6. Hukuk Dairesi 2021/51 E. , 2021/190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 27.05.1998 tarihli dört adet daire ile bir villanın bir kısım doğalgaz tesisat işlerinin yapımı için 36.430,00 DEM karşılığında sözleşme imzalandığını, akabinde davacı ... ile davalı ... arasında 29.05.1998 tarihli ek sözleşme imzalandığını, ek sözleşme ile ... Tapu Sicil Müdürlüğünde ... ada 1 parselde kayıtlı 13 numaralı bağımsız bölümün 60.000,00 DEM bedel ile satışının kararlaştırıldığını, ödemenin ise 27.05.1998 tarihli sözleşmeye atıf ile 35.000,00 DEM’ inin anılan sözleşmedeki işlerin karşılığında kalan 25.000,00 DEM’in ise nakit olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin taahhüt ettiği işleri tamamladığını, ayrıca davalıların istemi ile nakit borçtan düşülmek kaydı ile ... Caddesindeki davalının evinin doğalgaz işlerinin 1.862,00 DEM karşılığında, ...Caddesinde 35 numaralı binanın komple doğalgaz tesisatı ve projesinin 3.863,00 DEM karşılığında gerçekleştirildiğini, bununla beraber davalılara verilen 530,00 TL (eski 530.000.000,00 TL) çekin tahsil edildiğini ve tarafların anılan bedeli 3.655,00 DEM olarak kabullendiklerini, bu suretle davalılara toplam 45.810,00 DEM ödeme yapıldığını, anılan tutarın dava tarihi itibarı ile 39.942,56 TL olduğunu, müvekkillerinin üzerine düşen işin büyük bir bölümünü tamamladığı halde davalıların tapuda devire yanaşmadıklarını ileri sürerek, 39.942,56 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle; davacının alacak iddiasını istisna sözleşmesine dayandırdığından 5 yıllık zamanaşımının gerçekleştiğini, aralarında kararlaştırılan işleri eksik ve ayıplı yaptığını, işleri tam bitirmediğini, 09.06.1998 tarihli sözleşmenin tarafı olmadıklarını, tespit dosyalarını kabul etmediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme tarafından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece verilen direnme kararı hakkında yapılan inceleme neticesinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca alacak iddiasının dayanağı olan 09.06.1998 tarihli sözleşmede aslolan unsurun bedeli karşılığında taşınmaz devri olması nedeniyle davacıların istemlerinin ifası imkansız hale gelen adi yazılı satım sözleşmesine dayandığının kabulü ile 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde sözleşme bedelinin iadesinin istenebileceği kabul edilmiş, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş olup, işbu karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Davacının dava dilekçesinde bedelinin iadesini talep ettiği çekle ilgili davacı tarafından yemin teklif edildiği davalının da 03/02/2014 tarihli celsede çeki teslim almadığına ilişkin yemin ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının çek bedeline yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru değildir.
2- Dava konusunun geçersiz satış sözleşmesi olduğu derecattan geçerek kesinleşmiş olmasına ve davacının bu sözleşmenin içinde belirlendiği şekilde yaptığı iş karşılığını talep edebileceği anlaşılmasına rağmen mahkemece davacının, kararlaştırılan işi davalı lehine ne miktarda yaptığı, tamamlayıp tamamlamadığı kesin olarak belirlenmeden ve gerekçesi de karar yerinde açıklanmadan çek bedeli de dahil olmak üzere tüm sözleşme bedelinin tahsiline karar verilmesi doğru değildir.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, mahallinde keşif yapılarak belirlenmesi mümkün ise; davacının davalı lehine yapmış olduğu iş miktarı ve bedelinin; sözleşmeye konu işlerde varsa eksik ve kusurlar gözetilerek sözleşme doğrultusunda işin tamamına göre gerçekleştirilen imalatların fiziki oranı ve bu oranın KDV dahil sözleşmedeki kararlaştırılan götürü bedele uygulanarak hesaplanan bedelden varsa kanıtlanan ödemeler mahsup edilerek yüklenicinin bakiye iş bedelinin belirlenmesinden ve sözleşme dışı yapıldığı iddia edilen diğer iş kalemi bedelinin, bedel konusunda yanlar arasında mutabık kalınan bir miktar bulunmadığından, 818 sayılı BK 413 ve devamı (6098 sayılı TBK 526 ve devamı) maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca, imalâtın yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi ve mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanan bu tutara KDV ve yüklenici kârı dahil olduğundan, ayrıca KDV ve yüklenici kârı ilave edilmeksizin hesaplanarak varsa kesinleşen ödemelerin mahsubu ile belirlenmesinden; keşif yerinde yapılan işin belirlenmesi mümkün değil ise delil tespiti raporlarından yola çıkılarak yine aynı ilkeler ışığında davacının yaptığı işin değerinin belirlenmemesinden ibarettir. Bu nedenle mevcut değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 20.09.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.