Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 24.12.2007 tarih, 21449/23929  sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK.nun 68/1. maddesi gereğince (Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikte tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede….. dayalı ise, alacaklı…. İtirazın kaldırılmasını isteyebilir.)
Takip hukuku kurallarına göre alacaklının itirazın kaldırılmasını isteyebilmesi için, yukarıdaki niteliği taşıyan açık ve net bir miktarı içeren bir belgeye dayalı olarak takibe başlaması zorunludur.
Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan Ankara 11. Aile Mahkemesi’nin 01.12.2005 tarih ve 2005/531 E. 2005/92 K. Sayılı ilamının hüküm bölümünde onaylanmasına karar verilen protokol ile taraflara yüklenen mükellefiyetler yukarıda açıklanan nitelikte değildir. Likit bir miktarı göstermediği gibi, belirsiz ifadeler taşımakta olup genel haciz yolu ile takibe imkan tanıyan açıklıkta bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla, genel haciz yolu ile takipte protokolün hükümlerini onaylayan karara dayanılamaz. Takibe itiraz edilmesi nedeni ile alacaklı genel mahkemeye başvurarak itirazın iptali yolunu seçmelidir.
Borçlu vekilinin karar düzeltme dilekçesine eklediği Ankara 11. Aile Mahkemesi’nin 15.02.2008 tarih ve 2005/531-92 E.K. sayılı ve tavzih istemi üzerine verilen ek kararında da az yukarıda değinilen belirsizlik giderilmiş değildir.
Borçlu vekilinin gerek icra dosyasına ve gerekse icra mahkemesine sunduğu dilekçelerinde HUMK.nun 92. maddesi kapsamında borcun kabulünü gerektirecek bir beyanı da bulunmamaktadır.
İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Dar yetkili İcra Mahkemesi Hakimi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (HGK. 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. 1997/776 K.)
İcra takibinin dayanağı olan ilamda borçluya yüklenen edimler likit olarak saptanmadığı için yorum yolu ile ve bilirkişi incelemesi ile sonuca ulaşılması ve itirazın kaldırılması yasaya aykırıdır.
 Bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 24.12.2007 Tarih ve 2007/21449 E. 2007/23929 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.