Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7716
Karar No: 2018/3632

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/7716 Esas 2018/3632 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/7716 E.  ,  2018/3632 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 24.03.2014 tarihli dilekçe ile müvekkilinin maliki olduğu ... ilçesi, Ayderesi mevkii 5342 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/190 E. - 2008/66 K. sayılı ilamıyla orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 5.000.-TL tazminatın Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 01.12.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak toplam 166.538,12.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 113.649,30.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, davalı Orman Yönetimi hakkında açılan davanın husumet yokluğu yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan Orman Yönetimi vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak, davalı Hazine vekili tarafından ise esasa ilişkin temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1957 yılında yapılan kadastro sırasında 660 parsel sayılı 8.050 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kayıtları uygulanarak kestanelik niteliği ile Yusuf Savaş ve Mehmet Hulusi adlarına tespit ve tescil edildiği, daha sonra 5340 ila 5342 parsellere ayrıldığı, 5342 parsel sayılı 2.683,40 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 5.5.1998 tarihinde satış yoluyla davacıya geçtiği, beyanlar hanesine 29.12.2006 tarihinde 2942 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca kamulaştırma şerhi konulduğu, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/190 E. - 2008/66 K. sayılı ilamıyla 5342 parselin 2.370,30 m2 yüzölçümlü kesiminin tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 12.09.2008 tarihinde kesinleştiği, kararın tapuda yapılan infazı üzerine 5532 ve 5533 parsellere ayrıldığı, 5532 parselin orman niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, yenileme yoluyla 2.373, 92m2 yüzöçümüyle 3034 ada 27 parsel numarasını aldığı, davacının 24.03.2014 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.


    - 2 -
    2016/7716 - 2018/3632

    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, daha sonra ifraz ve satış yoluyla davacıya geçtiği bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur.
    Ancak tazminat istemine konu taşınmazın beyanlar hanesine 29.12.2006 tarihinde 2942 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca kamulaştırma şerhi konulduğu ve taşınmazın bir bölümünün halen ...... Karayolu üzerinde kaldığı halde mahkemece taşınmazın kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı, davacıya kamulaştırma bedeli ödenip ödenmediği yönünde araştırma yapılmadan bilirkişilerce belirlenen tazminatın tamamına hükmedilmiştir. Hükmen orman olarak tescil edilen taşınmazın tamamı kamulaştırılmış ve kamulaştırma bedeli ödenmiş ise davacının zararından söz edilemeyecektir.
    Diğer taraftan tazminat istemine konu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak arazi olan taşınmaz hakkında ziraat bilirkişi yerine inşaat ve mülk bilirkişiden rapor alınarak sonuca gidilmiştir. Kaldı ki hükme dayanak yapılan bir inşaat bir mülk bilirkişi tarafından ortak düzenlenen raporda; ... ilçesine ait 2014 yılı ilçe tarım müdürlüğüne ait resmi verilerin kullanıldığı, net zirai gelir yöntemiyle tazminatın hesaplandığı belirtilip taşınmazın 31.12.2014 tarihindeki belirlenmiş, anılan miktara geriye doğru YİÜFE uygulaması yapılarak önce dava tarihindeki değeri tespit edilmiş bulunan miktara bu kez Eylül 2008 YİÜFE oranı uygulanmak suretiyle 22.09.2008 tarihindeki değeri hesaplanmıştır.
    Bu durumda taşınmazın değerininde yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
    O halde öncelikle tazminat istemine konu taşınmazın kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı, davacıya kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediği yönünde gerekli araştırmalar yapılmalı, kamulaştırma yapılmadığının tespit edilmesi halinde çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazın sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek, taşınmaz üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri de

    - 3 -
    2016/7716 - 2018/3632


    dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılıp net gelir yöntemiyle değerlendirme tarihi olan 12.09.2008 tarihindeki gerçek değerinin hesaplattırılması, taşınmazın varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerlendirme tarihine göre tespit ettirilmesi, taşınmazın zemin değeri, var ise üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri esas alınarak bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin gerçek zararının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu alanında uzman olmayan ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
    Bunlardan ayrı davalı Orman Yönetimi duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiği ve hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verildiği halde lehine vekalet ücreti taktir edilmemesi de isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi