Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4040
Karar No: 2020/2900
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/4040 Esas 2020/2900 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/4040 E.  ,  2020/2900 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    No : 2018/2205-2019/599
    İlk Derece
    Mahkemesi : Amasya İş Mahkemesi
    No : 2016/48-2017/574

    Dava, 14.04.2014 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan peşin değerli gelirin 5510 sayılı Kanun’un 21’ncı maddesi hükmü gereğince davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar vermiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı Kurum avukatı ile davalı şirket avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    14.04.2014 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalı ... "in hak sahiplerine yapılan 226.017,45 TL"sinin 5510 sayılı Kanun’un 21’ncı maddesi hükmü gereğince davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    II-CEVAP:
    Davalı vekili , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    1-Davacının davasının KABULÜNE,
    -Müteveffa ... hak sahibi yakınlarına kurum tarafından bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur oranlarına ve gerçek zarar tavanına göre hesaplanan 226.017,45 TL’sinin gelir bağlama onay tarihi olan 11.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine,” dair hüküm kurulmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    HÜKÜM : Yukarıdaki nedenlerle,
    İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı HMK"nun madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davacı ve davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURULARININAYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, dair karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı Kurum ve davalı vekilleri ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 21. maddesidir. Anılan maddede yer alan, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
    Mahkemece, sigortalı ..."in işverene ait işyerinde 14.04.2014 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle vefat ettiği, kusur bilirkişi raporuna göre olayın meydana gelmesinde davalı şirketin %80 ve sigortalı ..."in %20 oranında kusurlu olduğu, sigortalının hak sahiplerine ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığı 5510 sayılı Kanun uyarınca sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerli gelirin gelir bağlama onay tarihinden itibaren kusur oranlarına göre rücu alacağına hükmedilmesi gerektiği, davalı işverenin %80 oranında kusurunun söz konusu olduğu davacının davasının peşin sermaye değerli gelir yönünden kabulü ile kusur oranlarına göre hesaplanan ve sigortalının talep edebileceği tavan zarar altında kalan 226.017,45 TL’nin davalıdan tahsine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde sigortalı ile davalıların ve varsa dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığını ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi, olay tarihinde yürürlükte bulunan 6331 sayılı Kanun çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
    Somut olayın incelenmesinde; sigortalının, iş kazasının olduğu yerde mütevveffa sigortalının üzerinde, bareti, iş ayakkabısı, eldiveni ve paraşüt tipi emniyet kemeri tespit edildiği, yapılan işin mesai saatleri içinde havanın aydınlı olduğu zamanda kazanın meydana geldiği belirgindir. Davalı işverene %80 kazalıya ise %20 kusur yüklendiği ve bu haliyle davanın kabul edildiği anlaşılmaktadır. Konuyla ilgili olarak sigortalının, gerekli iş güvenliği tedbirlerine riayet etmeyerek atfedilen kusur oranı karşısında kusur raporunun olaya uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile konusunda uzman bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyetleri usûlünce belirlenmek suretiyle, yeniden oluşa uygun kusur raporu alınmalı, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Uygulamada, sigortalının veya hak sahibinin bakiye ömürleri 1931 tarihli “PMF (Population Masculine et Feminine)” Fransız yaşam tablosundan yararlanılmakta ise de; Başkanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup Sosyal Güvenlik Kurumunun 2012/32 sayılı Genelgesiyle de ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda, ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 tablosunun bakiye ömrün belirlenmesinde nazara alınmalıdır. Mahkemece alınan hesap raporu yetersiz olup, gerçek zarar ile İlk Bağlanan peşin sermaye değerli gelirler belirlenip ve karşılaştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı şekilde belirlenen yöntemle karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir. Dairemizin yeni hesap ilkeleri gözeltilmeli ve mukayese yapılarak yeniden alınacak hesap raporu dikkate alınarak sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi