Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 1479 sayılı Bağkur Kanunu’nun 67/1. maddesi aynen; bu Kanun gereğince “bağlanacak aylıklar, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez” hükmünü içermektedir. Anılan yasal düzenleme kamu düzeniyle ilgili olup İİK’ nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi bulunmaktadır. İİK.nun 83/a maddesi gereğince, 82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair “önceden yapılan” anlaşmalar muteber değildir. Bu nedenle ancak haciz sırasında ve daha sonra özel kanununda haczedilemeyeceği yazılı bu haktan (82/l) feragat edilebilir (Prof Dr. Baki Kuru İcra İflas 1. cilt shf. 834) (HGK. 31.3.2004 tarih ve 2004/12-2002) Haczedilmezlikten feragatin açık bir şekilde yapılması gerekip borçlunun hacze karşı sessiz kalması feragat olarak kabul edilemez. Bir diğer anlatımla borçlunun maaşından bir süre kesinti yapılmasına karşı koymaması nedeniyle örtülü muvaffakatın oluştuğu düşünülemez. Somut olayda borçlunun yukarıda açıklanan yasa hükümlerine uygun açık bir feragati yoktur. O halde Mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/04/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.