
Esas No: 2018/2549
Karar No: 2022/467
Karar Tarihi: 02.02.2022
Danıştay 4. Daire 2018/2549 Esas 2022/467 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/2549 E. , 2022/467 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2549
Karar No : 2022/467
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av....
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilci sıfatıyla vergi ziyaı cezalı olarak re'sen tarh edilen 2010/1 ila 11 dönemleri katma değer vergileri ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla yapılan 2010 dönemine ilişkin tarhiyatların ve kesilen cezaların 28/12/2015 tarihinde davacının ikametgah adresine tebliğe çıkarıldığı, evde muhatabın bulunamadığı, aynı adreste annesi ...'ın olduğu ancak tebellüğden imtina etmesi üzerine tebliğ evrakının annesinin önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edildiği ve buna ilişkin muhtar nezdinde de tutanak tutulduğu, ancak 213 sayılı Kanuna göre önüne bırakılmak suretiyle tebliğin sadece muhatap nezdinde yapılabileceği dikkate alındığında dava konusu cezalı tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin tebliğinin usulsüz olduğunun anlaşıldığı ve davacının beyan ettiği öğrenme tarihi olan 26/01/2016 tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edildiğinde zamanaşımına uğradığı anlaşılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesinde, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı, muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 102. maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan halinde, "Tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarf posta idaresince muhatabına verilir ve keyfiyet muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tesbit olunur. Muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memuru durumu zarf üzerine yazar ve mektup posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderilir. Muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altı beyanı yapana imzalatılır. İmzadan imtina ederse, tebliği yapan bu ciheti şerh ve imza eder ve tebliğ edilemiyen evrak çıkaran mercie iade olunur. Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemiyerek iade olunursa tebliğ ilan yolu ile yapılır. Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya her hangi bir sebeple imza edemiyecek durumda bulunursa sol elinin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ olunur. Muhatap tebellüğden imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemler komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunur." hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu şirketin 12/12/2012 tarihinde tasfiyesinin tamamlanması nedeniyle ilgili dönemlerde şirketin kanuni temsilcisi ve tasfiye memuru olan davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla cezalı tarhiyatların yapıldığı, dava konusu tarhiyatlara ve kesilen cezalara ilişkin ihbarnamelerin davacıya tebliği amacıyla 28/12/2015 tarihinde davacının ikametgah adresine tebliğe çıkarıldığı, evde o an için davacının bulunmadığı ve aynı adreste bulunan annesi ... 'ın tebellüğden imtina etmesi üzerine tebliğ evrakının davacının annesinin önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edildiği ve buna ilişkin hususun mahalle muhtarı nezdinde tutanak haline getirilerek tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, 213 sayılı Kanunun 102. maddesinde yer alan "geçici olarak başka bir yere gitme" kavramından, aynı madde de yer alan "...Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarılır.." cümlesi de dikkate alındığında, gün içerisinde adreste bulunmama veya çeşitli sebeplerle birkaç saatliğine adresten ayrılmış olunması vb. hallerin değil, geçici bir süreyle (en az birkaç günlük) başka bir şehirde bulunma, yurt dışında bulunma hali vb. durumların kastedildiğinin anlaşılması gerekmektedir. Aksi durumun kabulü halinde, bir çok tebligatın iade edilmesine sebep olunacağı ve Kanunda istisna olarak düzenlenen ilanen tebligat yapılması halinin esas tebligat yöntemi haline geleceği, Kanun koyucunun da mezkur düzenlemeden bunu amaçlamadığı açıktır. Ayrıca aynı kanun maddesinde geçen "muhatap" kavramından da kendisine tebligat yapılabilecek kişi anlaşılması gerekmektedir.
Bu kapsamda uyuşmazlık konusu olayda, 213 sayılı Kanunun 102. maddesinde yer alan anlamıyla "geçici ayrılma" halinin bulunmadığı dikkate alındığında, davacının ikametgah adresinde bulunan ve tebligatın yapılabilmesi bakımından "muhatap" konumunda olan annesinin önüne tebliğ evrakı bırakılmak suretiyle yapılan ve muhtar nezdinde tutanak haline getirilen tebliğ işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf istemini reddeden Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 02/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.