Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/5747 Esas 2019/6736 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5747
Karar No: 2019/6736
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/5747 Esas 2019/6736 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kayden maliki olduğu bir taşınmazda yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde açılan dava sonucu iptal edildiği ve kararın kesinleştiği gerekçesiyle kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesini istemiştir. Mahkeme eski hale getirme talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, elatmanın önlenmesi talebinin ise reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay kararı, ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiğini ve taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmasının yanılgılı değerlendirme olduğunu belirtmiştir. Bunun sonucunda, imar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile kaydın illetten mücerret olmaması gerektiğini ve tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. TMK'nin 1025. maddesi de bu durumu desteklemektedir. Kanun maddesi, kaydın illetten mücerret olmaması, tescilin aleniliği, Hazinenin kusursuz sorumluluğu, geçerli bir hukuki sebep olmaması ve kaydın düzeltilebilir olması prensiplerini belirtmektedir.
14. Hukuk Dairesi         2018/5747 E.  ,  2019/6736 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22/05/2006 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; eski hale getirme talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, elatmanın önlenmesi talebinin reddine dair verilen 18/10/2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesini isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin kayden maliki olduğu 762 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde açılan dava sonucu iptal edildiğini ve kararın deracattan geçmek suretiyle kesinleştiğini ileri sürerek kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, eski hale getirme talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, elatmanın önlenmesi talebinin ise reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
    O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nin 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
    Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
    Somut olaya gelince; davacı ... tarafından ... İdare Mahkemesinin 2008/1540 Esas sayılı açılan dosyasında Bozyazı Belediye Encümeninin 15.07.2008 tarihli ve 93 sayılı Kararı ile yapılan imar düzenlemesine ilişkin işlemininin iptaline karar verildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği, böylece imar parselinin hukuki dayanaktan yoksun hale geldiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, imar uygulamasının iptal edildiğini ileri sürerek kadastral parselin ihyasına yönelik olarak eldeki davayı açmış olup, kadastral parselin ihyasının; imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği; bu durumda da ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
    Taraf teşkili dava şartlarından olup re"sen gözetilmesi gerekir. Eldeki davada da kadastral parselin ihyası istenildiğine göre mahkemece, öncelikle imar uygulamasına tabi olan 762 sayılı kadastral parselin 3510 m2"lik kısmının çap kapsamı içerisinde kalan tüm imar parsellerinin kayıt maliklerinin tespit edilerek tamamının davada yer almalarının sağlanması ve böylece taraf teşkilinin temininden sonra, iddia ve savunmalar doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan ve işin esası bakımından eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.