6. Ceza Dairesi 2014/4448 E. , 2018/2996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, yağmaya kalkışma, sahtecilik, hırsızlık, 6136 sayılı Kanun"a aykırılık, emniyeti suistimal
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/01/2014 tarihli kenar yazısı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yokluğunda verilen ve 23.09.2008 tarihinde savunmanına tebliğ edilen karara yönelik, yasal süresinden sonra 30.12.2008 tarihinde temyiz başvurusunda bulunan sanık ..."un,
Yokluğunda verilen ve 22.12.2008 tarihinde tebliğ edilen karara yönelik, yasal süresinden sonra 31.12.2008 tarihinde temyiz başvurusunda bulunan sanık ..."nın vasisi....nın bu konudaki isteklerinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
I-Sanık ... hakkında ..."e yönelik yağma ve parada sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerin incelemesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması; kabule göre de, sanık ..."in kasten işlemiş olduğu yağma suçundan, hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin “a,b,c,d,e” bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanık ..."in neden olduğu yargılama giderlerinden ayrı sorumlu tutulması yerine yazılı biçimde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından "TCK’nın 53. maddesinin uygulanması" ve yargılama giderlerinin"eşit olarak tahsiline" ilişkin bölümler çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "Sanığın kasten işlemiş olduğu yağma suçu için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanun"un 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" ve "Sanık ..."in neden olduğu yargılama giderinin ayrı alınmasına" tümceleri eklenmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında yakınan ..."a yönelik emniyeti suistimal, yakınan Ahsen Angın"a yönelik hırsızlık, 6136 sayılı Kanun"a aykırılık, sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanun"a aykırılık, sanıklar ... ve ... hakkında yakınan ..."a yönelik yağma suçlarından kurulan hükümlerin incelemesine gelince;
./..
Sanık ..."in yakınan ..."a yönelik eyleminin 765 sayılı TCK"nın 491/3 maddesine uyduğu gözetilmeden aynı Kanun"un 508. maddesi ile uygulama yapılması hatalı isede; TCK"nın 491/3. maddelerine uyan bu suç ile sanıklar ... ve ... hakkında 6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık sürenin, hırsızlık suç tarihi olan 29.11.2003 tarihinden, 6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçu için 23.12.2003 tarihinden inceleme tarihine,
Yakınan Ahsen Angın"a yönelik kilitlenmek suretiyle bırakılan araca yönelik hırsızlık suçundan eylemine uyan 5237 TCK’nın 142/1-b. maddesinde öngörülen cezanın tür ve süresine göre aynı Kanun"un 66/1-e, 67/4. maddelerinde yazılı 12 yıllık sürenin, suç tarihi olan 04.12.2003 tarihi ile inceleme tarihi arasında,
Sanıklar ... ve ..."ın yakınan ..."a yönelik zincirini çekip alma şeklindeki eylemlerine uyan 765 sayılı TCK"nın 492/6-7-son, TCK"nın 102/4, 104/2. maddelerine göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın aynı suça uyan 142/2-b, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Kanun"un 7/2, 5252 sayılı Kanun"un 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 765 sayılı Kanun hükümlerinin sanıklar yararına olması ve aynı Kanun"un 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık sürenin, suçun işlendiği 12.12.2003 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
III-Sanık ... hakkında yakınanlar ..., ..."e yönelik yağma, sanık ... hakkında yakınan ..."e yönelik yağmaya kalkışma suçlarından kurulan hükmün incelemesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A-(Yakınan ..."ya yönelik yağma suçunda)
Yakınanın 11.12.2003 tarihli kolluk ifadesinde, olay günü gündüz saatlerinde, otobüs duraklarına doğru yürüdüğü sırada içerisinde üç kişinin bulunduğu, bir araçta şoförün arkasında bulunan 18-20 yaşlarında, ince yüzlü, bıyıksız, aurtları çökük, uzun sarı saçlı kişinin omzunda bulunan çantayı tuttuğunu, kendisinin vermemek için direndiğini, ancak araç hareket ettiği için düşüp yaralanmamak için çantayı vermek zorunda kaldığını, tarif ettiği kişiyi tekrar görse tanıyamayacağını belirttiği, 24.12.2003 tarihinde yakalanan sanık ve suç arkadaşlarıyla ilgili olarak çoklu ortamda yaptırılan teşhiste yakınanın sanık ..."i teşhis ettiği, aynı tarihli ifadesinde teşhis tutanağının içeriğini doğruladığı, mahkemede, soruşturma aşamasındaki teşhisinin net olmadığını, huzurdaki sanık ..."e ilişkin olarak kesin teşhiste bulunamayacağını söylediği, sanığın suçlamayı kabul etmediği olayda, yakınanın aşamalarda değişiklik gösteren iddiasının ötesinde kesin deliller karar yerinde denetime olanak verecek şekilde gösterilmeden, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Suçun 5237 sayılı TCK"nın 6/1-e maddesine göre gündüz sayılan zaman diliminde işlendiğinin anlaşılması karşısında; koşulları oluşmadığı halde TCK"nın 149/1. maddesinin (c) bendi yanında (h) bendi ile de uygulama yapılması,
B-(Yakınan ..."e yönelik yağma suçunda)
Yakınanın 22.12.2003 tarihli kolluk ifadesinde özetle, olay günü 20:30 sıralarında aracının bagajından eşyalarını alacağı sırada yüz hattını tam olarak göremediği bir kişinin gelerek "Çantanı ver" dediğini, kolunun altında kalan, içerisinde Siemens marka cep telefonu, çeşitli kartlarının bulunduğu çantasını alarak otonun yanında bekleyen, plakasını alamadığı bir araca binip kaçtığını söylediği, 24.12.2003 tarihli teşhis tutanağına göre sanık ..."i fiziken ve sesinden teşhis ettiği, aynı tarihli ifade tutanağında bu teşhisini doğruladığı, kovuşturma aşamasında ise teşhis sırasında sadece boy olarak teşhiste bulunduğunu, duruşmada hazır bulunan sanık ..."i tam olarak teşhis edemediğini, çantasının alınması sırasında zorlamanın olmadığını beyan ettiği, sanığın suçlamayı kabul etmediği olayda,
Çözümlenmesi gereken konu suç teşkil eden eylemin hukuki nitelendirmesi ile failin sanık olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Hal böyle olunca; ./..
1-Yakınanın alındığını ileri sürdüğü cep telefonunun imei numarasının tespit edilerek, olay tarihi ve sonrasında kimler tarafından kullanıldığının ve sanıklarla bağlantısının bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre delillerin bir bütün halinde tartışılarak eylemin failinin sanık Rasim Çelik olup olmadığı yönündeki tüm duraksamaların ortadan kaldırılması gerektiği dikkate alınmadan eksik soruşturma ile yetinilip, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Yağma suçları 5237 sayılı TCK"nın 148 ile 150. maddelerinde düzenlenmiştir.
Buna göre yağma; bir kişinin tehdit edilerek veya cebir kullanılarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılınmasıdır.
Yasanın 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senet yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiştir. TCK"nın 149. maddesinde yağma suçunun nitelikli hali, aynı Kanun"un 150. maddesinde ise hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amaçlı yağma ile değer azlığına yaptırıma bağlanmıştır.
Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
Cebir, şiddet, tehdit, yağma suçunun zor unsurunu oluşturmaktadır. Zorun bulunmadığı olaylarda, yağma suçunun tipik unsurundan bahsedilemez.
Bu açıklama ışığında, somut olayda yağma suçunda aranan (cebir, şiddet ve/veya tehdit) şeklindeki suçun tipiklik unsurunun ne şekilde ortaya çıktığı denetime olanak verecek şekilde karar yerinde gösterilmeden genel geçişli ifadeler ile yetinilerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)Yağma suçunun gece vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesi yollamasıyla anılan Yasanın 149/1. maddesinin ( c ) bendinin yanı sıra ( h ) bendinin de uygulanması ve aynı Kanun"un 61. maddesinde öngörülen ölçütler dikkate alınarak temel cezalar uygulanırken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
C)(Yakınan ..."e yönelik yağmaya kalkışma suçunda)
1-Yakınanın 10.12.2003 tarihli kolluk beyanında, olay günü 19:00 sıralarına arkadaşı Ümmügül Özkan ile iş çıkışı evlerine doğru giderken yanlarında geçen Kartal marka bir oto içerisinde bulunan yüzünü göremediği ve teşhis edemeyeceği iki kişiden sağ ön koltukta oturan kişi çantasını kapmaya çalışınca sürüklenip yaralandığını, ancak çantasını alamadığını ifade ettiği, tanık Ümmügül Özkan"ın da bu yönde beyanda bulunduğu, yakınanın 24.12.2003 tarihli teşhis tutanağında sanık ..."ı kesin olarak teşhis ettiği, 24.12.2003 tarihli ifade tutanağında teşhis doğrultusunda beyanda bulunduğu, kovuşturma aşamasında yakınan ve tanık Ümmügül dinlenmediği, sanık ..."ın suçlamayı kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, öncelikle yakınan ..."ün çalıştığı iş yeri ve ulaşılabilecek diğer adreslerinden tekrar resen araştırılarak mahkeme huzurunda beyanı alınıp, beyanları arasındaki aykırılıklar giderilip, olayın tek tanığı olan Ümmügül Özkan"ın da olaya dair bilgi ve görgüsü konusunda beyanı alınıp, sonucuna göre, sanık ..."ın bu olaydaki hukuki durumunun tayini gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Kabule göre de;
Yağma suçunun gece vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesi yollamasıyla anılan Yasanın 149/1. maddesinin ( c ) bendinin yanı sıra ( h ) bendininde uygulanması ve aynı Kanun"un 61. maddesinde öngörülen ölçütler dikkate alınarak temel cezalar uygulanırken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 16.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.