5. Ceza Dairesi 2017/138 E. , 2018/9363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden önceki tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; gerekçeli kararda bahsi geçen Isparta 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/07/2013 gün ve 2012/999 Esas, 2013/557 Karar sayılı ilamı ile 2010-2011 yıllarındaki eylemleri nedeniyle sanığın tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 18/04/2018 gün ve 2016/6481 Esas, 2018/3683 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmakla, dava konusu eylemler arasında irtibat bulunup bulunmadığının, suç ve dava tarihleri itibarıyla hukuki kesinti olup olmadığının ve teselsül hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi, söz konusu dosyanın onaylı suretinin eklenmesi sonrasında sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.