Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10179
Karar No: 2019/4782
Karar Tarihi: 15.04.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/10179 Esas 2019/4782 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/10179 E.  ,  2019/4782 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Asıl davada davacı ... vekili, müvekkilinin davalı ..."den alacağı olduğunu, borçlu hakkında icra takibine girişildiğini ancak borçlunun hacze kabil malı olmadığından geçici aciz belgesi verildiğini, borçlunun senedin vadesinin dolmasına yakın dairelerin davalı ..."a 13.07.2013 tarihinde, davalı ..."ın da taşınmazları davalı ..."e 27.08.2012 tarihinde, davalı ..."nın da aynı parselleri aynı tarihte davalı ..."e muvazaalı olarak devrettiğini, yine davalılardan ..."in 8 nolu daireyi 25.01.2013 tarihinde davalı ..."e, yine davalı ..."in 2 nolu daireyi diğer davalı ..."e 08.11.2012 tarihinde, yine davalılardan Ali

    ....in 3 nolu daireyi 10.07.2012 tarihinde davalı ..."ya sattığını, ayrıca yine borçlu ..."in müvekkilini zarara uğratmak maksadıyla dubleks daireyi davalı ..."na 30.06.2011 tarihinde devrettiğini, tapuda satış gibi görünen tüm işlemlerin aslında muvazaalı olduğunu belirterek muvazaalı olarak devredilen tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Birleşen davada davacı Cuma vekili, müvekkilinin davalılardan ..."den alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için takibe başlandığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, borçlunun haksız itirazının kaldırılması için itirazın iptali davası açıldığını ve davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, takibin devamına karar verildiğini, haciz işlemi yapıldığını, ancak borçlunun borca batık olduğunun tespit edildiğini, borçlunun tüm malvarlığını muvazalı olarak üçüncü şahıslara devrettiğini, davalı ..."in alacaklılarından mal kaçırmak kastı ile dava konusu olan daireleri 13.07.2013 tarihinde diğer davalı ..."a muvazaalı olarak devrettiğini, davalı ..."ın daireleri 27.08.20112 tarihinde diğer davalı ..."e muvazaalı olarak devrettiğini, davalı ..."nın devraldığı daireleri aynı gün yine diğer davalı ..."e muvazalı olarak devrettiğini, davalı ..."nin ..."den devraldığı 2 nolu daireleri 08.11.2012 tarihinde muvazaalı olarak diğer davalı ..."e devrettiğini, yine davalı ..."nin 8 nolu daireyi de davalı ..."e devrettiğini, davalı ..."in 3 nolu daireyi 10.07.2012 tarihinde muvazaalı olarak davalılardan ..."ya devrettiğini, ev hanımı olan bu kişinin gayrimenkul alacak maddi durumunun olmadığını, yine davalı ..."in mal kaçırmak kastı ile dubleks dairesini muvazaalı olarak diğer davalı ..."na 30.06.2011 tarihinde devrettiğini, tapuda satış gibi görünen tüm işlemlerin aslında muvazaalı olduğunu belirterek muvazaalı olarak devredilen tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, her ne kadar asıl dava ve birleşen dosya davacıları tarafından 15856 parsel 3 nolu bağımsız bölüm aleyhine tasarrufun iptali davası açılmış ise de söz konusu parsel maliki ..."nın davalı ... ile 11.08.2010 tarihli harici protokol ile birlikte söz konusu

