1. Hukuk Dairesi 2016/13239 E. , 2019/6208 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından duruşma istekli ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.12.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat v.d. gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
Asıl davada davacı, miras bırakanı Kadın’ın davalı oğlu İdris’i vekil tayin ettiğini, vekilin anılan vekaletname ile miras bırakana ait 42912 ada 3 parsel sayılı taşınmazın müteahhite verilmesi sonucunda alınan bağımsız bölümleri çocukları ve diğer mirasçılar adlarına tescil ettirdiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek anılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescili isteminde bulunmuştur.
Davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davacılar, miras bırakanları Kadın’ın oğlu İdris ve davalı yeğeni ...’ı vekil tayin ettiğini vekillerin anılan vekaletname ile miras bırakana ait 42912 ada 3 parsel sayılı taşınmazın müteahhite verilmesi sonucunda alınan bağımsız bölümlerin de davalılar adına tescil ettirdiklerini, vekaletnamenin mirasbırakanın sağlık sorunlarının olduğu bir dönemde bu halinden faydalanılarak temin edildiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payların oranında adlarına tescil istemişlerdir.
Davalılar, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve murisin mal kaçırma kastının olduğu iddiasının doğru olmadığını, miras bırakanın sağlığında davacıların babasına da maddi yardımlarda bulunduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazların temlik edilmiş olabileceğini belirterek haksız açılan davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davalılar İdris, ... ve Nurhan yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar adına kayıtlı taşınmaz olmadığı gerekçesiyle haklarında açılan davaların reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan ...’ın 30/08/2010 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davalı çocukları ... ve ...ile ölü oğlu ...’dan olma torunları davacıların kaldığı, miras bırakanın 28/07/1995 tarihinde birleşen davada davalı ...’ı vekil tayin ettiği, vekil ...’ın bu vekaletname ile aynı tarihte dava konusu 42912 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı, miras bırakanın daha sonra 27/04/2005 tarihinde davalı oğlu İdris’i vekil tayin ettiği, mirası bırakanın yine 31/05/2007 tarihinde birleşen davada davalı ...’ı vekil tayin ettiği, vekil ...’ın bu vekaletname ile 07/08/2007 tarihinde yüklenici ile ek sözleşme yaptığı ve bu sözleşmede tarafların dava konusu taşınmaz üzerine inşa edilecek binadaki yirmi yedi adet bağımsız bölümün miras bırakana isabet etmesi üzerinde anlaştıkları, miras bırakana vekaleten ...’ın 11/02/2010 tarihli satış işlemi ile 16 ve 34 numaralı bağımsız bölümleri davalı ...’a; 17 ve 31 numaralı bağımsız bölümleri davalı ...’a; 18 ve 32 numaralı bağımsız bölümleri davalı ...’a; 22/02/2010 tarihli satış işlemi ile 15 ve 33 numaralı bağımsız bölümleri davalı ...’e; 12/04/2010 tarihli satış işlemi ile de 39 numaralı bağımsız bölümü davalı ...’in dava dışı kızı Kadriye’ye; 45 numaralı bağımsız bölümü ise davalı ...’in dava dışı oğlu Abdülselam’a devrettiği, diğer bağımsız bölümlerin ise 06/06/2008 tarihinde yükleniciye devredildiği, 16, 34, 18, 32 ve 33 numaralı bağımsız bölümlerin ise davalı kayıt malikleri tarafından üçüncü kişilere devredildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; davalar birleştirilse bile müstakil dava olma özelliklerini koruduğundan her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurularak, harç ve yargılama giderlerinin de ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiği kuşkusuzdur.
Öte yandan; tapu iptali ve tescil davaları kayıt maliklerine karşı açılır. Asıl davada, davalı ...’in kayıt maliki olmadığı anlaşıldığından davada taraf sıfatı bulunduğundan söz edilemez.
Birleştirilen davada dava konusu edilen 16, 34, 18, 32 ve 33 numaralı bağımsız bölümlerin dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, 39 ve 45 numaralı bağımsız bölümlerin ise davalı olarak gösterilmeyen Kadriye ve Abdülselam adlarına kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut olayda, hükmün bu nitelikte olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde HMK’nın 297.maddesi doğrultusunda bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
Davacılar ve asıl davada davalı ...’in bu yönlere değinen ve yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan duruşmaya gelen davacılar vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşı temyiz eden ve duruşmaya gelmeyen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.