Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4328
Karar No: 2020/2897
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/4328 Esas 2020/2897 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/4328 E.  ,  2020/2897 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    No : 2018/756-2019/1014
    İlk Derece
    Mahkemesi : Marmaraereğlisi Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    No : 2014/141-2017/481

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili tarafından Marmaraereğlisi Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan ... Tatil Köyü Ortak Alanları Yönetimi adlı işyerinde 09/04/2003 tarihinde sigortasız olarak çalışmaya başladığını, sigortasız çalışmasının 6 yılı aşkın sürdüğünü, işverenlikçe 01/05/2009 tarihinde sigortasının başlatıldığını, bu tarihten sonra da iş aktinin işverenlikçe İş Kanunun 17. maddesine göre iş akti 22.04.2014 tarih, ... yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 17.06.2014 tarihinde işçi tenziline gidileceği bahanesi ile sonlandırıldığını, davalı işverenlik tarafından işçi tenzili gerekçe gösterilerek iş akti sonlandırılmış ise de müvekkili işten çıkarıldıktan hemen sonra bir başka kişinin işe alındığını, işten çıkarma gerekçesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı işverenlik tarafından hukuka ve gerçek fiili çalışma süresine aykırı şekilde sadece sigorta kayıtları baz alınarak hesaplanan kıdem tazminatı müvekkilinin hesabına 5.826,82.TL olarak yatırıldığını, müvekkilinin 01.05.2009 tarihinden öncesi dönem yani 09 Nisan 2003 ile 01.05.2009 tarihleri arasındaki 6 yılı aşkın bir süre sigortasız çalıştırıldığını, müvekkilinin davalılardan ... Tatil Köyü Ortak Alanları Yönetimi ünvanlı işyerinde 09/04/2003 ile 01/05/2009 tarihleri arasında kesintisiz olarak ve fiilen çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içersinde açılmamış olması nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının işverenler tarafından müvekkili kuruma bildirimi yapılan dönemlere ilişkin aksini iddia ettiği çalışmaları yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiğini, gerçek ve eylemli bir çalışmayı ve bu çalışmanın sürekli olup olmadığını belgelerle ispatlaması gerektiğini, tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, hizmet tespitine ilişkin davalar kamu düzenini ilgilendiren nitelikte olduğundan özel bir duyarlılıkla incelenmesi gerektiğini, davacının davalı işverenlere ait işyerlerinde bildirilen çalışmalarından başka kurum kayıtlarına göre herhangi bir çalışma mevcut olmadığını, eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça; hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemeyeceğini, çalışmayı ortaya koyan belgelerin ise işe giriş bildirgesi ile birlikte 506 sayılı Yasa ile 55l0 sayılı Yasada belirtilen sigortalının çalışma gün ve sayısını, kazanç durumunu ve bu primleri gösteren aylık sigorta prim bildirgeleri gibi kuruma verilmesi zorunlu kayıtlar olduğunu, çalışmanın varlığı Yargıtay’ın sigortalılığın tespit davaları yönünden kabul ettiği ilkelere uygun biçimde belirlenmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    ... Tatil Köyü Ortak Alanlar Yönetimi vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın 09.04.2003 tarihinden 17.06.2014 tarihine kadar müvekkili tatil köyü nezdinde çalıştığı iddiasının doğru olmadığını, davacının sözü edilen tarihler arasında Türk vatandaşı olmadığını, ikamet tezkeresinin de bulunmadığını, davacının sözünü ettiği dönemde ... Tatil Köyü Ortak Alanlar Yönetimi nezdinde kısa sürelerle çalıştığını, bu süreler içerisinde Tatil Köyünün sakinleri adına yine bizzat kendisinin girişimleri ile iş bulduğunda kısa süreli çalışmalar yaptığını, kendisinin sürekli işçi olarak çalışma talebine karşılık ikamet izin belgesi ve TC vatandaşı olduğuna ilişkin belge sunamaması nedeni ile resmen istihdam edilemediğini, Türk vatandaşı olduktan ve ikamet tezkeresi sunduktan sonra 01.05.2009 tarihinden itibaren işe kabul edildiğini, davacının işyerinde her yılın Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında vardiya adedinin 2"ye indirildiği ve günlük 2 saat fazla çalışıldığı beyanının doğru olduğunu, ancak çalışma süresinin günlük 12 saat olduğu iddiasının doğru olmadığını, bu sürecin bir tam yılda 6 ay gibi bir süreyi kapsadığı yönündeki iddiasının da gerçek dışı olduğunu, zira; müvekkili işveren istihdam ettiği işçiyi işe alırken, yaz ayları olan Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında tatil köyü sakinlerinin siteye geldiklerini, işçilik hizmetlerinin de bu üç aya münhasır arttırılmak zorunda kalındığını, bu nedenle çalışma süresinin bu aylara mahsus olmak üzere günlük 2 saat fazla olacağını açıklayarak ve işçinin de onayını alarak işe alınacağını, yılın diğer aylarında ise yaz aylarında yapılmış fazla çalışmaların bu defa işçiler lehinde düzenlenerek günlük çalışmaların 7-7,5 saat gibi bir süreye indirilmesi sureti ile çalışma saatlerinin dengelendiğini, hizmetin de bu şekilde sağlandığının bilindiğini, davacının Türk vatandaşlığını yeni intisap etmiş bulunması, işe ihtiyacı gibi sebepler ile işe alınmış olmasına rağmen işini gelişi güzel terk edip Bulgaristan"a gitmesi ve günlerce gelmemesi, iş yerindeki diğer çalışanlarla olan geçimsizliği ve başka işçilere dönük fiili eylemleri (bıçakla tehdit vs.gibi), iş yerinde biriktirilmiş olup tüm personele dağıtılması düşünülen kışlık yakacak odunları bulundukları mahalden alıp evine götürülmesi gibi sebeplerle iş akdinin feshedildiğini, davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesince "davanın kabulü ile; 09.04.2003- 30.06.2003 tarihleri arasında 81 gün 13,10 TL, 01.07.2003- 31.12.2003 tarihleri arasında 180 gün 15.27 TL, 01.01.2004- 30.06.2004 tarihleri arasında 180 gün 18,32 TL, 01.07.2004- 31.12.2004 tarihleri arasında 180 gün 14,81 TL, 01.01.2005- 31.12.2005 tarihleri arasında 360 gün 16,29 TL, 01.01.2006- 31.12.2006 tarihleri arasında 360 gün 17,70 TL, 01.01.2007- 30.06.2007 tarihleri arasında 180 gün 18,75 TL, 01.07.2007- 31.12.2007 tarihleri arasında 180 gün 19,50 TL, 01.01.2008- 30.06.2008 tarihleri arasında 180 gün 20,28 TL, 01.07.2008- 31.12.2008 tarihleri arasında 180 gün 21.29 TL, 01.01.2009- 30.04.2009 tarihleri arasında 120 gün 22,20 TL ücret üzerinden çalışmasının bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Bölge Adliye Mahkemesince "Marmaraereğlisi Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 2014/141 Esas, 2017/481 Karar sayılı kararının usul ve yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekili ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, " karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı ... Tatil Köyü Ortak Alanları Yönetimi vekili temyiz dilekçesinde; davacının ikamet izni ve vatandaşlığı olmadığını, kendi girişimleriyle tatil köyü sakinleri adına kesintili çalıştığını belirterek davanın reddi gerektiğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    506 sayılı Kanun"un 3. maddesinin II-A fıkrasının 4958 sayılı Kanun" un 57.maddesiyle yürürlükten kaldırılmadan önceki halinde; "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının bir işveren emrinde çalışan ve Türk uyruklu olmayan kimselerden kurumdan yazılı istekte bulunanlar hakkında ve istek tarihinden sonraki ay başından başlanarak uygulanacağı belirtilmiştir. 4958 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 06/08/2003 tarihinden itibaren ise bir işveren emrinde çalışan yabancı uyruklu işçiler isteklerine bakılmaksızın tüm sigorta kolları kapsamına alınmıştır.
    2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanunun 3. maddesinde “Türk soylu yabancıların, kanunlarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen meslek, sanat ve işlerde çalışabilme ve çalıştırılabilmeleri için, özel kanunlarda aranan nitelikleri taşımak ve yükümlülükleri yerine getirmek şartıyla, bu Kanun ve Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna göre, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ile diğer ilgili bakanlık ve kuruluşların görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca izin verilir.”, 5.maddesinde de “Bu Kanununun kapsamına girenler; çalıştıkları kamu/özel kuruluş veya işyerinde uygulanan personel, sosyal güvenlik, çalışma, çalıştırma ve diğer konulara ilişkin mevzuat hükümlerine tabidir.” hükmünün öngörülmüş olmasına göre, bu özellikteki kişilerin Türk Vatandaşları gibi sosyal güvenlik haklarından da yararlanabilecekleri düzenlenmiştir.
    Somut olayda Mahkeme tarafından, davacı, davalı, bodro tanık beyanları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece, 2527 sayılı Kanunun uygulamasına ilşkin yönetmelik ve genelgeler kapsamında davacının ikamet izni ve çalışma izni değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    O hâlde, davalılar vekillerinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalı ..."e iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi