11. Hukuk Dairesi 2018/3069 E. , 2019/4440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/03/2016 tarih ve 2014/931-2016/210 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar ... ve ... vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar, davalı şirketin 30/06/2013 tarihli genel kurul toplantı tutanağında toplantıda sorulan soruların, her karar için kullanılan olumlu ve olumsuz oyların sayılarının belirtilmediğini, Bakanlık temsilcisinin toplantıya katılmadığını, kalabalık bir misafir grubunun yer aldığı toplantıda alınan kararlar için yapılan oylamalarda tam bir karmaşa yaşandığını, denetim kurulu raporu hakkında genel kurul tutanağına şerh koydurmak istediklerini, yaşanan karmaşa ortamında bunun sağlanamadığını, davacı ..."un da imzasının bulunduğu ve toplantıda sunmuş oldukları denetim kurulu raporunun muhalefet şerhi niteliğinde olduğunu, yönetim kurulunun bir çok kez objektif iyiniyet kurallarına aykırı olarak sermaye arttırımına gittiğini ileri sürerek davalı şirketin 30/06/2013 tarihli olağan genel kurul toplantısının hükümsüzlüğünün tespitine ve alınan kararların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, genel kurul toplantısının ve alınan kararların usulüne uygun olduğunu, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacıların toplantıda muhalefet şerhi koymalarının engellenmesi nedeniyle genel kurul kararlarının iptali davası açabilecekleri, toplantıda bakanlık yetkilisinin bulunmamasının geçersizlik sebebi olmadığı, dava konusu toplantıda sermaye arttırımına ilişkin bir karar alınmadığı, davacıların muhalefet şerhi koyamamış olmalarının tek başına genel kurul kararlarının iptalini gerektirmediği, alınan kararların ana sözleşmeye, kanuna ve iyiniyet kurallarına aykırılığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine, davacı ... hakkındaki dava takip edilmediğinden bu davacı hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı davacılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı ... karardan sonra yerel mahkemeye sunduğu 09.10.2018 havale tarihli dilekçesi ile dosyadan feragat ettiğini bildirmiş olup davacının bu beyanının HMK’nin 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nun 11.4.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin bu davacıya ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 15,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ..."den alınmasına, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.