Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/2251 Esas 2018/4044 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2251
Karar No: 2018/4044
Karar Tarihi: 02.05.2018

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/2251 Esas 2018/4044 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı, bir icra hukuk mahkemesi davasına ilişkindir. Borçlu tarafın takipten önce itfa sebebine dayanarak takibin iptalini talep ettiği ve mahkeme tarafından borca itirazın kabul edildiği görülmüştür. Takip konusu asıl alacak ve faiz yönünden takibin iptal edilmesi kararlaştırılmıştır. Ancak mahkeme kararı, açık olmadığı gibi şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekildedir. HMK'nun 297/2. maddesi gözetilerek infazı mümkün ve anlaşılabilir nitelikte karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
Kanun maddeleri şunlardır:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi
- 366. maddesi
- HUMK'nun 428. maddesi
12. Hukuk Dairesi         2018/2251 E.  ,  2018/4044 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde; "...Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir..." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir; aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar, hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/6-18 Esas-2011/30 Karar sayılı, 19.6.1991 gün 323/391 sayılı; 10.9.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları).
    Somut olayda, borçlu vekili, takipten önce itfa sebebine dayanarak takibin iptalini talep etmiş; mahkemece, borca itirazın kabulü ile mahkemeye sunulan ve karara esas alınan 28.05.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda takip konusu asıl alacak ve faizi yönünden takibin iptaline şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür. Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, açık ve net bir şekilde icra emrinin ne miktar için iptal edildiği kararda belirtilmemiştir.
    Mahkemece verilen hüküm bu haliyle açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekildedir. Hukuk Genel Kurulu"nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas-1997/776 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur.
    O halde, mahkemece, HMK"nun 297/2. maddesi gözeltilmek suretiyle, infazı mümkün ve anlaşılabilir nitelikte karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle ... 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re"sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.