11. Hukuk Dairesi 2018/3224 E. , 2019/4425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 29/11/2016 tarih ve 2015/588 E.- 2016/556 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin ESASTAN reddine dair İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 15/03/2018 tarih ve 2017/1126-2018/672 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı bir şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi borçlusunun 4 adet çeki kredi riskinin tasfiye edilmesini temin maksadıyla müvekkili bankaya temlik ettiğini, çeklerin ilgili banka şubelerinin takas merkezlerine ibraz edildiğinde söz konusu çeklerin zayi nedeniyle mahkeme tarafından iptal edildiğini öğrendiklerini ve bu nedenle söz konusu çeklerin işleme alınmadığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, iptal kararı sonucunda müvekkilinin çekleri tahsil etmesinin imkansız hale geldiğini belirterek 4 çekle ilgili verilen iptal hükmünün ortadan kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin hamili olduğu 433 adet çekin 12/12/2013 tarihinde çalındığını, bu nedenlerle çeklerle ilgili iptal davası açtıklarını ve dosyanın 25/02/2014 tarihinde karara çıktığını, kararın da 18/03/2014 tarihinde kesinleştiğini, çeklerin arkasında bulunan Adakar A.Ş cirosunun çeki çalanlar tarafından sahte olarak yaptırıldığını, Cumhuriyet Savcılığında soruşturmanın devam ettiğini, davacı bankanın bu çeklerle ilgili çeklerin durumunu sorgulama imkanı olduğu halde bu görevini yapmayıp aradan yaklaşık 13 ay geçtikten sonra bu davayı açtığını, davacının iyi niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/550 Esas 2014/96 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilen çekler arasında dava konusu edilen 4 çekin de bulunduğu, kararın kesinleştiği ancak hasımsız açılan bu dava nedeniyle davacı bankanın ibraz süresi gelmeyen çekleri bankaya ibraz ile Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin verdiği tedbir kararını görme imkanının bulunmadığı, durumun öğrenilmesi üzerine bu davanın açıldığı, davalı yanca, davacının dava konusu çekleri çalıntı olduklarını bilerek iktisap ettiğine dair delil sunulamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 4 çekle ilgili Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/550 Esas 2014/96 Karar sayılı kararındaki iptaline ilişkin bölümün hükümden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.