    bağımsız bölümü satın aldığı, ancak tapu işlemlerinin inşaat bittikten sonra 10.07.2012 tarihinde tamamlandığı, bu hususun gerek dinlenen tanık anlatımları, gerekse taşınmazı satan ..."in beyanları, gerek dosyaya gelen belge içeriğinden sabit olduğu, bu itibarla söz konusu bağımsız bölüm açısından tasarrufun her iki davacı açısından borcun doğumundan önce olduğu anlaşılmakla ön şart yokluğundan reddine, davalı ..."a yapılan tasarrufun borcun doğumundan önce olduğu anlaşılmakla ... ve ... aleyhine açılan bağımsız bölümlere ilişkin iptal talebinin tasarruftan önce yapılması nedeniyle ön şart yokluğundan ayrı ayrı reddine, 2 nolu bağımsız bölüm açısından ise söz konusu taşınmazın davalı ..."ten bacanağı ..."a ondan sonra da Tamer"in dayısının kızı ile evli olan ..."e devredilmesine ilişkin işlemlerin taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi, taşınmazın kısa aralıklarla yaklaşık iki aylık bir zaman diliminde 3 defa el değiştirmesi tapuda gösterilen bedelle yapılan keşif sonrası belirlenen bedeller arasındaki fahiş fark dikkate alınarak bu devrin muvazaalı olduğu anlaşılmış, öte yandan her ne kadar bu bağımsız bölüm ... tarafından ..."e devredilmiş ve bu şahıs hakkında dava açılmış ise de dinlenen tanık anlatımları dosyaya gelen belgelerden ..."in söz konusu taşınmazın alımı için Ziraat Bankasından kredi çektiği buna dair kredi belgelerinin dosyaya sunulduğu ve halen kredi ödemelerinin devam ettiğini bu davalının diğer davalılar ile herhangi bir akrabalık bağının tespit edilemediğini, bu itibarla somut olayda ..."in 4.kişi iyiniyetli kişi olduğunun kabulü ile ..."in elinden çıkardığı malın değeri olan 34.080,00 TL nakdi tazminatın kendisinden alınarak ödenmesine karar verilmiş, Süheyla açısından açılan davanın iyiniyetli olması nedeniyle reddine, 8 nolu bağımsız bölüm açısından da bu taşınmazın Mehmet"ten bacanağı Tamer"e ondan ..."e daha sonra ..."e ve ... tarafından gelen nüfus kayıtları örnekleri içeriğinde kocasının eniştesi ile evli olan ..."e satılmasına ilişkin olarak taraflar arasındaki akrabalık bağı, taşınmazın kısa aralıklarla 4 defa el değiştirmesi tapuda gösterilen bedelle keşif sonrası belirlenen bedeller arasındaki fahiş fark dikkate alınarak söz konusu devirlerin muvazaalı olduğu anlaşılmış her ne kadar davalılar tarafından taşınmazların

    tapuda gösterilen bedelden daha yüksek bedelle satın alındığı iddia edilmekte ise de tarafların kendi muvazaasına dayanamayacakları bu hususta davalılar tarafından yazılı bir belgenin sunulmadığından bu bağımsız bölüm açısından da tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, asıl davada davacı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.Satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtları varsa,alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilir. Bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haiz miktarının da gözönünde tutulması gerekir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

    2-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, .... Mah. 1178 parseldeki taşınmazın 30.06.2011 tarihinde ..."na satıldığı gözetildiğinde ve bu bağımsız bölüm açısından da asıl dosya davacısının borcun doğum tarihi 29.06.2012 tarihli bonoya dayalı 50.048,00 TL"lik alacaktan kaynaklandığı ve 2 nolu bağımsız bölüm açısından ise ... tarafından ..."e devredilmiş, dinlenen tanık anlatımları dosyaya gelen belgelerden ..."in söz konusu taşınmazın alımı için Ziraat Bankasından kredi çektiği buna dair kredi belgelerinin dosyaya sunulduğu ve halen kredi ödemelerinin devam ettiğinden somut olayda ..."in 4.kişi iyiniyetli kişi olduğunun kabulüne göre, davacı ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Somut olayda 15856 parsel 3 nolu bağımsız bölüm için bağımsız bölüm maliki ..."nın davalı ... ile 11.08.2010 tarihli harici protokol ile birlikte söz konusu bağımsız bölümü satın almış ise de daha önce yapılmış olana protokolun bağlayıcı nitelikte olmadığı gayrimenkül satışlarının resmi şekilde yapılmasının asıl olduğu dikkate alınarak tapudaki satış tarihi 10/07/2012 tarihinin tasarruf tarihi olarak kabul edilmesi gerekirken mahkemenin gerekçesinde yazılı olduğu üzere 11.08.2010 protokol tarihinin esas alınması doğru değildir. O halde tasarrufun borcun doğumundan sonra olduğu kabul edilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle de davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 4.882,85 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalı ..."den alınmasına 15/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi