Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4322
Karar No: 2021/3678
Karar Tarihi: 15.04.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/4322 Esas 2021/3678 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi         2020/4322 E.  ,  2021/3678 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece, tescil davasına konu taşınmazların 19.01.2006 tarihinde onaylanan nazım imar planı kapsamında kaldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de aynı yerden gelen ve temyiz incelemesine konu olan ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/39 Esas sayılı dosyasında çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 05.06.1997 tarihinde onaylanan nazım imar planı olduğu belirtilmiş, yine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/420 Esas sayılı dosyasında ise yörede yapılan ve kesinleşen imar planı olmadığı bildirilmiş olup, çekişmeli taşınmazların imar durumu yönünden tereddüt meydana geldiği belirtilerek, Mahkemece, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde hangi tarihlerde yapılıp kesinleşen imar planı olduğu araştırılarak, var ise imar planına alınma tarihine kadar davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının araştırılması ve sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 24.04.2013 tarihli, fen bilirkişi raporuna ekli krokide F1, F2, F3 ve G harfleriyle gösterilen sırasıyla 13.228,03, 3.678,13, 1.457,16, 1.960,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davacılar adına eşit hisselerle tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 6831 sayılı Yasaya göre 1984 yılında yapılıp 27/04/1986 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Tesis kadastrosu ise1958 yılında yapılmış ve dava konusu taşınmazlar taşlık-çalılık niteliği ile tescil harici bırakılmışlardır.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma ve hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazların 19.01.2006 tarihinde onaylanan nazım imar planı kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişiler ve ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların en az 30 yıldır ekilip dikilen tarım arazisi olduğu belirlenmiş ise de, Mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazların 1958 ve imar planına alınma tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine ait 1986 tarihli hava fotoğrafları üzerindeki durumu incelenmiş ve dava konusu taşınmazlar ile çevresinin çalılık alanda kaldığı, güneybatı bölümünün tarım alanında kaldığı, eğimlerinin %12 nin altında olduğu tespit edilmiştir. 6831 sayılı Kanunun 1. maddesinin ikinci fıkrasının (J) bendi gereğince, eğimi % 12"nin üzerinde olan fundalık, makilik ve çalılık niteliğindeki yerler orman sayılan yerler olarak kabul edilmiştir. Bilirkişi raporunda taşınmazların eğimi belirtilmiş ise de gerçek eğim durumu klizimetre ile ölçülüp belirlenmemiştir. Ayrıca, hava fotoğrafları kadastral paftayla aynı ölçekte çakıştırılmadığından rapor denetlenememiş, taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde tereddüt meydana gelmiştir.
    O halde; Mahkemece, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 19.01.2006 tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ve komşu parsellere ilişkin benzer taleple açılan tescil dava dosyaları ilgili yerlerden getirtilip; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik orman mühendisi bilirkişi kurulu, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazlar çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, taşınmazların gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarında stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu inceleme yapılarak temyize konu taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazların imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığını, gerçek eğime göre (teraslanmak suretiyle eğimin azaltılmasının taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceği de gözetilerek) taşınmazların öncesinin orman veya 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi kapsamında eğimi % 12"yi aşan ve dolayısıyla orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık niteliğinde orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Yapılacak araştırma sonucu, çekişmeli taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılarak 27.04.1986 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna göre çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakıldığından ancak bu tarihten itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin bulunması halinde çekişmeli taşınmazların iktisap edilebileceği, somut olayda ise tahdit dışında bırakılma tarihinden imar planına alınma tarihi olan 19.01.2006 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmelidir. Aksi durumda ise, yani çekişmeli taşınmazların öncesinin orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin tahdit dışında bırakılma tarihinden itibaren başlamayacağı gözetilmeli ve 19.01.2006 tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı yönünde araştırma yapılmalıdır. Bu doğrultuda, keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, öncesi imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, bu yolla yerel bilirkişi ve tanık beyanları değerlendirilmeli, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; komşu parsellere ilişkin benzer tescil dava dosyalarında verilen kararlar eldeki davaya etkisi bakımından irdelenmeli; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi