11. Hukuk Dairesi 2018/3093 E. , 2019/4426 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 24/05/2017 tarih ve 2015/113-2017/480 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı şirkete ait anasözleşmenin 5. maddesinde 100 adet isme yazılı intifa senedi ihdas edilerek kuruluş sermayesindeki iştirak payları oranında kuruculara verildiğini, yine anasözleşmenin 55. maddesine göre bakiye net kârın %5"inin kurucu hisselerine verilmesi gerektiğini, ancak davalının 1992 yılından beri kurucu pay senedine ait her sene vermekte olduğu kâr payı miktarını kısıtlayarak verdiğini, oysaki anasözleşmede sermaye artırımı halinde kurucu intifa senetlerine verilecek kâr payı miktarının kısıtlanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, genel kurulda kurucuların kâr payı alma haklarının kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğunu, tarafına ödenmeyen kâr paylarının tahsili için yaptığı icra takiplerine davalının itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek, kurucular ile banka hissedarları arasındaki sözleşmede kurucuların kâr payı alma maddesine ilişkin yapılan kısıtlama kararının geçersiz olduğuna, davalının 142.553,76 TL borçlu olduğundan icra takiplerine yaptığı itirazların iptali ile takiplerin devamına ve icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında yaptığı ıslah ile Beyoğlu 4. İcra Müdürlüğünün 2009/43052 Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın kaldırılması hakkındaki dava ve talebini atiye terk ettiğini, davanın Beyoğlu 2.İcra Müdürlüğünün 2010/24375 sayılı ilamsız icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasına dair olduğunu bildirerek, bu durumda 2009 yılı kâr payı olan 59.302,00 TL"nin faiziyle tahsili için itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ileri sürdüğü iddialarının herhangi bir hukuki mesnedinin bulunmadığını, atiye terke ilişkin bir diyeceğinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, eski Beyoğlu 2. İcra 2010/24375, halen 35. İcra Müdürlüğünün 2010/24375 sayılı dosyasında yapılan takibe itirazın kısmen iptali ile takibin 11,86 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren alacağa değişen oranda avans faizi yürütülmesine, davacının itirazda haksız çıktığı miktar nazara alınarak alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.