Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı borçlu şirket aleyhine bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçmiş, borçlu şirket vekili süresinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu edilen senetlerin sahtecilik yoluyla düzenlendiğini, şirketin eski yetkilisi A. G.. ve alacaklı aleyhine İzmir C.Başsavcılığına şikayette bulunduklarını bu nedenlerle yetkili temsilci tarafından düzenlenmiş bir borç senedi olmadığından takibin iptalini istemiştir.
Mahkemece şirket temsilcisinin kendi yararına şirketi borç altına sokacak şekilde senet tanzim etmesi yerinde olmadığını, ayrıca şirketin muhasebe kayıtlarında da görülmeyen kambiyo senetlerine dayanılarak takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.
Takip konusu bonoların tanzim tarihinde şirketin yetkilisi A. G.. olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak bonoların keşidecisi tüzel kişiliği olan şirket olup, bunun yetkilisi olan şahıs ile şirketin aynı kişi olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle, şirket tarafından keşide edilen bonolarda şirket yetkilisinin lehtar olarak gösterilmesi halinde alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğinden söz edilemez. Ayrıca bu bonoların şirketin muhasebe kayıtlarında görülmemesi de takibin iptalini gerektirecek hususlardan değildir. Bu durum borçlunun genel mahkemede açacağı menfi tespit davasında incelenebilir. O halde mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.