Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8160
Karar No: 2018/3650
Karar Tarihi: 10.05.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8160 Esas 2018/3650 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, tapu kütüğünde hissesinin kayıtlı olmamasından dolayı satış sonucu müvekkiline ödeme yapılmadığını iddia ederek, davalılardan tazminat istemiştir. Mahkeme, davacının davalı Hazine adına açtığı davanın reddine, davacının davalı Hazine aleyhine açtığı davanın kabulüne karar vermiş ve davalı Hazine'nin 1.000 TL'yi ödemesine hükmetmiştir. Ancak Yargıtay, davalı Hazine tarafından yapılan imar uygulaması sonucu yeni oluşan taşınmazın tesciline esas alınan işlem belgeleri incelendiğinde, davacının hissesinin dağıtım cetveli ve tescil sayfasında yazılı bulunduğunu ve tapu senedinde de yazıldığını belirtmiş ve davacının belediye başkanlığı tarafından yapılan imar işlemlerinden doğan bir zararının bulunmadığını tespit etmiştir. Ancak Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur\" hükmünü içeren Tapu Kanunu'nun 1007. maddesi gereği davacının zararının tazmin edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tazminat miktarının belirlenmesinde, taşınmazın niteliği ve değerinin hesaplanması gerektiği, arazi niteliğindeki taşınmazlarda net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise emsal karşılaştırması yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kararda 4721 sayılı
20. Hukuk Dairesi         2016/8160 E.  ,  2018/3650 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : Hazine - ...

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ...ili, ...ilçesi, ...mahallesi, 4 ada 87 parselde kayıtlı taşınmazın 1/2 oranında maliki olduğunu, taşınmazın 17/11/1980 tarihinde 1159 yevmiye nolu işlem ile ... kızı ... "dan satın alındığını, taşınmaz hakkında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulaması yapıldığını, uygulama ile 5025 ada 4 parsel sayılı taşınmaz oluştuğunu, ...1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1197 Esas sayılı dosyası ile 5025 ada 4 parselde ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği ev ve 2010/4 satış dosyası ile dava konusu taşınmazın satışına karar verildiğini ancak müvekkilinin hissesinin tapu kütüğüne yazılmaması sebebiyle satış sonucu müvekkiline ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tapu sicilinin tutulmamasından dolayı şimdilik 1.000 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 05/10/2015 tarihli harçı ıslah dlekesiyle dava değerini 24.219,00 TL"ye arttırmıştır.
    Davalı Hazine vekili ceavp dilekçesinde ve ıslaha karşı cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu 1- Davacının davalı ... adına açtığı davanın reddine, 2-Davacının davalı Hazine aleyhine açtığı davanın kabulü ile;
    1.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, 23.219,00 TL"nin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından ...mahallesi 4 ada 87 parse sayılı taşınmazın 1/2 hisse ile ... adına 55 m2 yüzölçümü ve kargir ev niteliğiyle tapuda kayıtlı iken, 01/02/2001 tarih ve 748 yevmiye ile imar uygulaması işlemi gördüğü, imar uygulaması dağıtım ve tahsis cetvellerinde yeni oluşan ... mahallesi 5025 ada 4 parsel sayılı 2169,42 m2 yüzölçümlü taşınmazda davacı ..."nın 4 ada 87 parseldeki hissesine karşılık gelen 1794/216942 hissesinin yer almasına rağmen, taşınmazın tapu kütüğüne davacının hissesinin tescil edilmediği, daha sonra taşınmazın ...1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1197 E. sayılı dosyası ile taşınmazıdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği ve aynı mahkemenin 2010/4 E. sayılı satış dosyası ile de taşınmazın 07/02/2011 tarihinde 2834 yevmiye numarası ile satışına karar verildiği ancak tapu kütüğünde hissesi kayıtlı bulunmadığından davacıya satıştan düşen payının verilmediği anlaşılmıştır.
    -2-
    2016/8160 - 2018/3650

    Mahkemece davalı ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaktadır. Şöyle ki, beleiye tarafından yapılan imar uygulaması sonucu yeni oluşan 5025 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tesciline esas alınan işlem belgeleri incelendiğinde, davacının 47 ada 87 parseldeki hissesine tekabül eden hissesinin dağıtım cetveli ve tescil sayfasında yazılı bulunduğu, tapu müdürlüğünce düzenlenen tapu senedinde dahi davacının hissesi ile birlikte tapu malikleri arasında yazıldığı anlaşıldığından davacının belediye başkanlığı tarafından yapılan imar işlemlerinden doğan bir zararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Ancak 4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur"" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.Somut olayda, imar uygulaması ile 47 ada 87 parselde tapu maliki bulunan davacının imar uygulaması ile yeni oluşan 5025 ada 4 parselin dağıtım ve tescil sayfasında yer alan hissesinin tapu kütüğüne işlenmemesi ve daha sonra taşınmazın cebri icra kanalıyla satılması sebebiyle zararının doğduğu ve bu zarardan da TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin gerektiği açıktır.
    Medenî Kanunun 1007. maddesinde sözü edilen zarar gerçek zarar olup, burada gerçek zarar; davacının mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idi ise, aynı durumun yeniden tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 5025 ada 4 parsel sayılı taşınmaz cebri icra yoluyla 07/02/2011 tarihinde satıldığından, davacı yönünden mülkiyetin kaybedildiği bu tarihte zarar meydana gelmiş olup bu tarihe göre taşınmazın niteliği ve değerinin belirlenmesi gerekirken mahkemece dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak alınması hatalıdır.
    Davanın niteliğine göre tazminat miktarı belirlenirken, öncelikli konu, gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin hesaplanması olup, arazi niteliğindeki taşınmazlarda, başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise, emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir.
    Tapusu iptal edilen dava konusu taşınmaz arsa vasfında olduğundan, değerlendirme tarihinden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunlu olup, mahkemece emsal araştırılması yapılmaksızın ve içlerinde bir inşat bilirkişisi bulunan bilirkişi kurulu tarafından tek emsal parsel dikkate alınarak yapılan değerlendirmeyle yetinilmesi de doğru değildir.
    Buna göre, taşınmazın niteliği arsa olduğundan, emsal satışların değerlendirme tarihindeki( 07/02/2011 ) karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren, emsal ile tazminat istemine dayanak taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı rapor alınması, alınan emsal ile tazminata konu taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m²
    -3-
    2016/8160 - 2018/3650

    değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, tazminata konu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek ve tarafların tüm delilleri de toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırılma sonucu verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/05/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi