Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4262
Karar No: 2019/2785
Karar Tarihi: 30.04.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4262 Esas 2019/2785 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesi çerçevesinde borçlulara kredi kullandırıldığı ancak borçların ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığı ve borçluların itirazı sonrası takibin durdurulduğu öğrenildi. İtirazın iptali davası açılmasında ise bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği iddiası üzerine davanın reddine karar verilmiş, ancak Yargıtay bozma kararı ile hak düşürücü sürenin tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Davacı banka ise takipte faiz oranı olarak yıllık %125 oran belirlenmesine rağmen fiili durumda %225 uygulandığı için takip talebinde yıllık %125 oranında faiz istemiştir. Mahkeme ise bu hususu dikkate almadan yasal faiz oranı olan %9 üzerinden hesaplamalarda bulunarak karar vermiştir. Sonuç olarak kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak: TTK 8, İİK 67/1.
19. Hukuk Dairesi         2017/4262 E.  ,  2019/2785 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı şirket arasında imzalanan kredi genel sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, diğer davalıların kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle hesabın katedilerek davalılara ihtarname gönderildiğini, yapılan ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalılar vekilinin bilahare verdiği 20/05/2009 tarihli dilekçesi ile faiz ve faiz oranına yönelik itirazları hariç diğer itirazlardan vazgeçtiklerini bildirdiğini, icra dairesince 62.894,71 TL işlemiş faiz ve takipten sonra uygulanacak faiz oranı hakkındaki takibin durmasına, kalan kısımlar yönünden itirazlardan vazgeçme nedeniyle takibin devamına karar verildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve birikmiş faizin %40"ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davanın incelenmesinin usulen mümkün olmadığını ve davanın esası yönünden de faiz ve oranının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; borçluların 25/12/2008 tarihinde borcun tamamına itiraz ettikleri, icra dosyasında herhangi bir işlem yapılmadan 20/05/2009 tarihinde borçlular birikmiş faiz ve faiz oranı dışındaki itirazlarından vazgeçer içerikte itirazlarını düzelttiklerine ilişkin dilekçe verdikleri, borçluların itirazları ve kısmen itirazlarından vazgeçmeleri hususlarının alacaklı banka vekiline 21/04/2010 tarihli icra tebliğ tutanağı ile tebliğ edildiği, ancak ne var ki davacı alacaklı vekilinin 27/07/2009 tarihinde bir kısım borçlular hakkında araç ve taşınmaz haczi istemesi nedeniyle bu tarihte itirazı ve itirazdan kısmen vazgeçmeyi öğrenmiş sayılması gerektiği, itirazın öğrenilmesinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmasının dava şartlarından olduğu ve davanın bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 15.04.2013 tarih ve 2013/3817 E.- 2013/6724 K. sayılı bozma ilamı ile “İİK"nın 67/1. maddesine göre alacaklı, borçlu tarafın itirazının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren, itirazın iptali için 1 yıl içinde mahkemeye başvurmak zorundadır. İncelenen takip dosyasına göre borçluların itirazları ve kısmen itirazlarından vazgeçtiklerine ilişkin hususların alacaklı banka vekiline 21/04/2010 tarihli icra tebliğ tutanağı ile tebliğ edildiği görülmüştür. Alacaklı vekilinin 27/07/2009 tarihinde bir kısım borçlular hakkında araç ve taşınmaz haczi istemesi nedeniyle bu tarihte itirazı ve itirazdan kısmen vazgeçmeyi öğrendiğinden bahisle süresinde yasal yollara başvurmadığının kabulü doğru değildir. Zira yasal başvuru hakkı alacaklıya tebliğ olgusundan sonra başlar. İtiraza haricen muttali olmak yeterli değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece,bozma ilamına direnilerek yapılan yargılama sonunda, ilk karar gibi davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine;
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.10.2015 tarih, 2013/19-2415 Esas, 2015/2335 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacıların takipte işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etiklerini, takip talebinde faize ilişkin sadece yıllık %125 oran belirtildiğini, faizin cinsinin ve adının belirtilmediği,bu durumda istenilen faizin yasal faiz olan %9 olarak kabul edilmesi gerektiği, yasal faiz oranına göre yapılan hesaplamaya göre işlemiş faiz miktarının 4.528,31 TL olduğu, takip tarihinden itibaren yıllık %9 faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Taraflar tacir olup,TTK. 8. maddesine göre ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilir. Nitekim davacı banka genel kredi sözleşmesinde faiz oranı % 225 yazmasına rağmen fiilen uyguladığı faiz oranını baz alarak takipte %125 oranında faiz isteminde bulunmuştur.Bu husus mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıkça belirtilip bu oran üzerinden hesaplama yapılmıştır.Bu durumda mahkemece somut vakıaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ile bağdaşmayan ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçe kurularak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi