11. Hukuk Dairesi 2019/2229 E. , 2019/4442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/12/2018 tarih ve 2017/206-2018/1202 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, taraflar arasında düzenlenen Limited Şirket hisse devri sözleşmesi nedeniyle bakiye 25.000 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı, görev, yetki ve esasa ilişkin nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, HMK"nın 17. maddesi gereğince tarafların tacir olmaması nedeniyle yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu, davalıların yetki hususundaki seçimlik hakkını Bakırköy mahkemelerinden yana kullandıkları için davaya bakmakta Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava Limitet Şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece tarafların tacir olmadığı, bu nedenle sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. HMK"nın 14/2 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Bu itibarla davaya bakmaya yetkili mahkemenin şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu gözetilerek, şirket merkezinin hangi adres olduğu hususunda gerekli araştırma yapılarak yetkili mahkemenini bu sonuca göre belirlenmesi gerekirken Bakırköy Asliye Ticaret mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK 14/2 maddesinde özel hukuk tüzel kişi ortaklarının, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla diğer ortaklara karşı alacakları davalarda ilgili tüzel kişinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Maddedeki kesin yetki kuralı, açılacakdavanın ancak ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmasına hasredilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı 26.06.2005 tarihli Limited Şirket Hisse devri sözleşmesi ile davalılara devrettiği hisselerinin bedelinin kısmen ödenmediğini iddia ederek eldeki Alacak davasını açmıştır.
Davadışı şirket, dava ikamesinden çok önce 25.01.2011 tarihinde tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilmiş olup, davanın bu nedenle ortaklık ilişkisi ile ilgili olduğunun kabulü mümkün olmadığı gibi davacının talebinin ödenmeyen devir bedeline ilişkin olması nedeni ile de ortaklık ilişkisinden kaynaklandığının kabulü de mümkün değildir.
Davacının ortak sıfatının bulunmadığı hususu da izahtan varestedir.
Bu halde, uyuşmazlıkta HMK 14/2 maddelerinde düzenlenen kesin yetki kuralının uygulanması mümkün olmadığından HMK 17,9, 7/1 ve 6098 sayılı TBK 89 maddesi hükümlerine göre yetkili mahkemeyi doğru belirleyen yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken HMK 14/2 maddeleri hükmünün lafzına ve konuluş amacına aykırı yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.
Karşı oy