23. Hukuk Dairesi 2015/9530 E. , 2017/684 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin ülkede yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle daire satışlarında azalma olduğunu, buna bağlı olarak şirkete nakit girişinde sıkıntı yaşanmaya başladığını, ödeme dengesinin bozulduğunu, aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmediğini, sunulan iyileştirme projesinin uygulanması ile davacı şirketin mali durumunun düzelebileceğini ileri sürerek, müvekkilinin iflâsının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahiller, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin varlıklarının rayiç değerlerine ilişkin yapılan incelemede davacı şirketin varlıklarının rayiç değerinin 3.345.265,00 TL olduğu, kayyım raporlarında, davacı şirketin mevcut dört projesinden ikisinin okul projesi olduğu, okulların inşaatı tamamlanmadığı halde okulların eğitim ve öğretime açıldığı, eksikliklerin asıl müteahhit şirketçe tamamlanabildiği, ..."daki okul inşaatınında diğer müteahhit şirketçe tamamlandığı, Torbalı ve Bergama"daki iki inşaat projesinin ise kaynak yetersizliği nedeniyle durdurulduğu, şirketin borca batıklığının kaydi olarak arttığı, nakit akış tablosu çalışmalarının kısa zamanda tamamlanması ve buna bağlı olarak borç yapılandırmalarına başlanması gerekirken bu konuda somut bir gelişme olmadığı, iyileştirme projesinde sermaye artışı yapılacağı taahhüt edilmesine rağmen sermaye artışı ile ilgili çalışmalara başlanmadığı, borç yapılandırması kapsamında ...bank A.Ş. ve ..bank A.Ş. ile borç yapılandırması yapıldığı halde taksitlerin ödenmediği, 27.4.2015 tarihinden itibaren kayyım ücretinin ödenmediği, şirketin 30.6.2014 tarihinde 4.417.030,00 TL olan kaydi özvarlığının, 30.6.2015 tarihi itibariyle 2.854.643,00 TL"ye gerilediği, 30.6.2015 tarihli bilançoda 19.891,000,00 TL dönem net zararının bulunduğu, ayrıca davacı şirketin iflas erteleme başvurusunda bulunurken beyan ettiği adresinde bulunmadığı, bu adresi tahliye ettiği, şirketin faaliyetini yürüttüğü bir ofisinin bulunmadığı, iyileştirme projesinde taahhüt ettikleri hususların hiçbirinde somut bir gelişme olmadığının tespit edildiği, somut olayda, davacı şirketin kayyım raporlarından borca batık olduğunun anlaşıldığı, davacı şirket iyileştirme projesindeki hiç bir taahhüdünü yerine getirmediği, davanın açıldığı 21.7.2014 tarihinden bu yana ortalama 15 aylık süreç içerisinde iyileştirme projesi kapsamında somut herhangi bir gelişme olmadığı, iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine dair karar verilse dahi davacı şirketin mali durumunun ıslahının mümkün olmadığı, davacı şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli bir bürosunun dahi kalmadığı, varlıklarının kaydi değerlerinin süreç içerisinde azalmaya devam ettiği, bu nedenle sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, davacı şirketin borca batık olduğunun kendi bildirimi ile de sabit olduğu gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddiyle, davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, talebinde bulunulabilmesi için şirketin veya kooperatifin borca batık durumda olması gerekir.
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Mahkeme, İİK"nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tesbit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir.
Somut olayda, mahkemece, davacı şirketin varlıklarının rayiç değerlerinin bilirkişi vasıtasıyla tespit ettirildiği, ancak borca batıklık durumuna ilişkin yukarıda yer verilen ilkelerin aksine herhangi bir inceleme ve tespit yaptırılmadan kayyım raporlarına göre davacı şirketin iflasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemece, alanında uzman bir bilirkişi heyetinden açıklanan usul ve ilkelere uygun olarak davacı şirketin borca batık olup olmadığı hususunda açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması, kayyım raporlarının denetlenmesi, davacı şirketin borca batık olduğunun tespiti halinde şimdiki gibi davacı şirketin iflasına, borca batık olmadığının tespiti halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.