8. Ceza Dairesi Esas No: 2019/20220 Karar No: 2020/1347 Karar Tarihi: 30.01.2020
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/20220 Esas 2020/1347 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2019/20220 E. , 2020/1347 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: Beraat kararlarını temyizde hukuki yararı bulunmayan sanığın temyiz dilekçesindeki anlatıma göre sadece başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla yapılan temyiz incelemesinde; 25.06.2019 tarih ve 2019/8-249 esas ve 2019/499 karar sayılı Ceza Genel Kurul kararında belirtildiği üzere; TCK.nın 268. maddedeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir. Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur. İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Fakat, maddede yalnızca suçtan söz edilmekle, kabahatler veya disiplin eylemleri madde kapsamında değerlendirilmektedir. Maddedeki ifade biçiminin hatalı olduğu söylenebilir ise de, mevcut düzenleme karşısında, failin gerçekte o suçu işlememiş bulunduğunun anlaşılması halinde, başkasının kimlik bilgilerini kullanma eyleminin 268. maddedeki suçu oluşturmadığını kabul etmek, kanunilik ilkesi bakımından zorunlu görülmektedir. Bu tür eylemlerde 206. maddesinin uygulanması gereklidir. Hırsızlık, mala zarar ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından delil yetersizliği gerekçesiyle verilen ve kesinleşen beraat kararları karşısında hukuken sanığın işlediği bir suç bulunmadığının kabulünde zorunluluk bulunduğu halde kolluk görevlisine (düzenlenecek bir belgeye esas olarak) beyanda bulunurken, başkasına ait kimliği veya bilgileri kullanma eylemi 268. maddeyi değil 206. maddedeki suçu oluşturmaktadır. Bu açıklamalar ışığında hırsızlık, mala zarar ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçlarının şüphelisi olarak yakalanması üzerine hakkında soruşturmaya başlandığı sırada kimliğini kardeşi ... olarak beyan eden sanık hakkında hırsızlık, mala zarar ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından dava açıldığı bu suçlardan beraat ettiği ve bu kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmakla; kesinleşen beraat kararları karşısında sanığın "işlediği bir suçtan" söz edilemeyeceği cihetle TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp sanığın TCK.nın 206. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği halde yazılı gerekçe ile başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu oluşturmakla; Sanığa yüklenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yasa maddesinde öngörülen cezalarının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e maddesinde belirlenen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e, 67/4 ve CMK.nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE, 30.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.