı senedin kambiyo senedi olma vasfıyla ilgili ve alacaklının takip hakkına yönelik hususların re’sen nazara alınması ve takibin iptali düzenlenmiş, imza itirazına bu madde kapsamında yer verilmemiştir. Aynı kanunun168. maddesinin 4. bendinde ise "borçlu takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi …….”ihtarı gösterilmiştir. İhtiyati haciz ve icra takibi ayrı hukuki düzenlemeler olup ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. İhtiyati haciz bir icra takip işlemi olmayıp icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan bir nevi tedbir işlemidir. (HGK. 16.02.2000. gün 2000/12-49 E. 2000/94 K. 22.06.1968 gün 1967/805 E. 1968/475 K.) Bu açıklamalar ışığında ihtiyati haciz kararının infazı sırasında borcun kabulü, yukarıda ayrıntısı açıklandığı üzere icra takip işlemi olmayan ihtiyati haczin tatbiki sırasında gerçekleştiğinden, hukuki nitelik olarak harici ikrar olup bu ikrar başka emare ve delillerle teyit edilmediğinden bağlayıcı sayılamaz. Borçlunun ihtiyati haciz sırasında yaptığı ikrarının müzayaka altında yapıldığı düşünüldüğünde ve yasal olarak ancak ödeme emri tebliği üzerine senedi inceleme ve itiraz olanağı doğacağı gözönünde tutulduğunda bu ikrarın ödeme emri tebliği ile doğan imza itirazı olanağını ve dava hakkını ortadan kaldırmayacağının kabulü gerekir. (HGK. 23.01.2008 tarih 2008/12-25 E. 2008/3 K.) mahkemece İİK. 170 maddesi hükümleri gereğince işin esasına girilip gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borçlu itirazları hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.