9. Hukuk Dairesi 2017/23016 E. , 2018/3721 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ücret farkı alacağı, yasal ilave tediye farkı alacağı, akdi ilave tediye farkı alacağı, yıpranma prim farkı alacağı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2001 yılındaki daimi kadroya geçirilmesi sırasında geçici işçi statüsündeki çalışmalarının sayılmaması nedeni ile yapılan intibakının yanlış olduğunun tespiti ile eklenecek kıdem, kademe ve derece katsayı ve her türlü sosyal-mali haklarının intibakına yansıtılarak belirlenecek yıllık izin ücreti, ücret farkı, akdi ilave tediye farkı, yasal ilave tediye farkı ve yıpranma prim farkı alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının geçici/mevsimlik işçi olarak göreve başladığını, fasılalı aralıklarla giriş çıkış yaptığını, tespit talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, alacak talep hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. HD’nin 05.05.2015 tarih, 2014/17315 Esas, 2015/8007 Karar sayılı kararı ile “..Taraflar arasında geçerli olan ...’e göre bina ve mal bakıcısı olarak çalışan işçinin 1-9 derece işçi kadrosunda çalışabileceği kabul edildiği halde bilirkişi tarafından gerekçesi açıklanmadan 11 derece kabul edilerek hesaplama yapılması hatalı olup bozma nedenidir.
...6772 sayılı Yasa’dan kaynaklanan ilave tediye alacağına dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından talep doğrultusunda dava tarihinden itibaren yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi yerine Bakanlar Kurulu’nca belirlenen tarihlerden itibaren doğrudan yasal faize hükmedilmesi hatalıdır.” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Karar başlığında dava tarihinin 01/10/2013 yerine 05/11/2015 olarak yazılması hatalıdır.
3-Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır.
Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut uyuşmazlıkta; Yerel Mahkeme bozma öncesi kararında davacının 27.05.2014 tarihli ıslah dilekçesindeki miktarları da nazara alarak, davacının 2.312,91 TL brüt ücret farkı, 298,61 TL brüt yasal ilave tediye farkı, 275,70 TL brüt akdi ilave tediye farkı ve 305,58 TL brüt yıpranma prim farkı alacağına karar vermiş olup, karar davacı tarafından temyiz edilmemiş ve bu husus bozma kapsamı dışında kalarak davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda ise, bozma öncesi davalı aleyhine hükmedilen miktarları ve davacının ıslah dilekçesinde arttırdığı miktarları aşacak şekilde 3.462,53 TL brüt ücret farkı, 372,02 TL brüt yasal ilave tediye farkı, 605,10 TL brüt akdi ilave tediye farkı ve 471,85 TL brüt yıpranma prim farkı alacağına hükmedilmiştir. Bu durum, bozmaya uyulmakla davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hak ilkesine ve taleple bağlılık kuralına aykırılık teşkil etmektedir.
4-Bozma ilamında, 6772 sayılı Yasa’dan kaynaklanan ilave tediye alacağına dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından talep doğrultusunda dava tarihinden itibaren yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi yerine Bakanlar Kurulu’nca belirlenen tarihlerden itibaren doğrudan yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmakla birlikte yasal ilave tediye alacağına bozma öncesi gibi Bakanlar Kurulu’nca belirlenen tarihlerden itibaren faize hükmedilmesi de hatalı olup, bozma sebebidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.