5. Hukuk Dairesi 2021/2343 E. , 2021/12767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce istinaf isteminin kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay"ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14 . Hukuk Dairesince HMK"nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesi suretiyle yeniden karar verilmiş olup; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki ... İlçesi, ... Mahallesi ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi, yöntem itibari ile yasa hükümlerine uygundur. Ancak;
Mahkemece yapılan inceleme, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dosya içindeki belgelere göre dava konusu taşınmaz 84016/3 nolu parselasyon planı ve 1/1000 imar planına göre park alanında kaldığı sonrasında Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.11.2013 tarih ve 1949 sayılı kararı ile uygun görülen 1/1000 ölçekli İmar planı değişikliği ile park ve yol alanında kaldığı, bu plan doğrultusunda 85272 nolu parselasyon planı ile 1/1000 ölçekli imar planlarının idare Mahkemesi kararlarıyla iptal edildiği, tapu kaydında park olarak kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmazın imar planında enerji nakil hattı kuşağında kalmadığı ve davalı idarenin de kamulaştırma veya kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası sonucu tapu kaydında paydaş olmadığı da gözetildiğinde mevcut imar planı gereği, davalı idarece dava konusu taşınmazlardan geçirilen enerji nakil hatları nedeniyle davacıların mülkiyet hakkından tamamen yararlanma olanağının kalmadığından bahsedilemez.
Öte yandan; Anayasa Mahkemesinin 05/04/2019 tarihinde Resmi Gazete"de yayınlanan 20/12/2018 gün 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı ilamı ile "Kamulaştırma Kanunu’nun EK 1. maddesinin" Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6"ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir." kısmı iptal edilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK"nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.
Bu itibarla; dava konusu taşınmazın uzun yıllardır imar planında kamuya özgüllendiği gözetildiğinde, hukuki el atmadan sorumlu belediye belirlenerek ve davaya dahil edilerek, taşınmaz üzerinden geçen irtifak haklarının taşınmaza etkiside dikkate alınarak, dava konusu taşınmazda davacı paylarına hükmedilmesi , davalı TEİAŞ yönünden ise; kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davalarında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulandığından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 11/g-1 son maddesi uyarınca taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki değerinin tespit edilmesi ve dava konusu taşınmazdan geçen enerji nakil hatları yüzölçümleri ve güzergahlarına göre taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınmazın tüm değerinin çarpılması sonucu, irtifak hakkı karşılığının hesaplanması ve buna göre irtifak hakları nedeniyle tazminata hükmedilmesi gerektiğinden; bilirkişi kurulunca böyle bir inceleme ve işlem yapılmadan, yasal gerekçelere dayanmaksızın taşınmazdan enerji nakil hattı geçtiği ve imar planında park ve yol olarak ayrıldığından bahsedilerek davacı paylarının mülkiyet bedeli karşılığının davalı TEİAŞ’tan tahsiline karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı TEİAŞ vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.