17. Hukuk Dairesi 2016/10719 E. , 2019/4747 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalılardan ...’in maliki olduğu, diğer davalı ... yönetimindeki traktör ile müvekkillerinin murisi ....’un sevk ve idaresindeki motosikletin 26.05.2013 tarihinde çarpışması ile meydana gelen çift taraflı trafik kazasında, müvekkillerinin babaları ...."un olay yerinde, anneleri ..."un ise 25.06.2013 günü vefat ettiğini, müvekkillerinin hem annelerini hem de babalarını aynı kazada feci şekilde kaybetmeleri nedeniyle, yaşadıkları travma sonrasında çok büyük elem ve üzüntü yaşadıklarını, vuku bulan olayın davacılar üzerinde telafisi imkânsız ve kalıcı şekilde ruhsal sarsıntılar ve sinir bozukluğu bıraktığını, kazanın meydana gelmesinde davalı ...’in asli ve tam kusurlu olduğunu, belirterek, müvekkillerinden her biri için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; kazanın meydana gelmesinde mütevefaların da kusuru bulunduğununu, müteveffaların birinin 64, diğerinin 61 yaşında olduğunu, bütün çocukların yetişkin olduklarını ve kendi düzenlerini kurduklarını, müteveffaların geride bakmakla yükümlü oldukları kimse kalmadığını, talep edilen
manevi tazminat miktarının günümüz şartlarına göre fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacıların her biri için ayrı ayrı 10.000,00"er-TL manevi tazminatın, olay tarihi olan 26/05/2013 tarihinden itibaren işleylecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilince, dava dilekçesinde davacıların her biri için 50.000,00’er TL manevi tazminat talep edilmiştir. Mahkemece HMK"nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda davacı vekiline, manevi tazminat taleplerinin her bir davacının, anne ve babaları için ayrı ayrı ne miktarda istendiğinin açıklattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Kabule göre de; manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar ve kusur durumu dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminat miktarının az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.