16. Hukuk Dairesi 2018/5897 E. , 2019/173 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 35 parsel sayılı 126000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, vergi kaydı, harici ifraz, taksim, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/3’er payla ... , ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonunca reddedilenlerden Hazine, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kalan yer olduğunu ileri sürerek, ...’ın mirasçısı ... ise, tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Yargılama sırasında ...’ın diğer mirasçıları aynı nedenle, ... ise taşınmazın 1/4 hissesini kayden, 1/4 hissesini de haricen satın aldığı iddiasıyla ayrı ayrı davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı Hazine’nin davasının reddine, davacı ... Taş ile katılan arkadaşlarının ve müdahil ... ’ın davalarının kısmen kabulüne, müdahil ... "ın tapu dışı satın almaya ilişkin talebi yönünden dava dilekçesinin görev yönünden reddine, çekişmeli 35 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 26.5.2011 havale tarihli ek raporunda (C) harfi ile gösterilen 32000 metrekarelik kısmının tamamı 96 hisse kabul edilerek 32 hissesinin davalı ..., 32 hissesinin davalı ..., 8 hissesinin davalı ... Varlık"ın mirasçısı ..., 3’er hissesinin Halime, Ayşe, ...,... Hacı ve ... adlarına tesciline, (D) harfi ile gösterilen 94000 metrekarelik kısma yeni parsel numarası verilerek tamamı 64 hisse kabul edilerek 16 hissesinin müdahil davacı ..., 12 hissesinin dahili davacı ..., 9’ar hissesinin dahili davacılar Mehmet, Abdullatif, Nuriban ve ... adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili, katılan ... ve ... vekili ile ... dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı Hazine; çekişmeli 35 parsel sayılı taşınmazın kaçak yitik kişilerden kaldığı iddiasıyla,... mirasçısı ...,...’ın diğer mirasçıları, 22.11.1956 tarih, 222 sıra numaralı tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlar, ... ise; çekişmeli taşınmazın 1/4 hissesini ... mirasçısı ...’tan 1990 tarihinde kayden satın aldığı, ayrıca ...’ın hissesini de haricen satın aldığı iddiasıyla davaya katılmıştır. Davalı taraf; çekişmeli taşınmazın tespitine esas Eylül 339 tarih, 5 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanlarından dava konusu parselin geçmişi itibariyle kaçak ve yitik kişilere ait olduğunun anlaşıldığı, davalılar murisi adına kayıtlı 32000 metrekare miktarında olan Eylül 339 tarih 5 sıra numaralı tapu kaydının ilk tesisinin Mayıs 288 tarihli hakkı kararla oluştuğu, üç sınırı itibariyle dava konusu taşınmaza uyduğu anlaşılan bu tapu kaydının değişir sınırlı olup miktarı itibariyle geçerli olduğu, fen bilirkişisinden alınan raporda tapu miktarınca gösterilen 32000 metrekarelik kısma ilişkin olarak Hazine’nin kaçak ve yitik kişilerden kaldığı iddiasının yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 94000 metrekarelik yerin ise kaçak ve yitik kişilerden kaldığı, ancak diğer davacılar murisi ... lehine oluşturulan 22.11.1956 tarih 222 sıra numaralı tapu kaydının Hazine tarafından ... Komisyonu’nun dağıtımı ile oluştuğu, bu noktada (D) harfi ile gösterilen kısma ilişkin olarak ... lehine oluşturulan ve üç sınırı itibariyle dava konusu taşınmaza uyduğu anlaşılan ... Tevzii tapusunun geçerli olduğu, 22.11.1956 tarih 222 sıra numaralı tapu kaydı esas alınarak ... adına tespit ve tescil edilen ... Köyü 185 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mükerrer kadastro nedeniyle iptal edilmesinin ... işleminin iptalini gerektirmediği, ... işlemi sonucunda oluşan 22.11.1956 tarih 222 sıra numaralı tapu kaydının miktarı itibariyle geçerli olup dava konusu taşınmazın 117000 metrekarelik kısmını kapsadığı, dolayısıyla ... tapusuyla davalıların dayanmış olduğu Eylül 339 tarih 5 sıra numaralı tapu kaydının çatıştığı, Eylül 339 tarih 5 sıra numaralı davalılara ait tapu kaydı daha eski ve daha kapsamlı olduğundan sınırları itibariyle geçerli olan bu tapu kaydına değer verilmesi gerektiği, ... mirasçılarının dayanmış olduğu tapu kaydının davalıların dayanmış olduğu tapu kaydının kapsamı dışında kalan yerlerde geçerli olduğu, müdahil ... ’ın ise 1/4 hissede harici satışa dayandığı, bu satış tarihi tespit tarihinden sonra olduğundan bu talebe yönelik görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, kayden satış yolu ile iktisap ettiği 1/4 hissedeki kazanımının ise geçerli hukuki ilişkiye dayandığı gerekçesiyle davacı Hazinenin davasının reddi, davacı ... Taş ile katılan arkadaşlarının ve müdahil davalarının kısmen kabulü ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmaza uygulanan davalılar dayanağı Eylül 339 tarih, 5 sıra numaralı tapu kaydına ilişkin olarak dosya içerisinde malikleri ve iktisabı aynı, mevki, dönüm ve hudutları farklı biri Yerel Tapu Müdürlüğünden diğeri Tapu Arşiv Daire Başkanlığından gelme iki farklı tapu kaydı bulunmaktadır. Mahkemece keşifte yerel Tapu Müdürlüğünden gelen tapu kaydı uygulanmış ve hükme esas alınmış olmakla birlikte bu tapuya üstünlük verilmesinin sebebi açıklanmadığı gibi, gerekçede bu kaydın Mayıs 288 tarihli tapudan geldiği belirtilmiş ise de dosya içerisindeki mevcut kayıtlardan 5 sıra numaralı tapunun bahsedilen Mayıs 288 tarihli tapu kaydı ile bağlantısı kurulamamaktadır. Ayrıca mahkemece hükme esas alınan yerel Tapu Müdürlüğünden gelme Eylül 339 tarih, 5 sıra numaralı tapu kaydının revizyon durumu da araştırılmamış, ancak tespit tutanaklarından aynı tapunun 31 ve 32 parsel sayılı taşınmazlara da uygulandığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu konuda da herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca keşifte komşu 34 ve 37 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kayıt uygulamasının da hatalı olduğu ...,... Köyüne ait ... tapularının uygulandığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte ... adına kayıtlı 22.11.1956 tarih, 222 sıra numaralı tapu kaydı ... Komisyonunun dağıtımı ile oluşmuş, ancak ... haritaları getirtilerek uygulanmamıştır. Bu denli hatalı ve yetersiz araştırma ile uyuşmazlığın aydınlatılması mümkün değildir.
O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle dava konusu taşınmaza uygulanan Eylül 339 tarih, 5 sıra numaralı davalı tapusuyla ilgili olarak Yerel Tapu Müdürlüğü ve Tapu Arşiv Daire Başkanlığından gelen kayıtlar arasındaki farklılığın sebebi araştırılmalı, gerekirse bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınarak hangi kayda üstünlük tanınması gerektiği belirlenmeli, bu kayıt tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilerek dosya içerisine alınmalı, ayrıca revizyon durumu araştırılmalı, dava konusu taşınmazdan başka taşınmazlara da revizyon gördüğü belirlendiği takdirde bu taşınmazların da kadastro tutanakları getirtilerek dosya içerisine alınmalı, ayrıca davacı ...’lara ait 22.11.1956 tarih, 222 sıra numaralı tapu kaydına ilişkin olarak ... haritası getirtilmeli, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazlar dayanağı kayıtlar da doğru şekilde tesisinden itibaren tedavülleriyle birlikte getirtilerek dosya içerisine alınmalı, bundan sonra çekişmeli taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, mümkünse tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile yeniden keşif yapılarak dayanak tapu kayıtları yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, fen bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri, düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, ayrıca 3402 sayılı Yasa’nın 20. maddesi gereğince ... haritası uygulanarak davacı ...’lara ait tapu kaydının da kapsamı belirlenmeli, tapu kayıtlarının uyup uymadığı komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla da denetlenmeli, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü tek tek sorulup saptanmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler giderilmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.