Esas No: 2021/19426
Karar No: 2022/13429
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/19426 Esas 2022/13429 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/19426 E. , 2022/13429 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre, ... hakkında, ..., ... ve ...’e yönelik “nitelikli yağma” ve “tehdit” eylemlerinden açılan dava hakkında her zaman karar bir verilebileceği belirlenerek dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1) Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ... yönelik tehdit, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ...'a yönelik tehdit, sanıklar ... ve ... hakkında müşteki ...'a yönelik tehdit suçundan verilen hükümlerin temyizlerinde;
Sanıklara atılı suça ilişkin yasa maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı uyarınca, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, ve 67/4 maddelerine göre, suçun tabi bulunduğu 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık ... ve müdafisi, sanık ... ve müdafisi, sanık ... müdafisi, sanık ... müdafisi, sanık ... ve müdafisi, sanık ... müdafisinin temyizleri bu nedenle yerinde görülmekle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, başkaca yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 67/4. ve CMK'nın 223/8. maddeleri gözetilerek ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
2) Diğer hükümlerin temyizinde ise, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında katılanlar ..., ... ve ...'e yönelik tehdit suçundan verilen hükümler yönünden;
İddianamede (1) numaralı eylem olarak anlatılan olayda, katılanların birlikte işlettikleri “...” isimli işyerine sanıklar ile tanımadığı ve isimlerini bilmediği bazı kişilerin kafede yiyip içtikten sonra hesap ödemeden ayrılıp gitmeleri üzerine ücretlerini ödemeleri konusunda ikaz edildiklerinde, tehdit ederek paralarını hiçbir zaman ödemedikleri, 2007 yılının ilk aylarında işyerinde bulunduğu bir sırada ..., ..., ... ve ...’nın anılan işyerine geldikleri, sanık ...’ın ofis içerisinde kalıp yanındakileri dışarıya çıkararak, sanık ...’ın, katılan ...’e hitaben “Ananı avradını sinkaf ederim, beş kuruş ödemeden bu mekanı sizden alacağız, ayakkabılarınızı dahi alamadan buradan nasıl kaçacağınızı bilemeyeceksiniz” diye tehditte bulunduğu, bu şekilde tehdit içerikli konuşarak belinden çıkarmış olduğu tabancayla katılana ve diğer ortaklarına gözdağı vermek amacıyla ofisin içerisinde bir el tavana doğru ateş ettiği, akabinde içeriye giren sanık ...’ün, ortamı sakinleştiriyormuş gibi davranarak sanık ...’yi alıp gitmeden önce tavanda bulunan mermi çekirdeğini anahtar ile çıkarıp aldığı, sanık ...’dan, daha önceki yiyip içmelerinden dolayı oluşan borçlarını ödemedikleri için “bu şekilde gelecekseniz gelmeyin, gelecekseniz de yiyip içtiklerinizin parasını ödeyin” demesi üzerine, sanığın katılana hitaben “Sizinle görüşeceğiz, hesaplaşacağız” diye tehditlerde bulunduğu, iki gün sonra sanık ...’ın işyerine gelerek “Bizim adamlarımıza yanlış yapıyorsunuz, sizin hepinizi vururum” diye tehdit ettiği iddia olunmakla,
Yerel Mahkemece sanıkların, fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek, katılanlara yönelik olarak tehdit suçunu işledikleri, her ne kadar yağma iddiasıyla kamu davası açılmış ise de sanıkların bu eylemlerinin katılanlara yönelik olarak malvarlıklarına veya kendilerine yönelik bir saldırı gerçekleşmesi niteliğinde olduğu, bu haliyle yağma suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul olunmuş ise de, katılanlar ..., ... ve ...’in aşamalardaki anlatımlarının birbiriyle uyumlu olması ve soruşturma evresinde yapılan canlı teşhiste sanıkları net olarak teşhis etmiş olmaları dikkate alınarak, olay yeri inceleme büro amirliği görevlilerince yapılan incelemede “... ofis içerisinde orta kısmındaki masanın üst hizası strafor malzeme ile kaplı tavanda bir adet 2 cm. çapında, 1 cm derenliğinde mermi çekirdeği deliğinin bulunduğu” şeklindeki tespit tutanağının da katılanların anlatımlarıyla uyumlu olduğunun anlaşılması karşısında,
Sanıkların, birlikte hareket ettikleri, katılanların işlettiği cafeye değişik zamanlarda birlikte gelerek yukarıda açıklanan eylemleri gerçekleştirdikleri anlaşılmakla, sanıkların eylemlerinin bir bütün olarak yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle tehdit suçundan mahkûmiyet hükümleri kurulması,
b) Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...'a yönelik tehdit suçundan verilen hükümler yönünden;
İddianamede (5) numaralı eylem olarak adlandırılan olayda, mağdur ...’ın soruşturma evresindeki beyanında, sanık ... ve arkadaşlarının yakalandıklarını duyması üzerine müracaatta bulunarak, 2007 yılı Ekim ayında 50 adet küçük baş hayvanı 8.900 YTL karşılığında senetle satın aldığını, işlerinin bozuk gitmesi nedeni ile borcunu gününde ödeyemediğini, bunun üzerine 2008 yılı Şubat ayı içerisinde sanık ...’nin senetleri verdiği Remzi isimli şahısla birlikte yanına geldiklerini, Remzi’nin elinde bulunan senetleri sanık ...’ye vererek bundan sonra borcunu bu şahısa ödemesini istediğini ve kendisinin kabul ettiğini, sanık ...’nin, kendisini sürekli telefon ile arayarak “parayı getir, sinirlenmeye başlıyorum bu işlerin sonu kötü olur getirmezsen çocuğunun canını yakarız, çocukları gönderir çocuğunu aldırırım, senin de çocuğunun da canını yakarım” dediğini ve her geçen gün telefondaki tehditlerin boyutlarını artırdığını, sürekli şahsını ve ailesini içeren tehditler almaya devam ettiğini, hatta o günlerde oğlu İbrahim’in kendisini arayarak “baba Turkay diye birisi buraya geldi bana senden alacakları olduklarını söylüyor. Bu konu nedir” dediğini, bahse konu şahıstan gelen tehditlerin artması üzerine korkarak kullanmış olduğu aracı değerinin altında satarak borcunu kapattığını, sanıklardan şikayetçi olduğu anlaşılmakla,
Mağdurun soruşturma evresinde sanıkları teşhis etmesi ve olaylara ilişkin ayrıntılı anlatımı karşısında, sanıkların eylemlerinin bir bütün olarak yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle tehdit suçundan mahkûmiyet hükümleri kurulması,
c) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ...'a yönelik tehdit ve sanıklar ..., ... ve ... hakkında müşteki ...'a yönelik tehdit suçundan verilen hükümler yönünden;
Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu da usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda olacaktır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için; olaya ışık tutabilecek nitelikte tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp, elde edilen tüm delillerin, akla, mantığa, bilimsel verilere, fiziksel kurallara, herkesçe bilinen somut duruma, gündelik hayatta elde edilen karine niteliğindeki bilgilere uygun olup olmadığı belirlenerek, bu konuda varsa yanılgılar sonlandırılıp, birini diğerine üstün kılan anlatım ve/veya deliller açıklanıp, hukuki sonucun temyiz merciince denetlenebilir bir gerekçe ile yazılması gerekir.
Öte yandan, yağma olaylarında genelde tanık yoktur, bu nedenle mağdurun beyanı ve teşhisi önemlidir. Birebir olayın muhattabı olan mağdurun beyanı tutarlı ve istikrarlı ise önde ve üstün niteliktedir. Şayet bu konuda duraksama varsa ortada yenilmesi gereken bir şüphenin olduğunun düşünülmesi gerekir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak da deliller eşdeğerdedir. Bu nedenle deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise bu hususlar giderilmelidir. Soruşturma evresinde toplanmamış delilleri mahkemenin toplaması gerekir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp; tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Yani hükümde varsayıma dayalı kuşkulu kalan hususlar olmamalıdır. Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Bir takım varsayımlara dayanılarak karar verilmesi ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır. Kuşku ve çelişki yenilmeden karar verilemez. Bir suç varsa bunun failini belirleyebilmek ancak kanıtların yorumu ile olanaklıdır. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa imkan vermemelidir. Yüksek ihtimal ile deliller yeterli toplanmadan bir ceza verilemez. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için, önce sözkonusu eylemin işlenip işlenmediğinin belirlenmesi gerekir. Bu da kanıtların yorumu ile cevaplanacaktır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığını, yorum ile nasıl bir kanıya ulaştığını, kararının gerekçesinde göstermek zorundadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaylara gelirsek;
İddianamede (3) numaralı eylem olarak adlandırılan olayda, 2006 yılı içerisinde sanıkların, katılan ... ve ortağı tarafından işletilmekte olan işyerlerini kendilerine devretmeleri için tehdit ettikleri, 2006 yılı içerisinde otoparkta gece bekçisi olarak bulunan ... ...’a sanık ... ve yanındakilerin gelerek kendisini sordukları, bu şekilde birkaç defa gelip tehditvari konuşmaları nedeniyle otopark bekçisi ... ...’ın sanıklardan korkarak işi bıraktığı, 2007 yılı içerisinde sabah saat 04.30 sıralarında sanık ...’ ın taksi plakalı bir araç ile otoparka gelerek aracın camından çıkarmış olduğu pompalı tüfek ile otoparka doğru iki el ateş ederek tehdit etmesi şeklinde icra edilen eylemin ... ...Savcılığında takipsizlik kararı ile sonuçlandığı, 2007 yılının Nisan ayı içerisinde kardeşi İsmail Yaman ve arkadaşı Timur Şayakçı ile birlikte arabayla yolda gittikleri bir sırada ..., ..., ..., ... ve ... ve isimlerini bilmediği çok sayıda şahsın kullandığı aracı durdurarak kendilerini darp etmeye çalıştıkları ve aracın çeşitli yerlerine hasar verdikleri iddia olunmakla,
İddianamede (6) numaralı eylem olarak adlandırılan olayda, müşteki Şadi Işık’ın, kendisini tehdit ederek haraç isteyen sanık ... ve arkadaşlarının yakalandıklarını duyması üzerine müracaatta bulunarak, sanıklar ... ve ...’ün “biz dedi ...’da PKK’cılara karşı bir mücadele veriyoruz, bu mücadelede mühimmat ihtiyacımız var bundan dolayı paraya ihtiyacımız var bize yardım et, sen de bir mekan işletiyorsun sonuçta, yarın öbür gün bir çocuk gelir silah patlatır mekanında sen de ekmeğinden olursun, başına bir şey gelmesin diye biz seni koruruz, onun için bize 1.000-2.000 TL para ver buna çok ihtiyacımız var” demesi üzerine kendilerine para vermeyeceğini söylediğini, olaydan bir hafta sonra ...’ın yanında bir şahısla geldiğini, arka koltuğa binen ve şu an tanıyamayacağı şahsın belinden çıkardığı tabancanın ağzına mermi verdiği ve o esnada sanık ...’ın bira ve sigara almasını söylediğini, kendilerinden korktuğu için araçtan inerek bira ve sigara aldığını ve bira içerken ...’ın “Yarın Soma’ ya gideceğim düğün var bana 500 TL para vereceksin” dediğini, kendisine haraç vermeyeceğini söylediğinde elinde bulunan bira şişesini kafasına vurmak isterken eliyle karşıladığını, bunun üzerine ...’ın “niye el kaldırıyorsun” dediğini ve yanında bulunan arkadaşı tekrar silahını çıkararak üzerine tuttuğunu bu esnada ... yanında bulunan arkadaşına talimat vererek kendisini vurmasını söylediğini, çekinerek parayı vereceğini söyleyip oradan ayrılarak Polis Merkezine müracaatta bulunmak üzere geldiğini, burada olayın Jandarma bölgesi olduğunu ve Jandarmaya müracaatta bulunmasını söylediklerini lakin Jandarmaya giderek müracaatta bulunmadığını, bu olaydan 1 ay geçtikten sonra sanıklar ... ve ...’ün, işyerine gelerek işyeri açacaklarını ve paraya ihtiyaçları olduğunu söylediklerini ve 300 torba çimento almasını istediğini, kendisinin de almayacağını söylediğinde sanık ...’ün “kendine dikkat et, mekan işletiyorsun başına bir şey gelir” diyerek tehdit ederek işyerinden ayrıldığını beyan ettiği anlaşılmakla,
Yerel Mahkemece, iddianamede (3) ve (6) numaralı eylemler olarak adlandırılan olaylara ilişkin sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek, katılana ve müştekiye yönelik olarak tehdit suçunu işledikleri, ancak yağma iddiasıyla kamu davası açılmış ise de sanıkların bu eylemlerinin katılanın ve müştekinin malvarlıklarına veya kendilerine yönelik bir saldırı gerçekleşmesi niteliğinde olduğu, bu haliyle yağma suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul olunmuş ise de, katılanın ve müştekinin soruşturma evresinde yaptırılan teşhis işlemlerinde sanıkları net olarak teşhis ederek olayları ayrıntılı şekilde anlattıkları anlaşılmakla, sanıkların aşamalarda atılı suçu kabul etmediklerini söyleyerek iddianamede anlatılan olaylara bütünüyle inkar içeren savunmaları karşısında, sanıklara atılı eylemlerde tehdit suçunun oluştuğunun kabulüne karşın yağma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunun ayrıntılı olarak değerlendirilmesi, hangi beyana ne şekilde itibar edildiğinin açıklanması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek, eksik inceleme, yetersiz gerekçe ve çelişkili kabulle tehdit suçundan mahkûmiyet hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık ... ve müdafisi, sanık ... ve müdafisi, sanık ... ve müdafisi, sanık ... müdafisi, sanık ... müdafisi, sanık ... müdafisi, sanık ... ve müdafisi, sanık ... müdafisi, sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.