9. Hukuk Dairesi 2017/25349 E. , 2018/3723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, yapılan intibakının yanlış olduğunun tespiti ile eklenecek kıdem, kademe ve derece katsayı ve her türlü sosyal-mali haklarının intibakına yansıtılarak belirlenecek yıllık izin ücreti, yevmiye ücret farkı, akdi ilave tediye farkı,yasal ilave tediye farkı ve yıpranma prim farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 2001 yılındaki daimi kadroya geçirilmesi sırasında geçici işçi statüsündeki çalışmalarının sayılmaması nedeni ile yapılan intibakının yanlış olduğunun tespiti ile eklenecek kıdem, kademe ve derece katsayı ve her türlü sosyal-mali haklarının intibakına yansıtılarak belirlenecek yıllık izin ücreti, yevmiye ücret farkı, akdi ilave tediye farkı,yasal ilave tediye farkı ve yıpranma prim farkı alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep edilen hak ve alacakların zamanaşımına uğradığını, geçici işçilerin kadroya alınmasında intibak işlemlerinin ... hükümleri uyarınca gerçekleştirildiğini, mevsimlik işçi olarak çalışılan dönemin tamamı için yıllık izin ücreti talebinin haksız olduğunu, davacının tüm hak ve alacaklarını alarak 14.05.2009 tarihinde emekli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. H.D.’nin 15.10.2015 tarih, 2015/18003 Esas, 2015/19402 Karar sayılı kararı ile “...Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak 9 yıl 7 ay 5 gün çalışmasının bulunduğu, bu çalışmaya karşılık olarak her iki yılda "bir derece" ve her yıl "bir kademe" alacağı, davacının eklenmesi gereken derece ve kademesinin 4 derece 10 kademe olduğu, bunun iş ilişkisinin son bulduğu tarihteki 6 derece ve 10 kademesine eklenmesiyle olması gereken derece ve kademesinin 10 derece 20 kademe olduğu tespit edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacı, ekleme yapılması gereken tarihte tabancacı pozisyonunda olup işyerinde uygulanan TİS"e ekli pozisyon cetveline göre 2-9 derece arasında ilerleyebilmektedir. Davacı 14.05.2009 tarihinde emekli olduğundan 01.03.2011-28.02.2013 dönemini kapsayan en son TİS"in geçici 4. maddesinde ... Eki Ek-10"da yer alan pozisyon cetvelindeki pozisyonların gelebileceği son derecelerin 2 derece arttırılmasına ilişkin düzenlemeden yararlanabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, davacının 9 derece ve 20 kademeden emekli olması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile 10 derece ve 20 kademeden emekli olması gerektiğinin tespitine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
II- Kabule göre de;
1- Taraflar arasında davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde yıllık izne hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 53/3 maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı İş Kanunu"nun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da Toplu İş Sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre ise 11 ayı bulan çalışmalar artık mevsimlik olmaktan çıkmakta olup sadece mevsimlik çalışma dahi olsa 11 ayı aşan çalışmalar için yıllık ücretli izin hakkı doğmaktadır.
Somut olayda, yıllık izin ücret alacağı hesabında mevsimlik işçilikte geçen süre bakımından sadece 11 ayı aşan çalışmaların olduğu yıl bakımından davacının yıllık izne hak kazandığının kabulü yerine tüm mevsimlik işçilik süresince yıllık izne hak kazandığının kabulü ile hesaplama yapılması doğru olmamıştır.
Ayrıca, davacıya yıllık izin ücreti olarak 13.11.2013 tarihinde brüt 1.878,28 TL (net 1.457,66 TL); 21.11.2013 tarihinde ise 3.577,20 TL brüt (net: 3.013,40 TL) ödeme yapıldığı davalının sunduğu makbuzlardan anlaşılmakta olup yıllık izin ücreti alacağından ödenen bu miktarların mahsubu gerekmektedir.
2- ... hükümlerine göre yıpranma primi fiilen çalışılan dönem için ödenir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise bu alacaktan davacının izinde olduğu dönemlerin düşülüp düşülmediği anlaşılamadığından mahkemece denetime elverişli olmayan rapora itibarla hüküm kurulması yerinde değildir.
3- Dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup davacı dava dilekçesinde tüm alacaklar için en yüksek mevduat faizi talep etmiştir. Yıpranma prim farkı alacağına en yüksek mevduat faizi uygulanması gerekirken en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması hatalıdır. Hüküm altına alınan 188,62 TL kanuni ikramiye (yasal ilave tediye) alacağının hükümde "akdi ilave tediye" şeklinde yazılmış olması doğru olmadığı gibi bu alacağa talep de gözetilerek dava tarihinden itibaren yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek mevduat faizi yürütülmesi gerekirken Bakanlar Kurulu karar tarihinden itibaren doğrudan yasal faiz yürütülmesi, yıllık izin alacağına talep gözetilerek yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek mevduat faizi yürütülmesi gerekirken doğrudan yasal faiz yürütülmesi hatalıdır. gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır.
Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut uyuşmazlıkta; Yerel Mahkemenin bozma öncesi kararında davacının 1.148,31 TL net ücret farkı, 229,66 TL net yıpranma prim farkı, 188,62 TL net akdi ilave tediye farkı, 219,24 TL net ikramiye farkı alacağına karar verilmiş olup, karar davacı tarafından temyiz edilmemiş ve bu husus bozma kapsamı dışında kalarak davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda ise, yıllık izin ücreti haricinde tüm alacak kalemleri bakımından brüt miktarlar üzerinden hüküm kurulmuş ve bozma öncesi davalı aleyhine hükmedilen miktarları aşacak şekilde 1.227,17 TL brüt ücret farkı, 225,30 TL brüt akdi ilave tediye farkı ve 195,26 TL brüt yasal ilave tediye farkı alacağına hükmedilmiştir. Bu durum, bozmaya uyulmakla davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hak ilkesine aykırıdır.
3-Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda, davacının 9 derece ve 20 kademeden emekli olması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, 10 derece ve 20 kademeden emekli olduğunun tespitine karar verilmesi de hatalı olup, bozma sebebidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.