Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13431
Karar No: 2019/6210
Karar Tarihi: 03.12.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/13431 Esas 2019/6210 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, paydaşı oldukları bir taşınmazın diğer paydaşı dava dışı bir kişiye karşı açtıkları ön alım davasına rağmen, yolsuz bir şekilde davalı adına tapu kaydının yapılması nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkeme, davalı adına yapılan tapu kaydının yolsuz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak temyiz aşamasında, davalının iyi niyetli olup olmadığına ve TMK'nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmadığına dair delillerin eksik incelenmesi nedeniyle karar bozulmuştur.
TMK'nun 2. maddesi genel hükümlere, 988 ve 989. maddeleri menkul mallara, 1023. maddesi ise tapulu taşınmazlara özel hükümler getirmektedir. Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur. Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz.
1. Hukuk Dairesi         2016/13431 E.  ,  2019/6210 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.12.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ..., dahili davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar, paydaşı oldukları 7 parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşı olan dava dışı ...’a karşı ön alım davası açtıklarını davalarının kabul edilmesine rağmen tescil hükmünün tapu müdürlüğüne bildirilmediğini, bu aşamada adlarına tesciline karar verilen 1/15 payın durumu bilen konumunda olan davalıya temlik edildiğini ileri sürerek yolsuz tescil nedeniyle davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, iyi niyetli olduğunu ve önceki ilişkilerden haberdar olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı adına oluşan kaydın yolsuz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 4978 ada 7 parsel sayılı ‘bir ev’ niteliğindeki taşınmazda davacıların miras bırakanı ..."ın 24/60 oranda paydaş olduğu, dava dışı ...’ın 16/60 pay satın alması üzerine davacılar tarafından davalı ... aleyhine...3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/30 Esas sayılı dosyası üzerinden ön alım davası açıldığı, 09/12/1999 tarihinde davanın kabulüne karar verilerek, kararın 12/04/2004 tarihinde kesinleştiği, karar infaz edilmeden, 07/12/2012 tarihinde ... mirasçıları adına tescil edildiği, dava dışı Süreyya’nın intikal sonrası 1/15 payını 19/08/2013 tarihinde davalı ...’e temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere TMK 705.maddesi uyarınca yargılama sonucunda verilen karar ile birlikte mülkiyetin tescilden önce davacılara geçtiği kuşkusuzdur.
    Ön alım davasındaki davalı ...’ın payının durumu bilen konumunda olan kızı Süreyya adına intikal gördüğü, Süreyya’nın bu durumda TMK 1023.maddesi korumasından yararlanamayacağı açıktır. Ancak davalı ... bakımından anılan madde uyarınca iyi niyet araştırması yapılması zorunludur. .
    Hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 08.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda bir araştırma yapılarak davalı ..."in iyiniyetli olup olmadığı, TMK"nun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmadığı yönünde delillerin toplanılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi