17. Hukuk Dairesi 2016/11175 E. , 2019/4759 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 20.07.2004 tarihinde, müvekkilinin sürücüsü, davalılardan Ergo sigortanın ZMMS si, .... sigortanın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı, ....sigortanın... si olduğu otobüsle, diğer davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları çekicinin çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 10.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi talebini 80.947,10 TL"ye artırarak davalı ... şirketlerinin yalnızca maddi tazminattan poliçe limitiyle sorumlu tutulmasını, manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın
kısmen kabulü ile 16.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ... sigortadan, 79.186,68 TL maddi tazminatın davalılar ..., .... lojistik ve ... sigortadan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (... sigortanın bu miktarın 1.000,00"sinden ve dava tarihinden işleyecek faizinden sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiline, 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..... lojistik"ten kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar....sigorta ve ....sigortaya açılan davaların reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, red nedenlerinin farklı olması nedeniyle davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kaza tarihi ile ıslah tarihi arasında ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, davalılar Ak sigorta, Ray sigorta ve Ergo sigortanın zarardan poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu oldukları dikkate alındığında her biri lehine takdir edilecek vekalet ücretlerinin poliçe limitine isabet edecek oranda olması gerekirken kabul edilen tazminatın tamamı üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.