![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2014/16235
Karar No: 2016/1492
Karar Tarihi: 28.01.206
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/16235 Esas 2016/1492 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair.... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 21.04.2014 gün ve 27/347 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili,.... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kargir ev ve samalığın davacılara aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, dava konusu muhdesatların mirasbırakandan kaldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, fen bilirkişisi...."ın 17.1.2014 tarihli krokisinde gösterilen tek katlı yığma kargir yapının (ev) ve beton briket ile örgülü yığma kargir yapının (samanlık) davacılara aidiyetinin tespitine, 1161,70TL harcın, 750,80 TL yargılama giderinin ve 2340,81 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında işin esası yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve işin esasına yönelik davalılar vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK. 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda. Güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması duirumunda muhdesatın davacı tarafça meyana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre dava konusu kargir ev ve samanlığın davacılar tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatların davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Bundan ayrı; dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu 1138 parsel sayılı taşınmaz davacılar murisi ile davalılar adına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlıdır. Davanın değeri ise muhdesatın davalıların paylarına isabet eden değeridir (zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcı ile aynı şekilde 6100 sayılı HMK"nun 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapu payları oranında sorumlu tutulmaları gerekirken; bunların temyiz eden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalılar vekilin temyiz itirazları bu yönden yerinde olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmekteyse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir (HUMK. m. 438/7).
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasında 1. bentteki “....davacılara aidiyetinin tespitine...” sözlerinin çıkarılmasına, yerine “...davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine..” sözlerinin yazılmasına; iki, üç, dört nolu bentlerdeki " davalılardan müşterek ve müteselsilen" tümcesinin hükümden çıkartılarak yerine "davalıların tapu kaydındaki payları oranında" tümcesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca ONANMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen sebeple reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceğine ve 333,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28.01.206 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.