Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8778
Karar No: 2017/682
Karar Tarihi: 06.03.2017

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/8778 Esas 2017/682 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/8778 E.  ,  2017/682 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller ... Kablo ve Sis. A.Ş., ....,... Enerji Elek. Taah. A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin aile şirketi olduklarını ve grup şirket olarak faaliyetlerini sürdürdüklerini, döviz kurlarındaki artış nedeniyle malzeme stok maliyetlerinin artması, tahsilatların yavaşlaması, vadelerin uzaması, bunlara bağlı olarak işletme sermayesi ihtiyacının arttığını ve bu nedenle dış finansman kaynaklarına yönelmek zorunda kaldıklarını ve ödeme dengesinin bozulduğunu, aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmediğini, sunulan iyileştirme projesinin uygulanması ile davacı şirketlerin mali durumunun düzelebileceğini ileri sürerek, müvekkilinin iflâsının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Müdahiller, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ... Elek. Tic. ve San. Ltd. Şti."nin 31.05.2014 tarihi itibariyle 4.034.062,01 TL borca batık olduğu, davacı şirket vekillerinin gayrimenkullerin rayiç değerlerine yaptıkları itiraz üzerine yapılan rayiç değer incelemesinde 31.01.2015 tarihi itibariyle şirketin 920.954,98 TL borca batık durumda bulunduğu, diğer davacı ... Elek. İnş. Taah. ve Tic. A.Ş"nin 31.01.2015 tarihi itibariyle 975.995,30 TL borca batık bulunduğu, sunulan iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olduğu, iki yıl içinde borca batıklıktan çıkılmasının mümkün göründüğü, davacı şirketlerin mevcut iş hacmi itibariyle iflasının ertelenmesinin alacaklıların durumunu kötüleştirmeyeceği, erteleme sonucunda alacaklıların alacaklarına kavuşma ihtimalinin daha da artacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne, tedbirlerin devamı ile davacı şirketin iflasının15.07.2015 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, müdahil ... Kablo ve Sist. A.Ş, ... Bankası A.Ş. ve... Ener. Elek. Tah. A.Ş. vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
    Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.
    İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK.m.179). İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (TTK.m.324, İİK.m.179 vd.). Mahkeme, İİK"nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tesbit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir.
    Öte yandan somut verilere dayalı, çelişmeyen öngörüler içeren, özellikle sermaye ve/veya kârlılık artışını netleştiren unsurların varlığının, proje için vazgeçilmez hususlar olduğu gözden kaçırılmamalı; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun bu yolla tespiti cihetine gidilmelidir.
    Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
    Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır.
    Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
    Davacı şirketlerin borca batık olduğunun doğru olarak tespiti halinde; iyileştirme projesinin, bütüncül bir değerlendirmeyle, TTK"nın 376. maddesi kapsamında nakit sermaye
    konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içerip içermediği, İİK"nın 179. maddesi anlamında ciddî ve inandırıcı olup olmadığı ve HMK"nın 29. maddesinde açıklanan dürüstlük kuralına uygun davranma yükümlülüğüne ve gerçeğe uygun bir biçimde hazırlanıp, hazırlanmadığı, eş deyişle, iyileştirme projesinde yapılacak olanların tek tek maliyetinin, hangi ekonomik kaynaktan sağlanacağı, her bir proje kaleminin zaman olarak en geç hangi tarihte yapılacağı, yapılacak olanların ayrı ayrı borca batıklık üzerindeki zaman ve oran olarak etkisinin somutlaştırılması ve böylece iyileştirme projesinin neden ciddi ve inandırıcı olduğunun ayrıntılı ve zaman içinde sayısal olarak, denetlenmeye elverişli nitelikte olması gerekmekte olup, bu özellikte olmayan iyileştirme raporlarına ve bunlara dayalı düzenlenen bilirkişi ve kayyım raporlarına göre ne iflasın ertelenmesine karar verilebilir ne de iflas erteleme talep eden şirket alacaklıları aleyhine sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Açıklanan özellikteki iyileştirme projelerinin sunulması halinde alınacak bilirkişi ve kayyım raporlarından sonra talep halinde ve gerektiğinde, hüküm tarihine kadar sadece gerekli tedbirlere karar verilmeli ve tarihlerine uygun şekilde proje kalemleri yerine getirilmediği takdirde tedbirler kaldırılarak, iflasın ertelenmesi ve ihtiyati tedbir müesseselerinin kötüye kullanılmasının önüne geçilmelidir.
    İflas erteleme davalarında, erteleme isteyen davacı şirketin mali durumunun mahkemece, yargılama sonuna kadar incelenmesi ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığının denetlenmesi gerekir.
    Somut olayda, davacı şirketlerin borca batıklığı tespit edilip, iyileştirme projesi takdir edilirken, davacı şirketlerin taşınmazları ile diğer varlıklarının bir bilirkişi heyetince değerlemesi yapıldıktan sonra farklı bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş, 09.01.2015 tarihli rapor alınmış, rapora itirazlar üzerine davacı şirketlerin diğer taşınmazlarının da rayiç değeri 20.05.2015 tarihli bilirkişi raporu ile tespit ettirildikten sonra, 09.01.2015 tarihli raporu hazırlayan ilk bilirkişi heyetinden bir kişi çıkarılıp iki kişi dahil edilerek dört kişilik farklı bir heyet oluşturularak 01.07.2015 tarihli ek rapor alınmıştır. İlk bilirkişi raporu ile son rapor arasında gerekçesi yazılmadan farklı tespitlere yer verilmiş, mahkemece son rapor nazara alınarak iflas erteleme talebinin her iki davacı şirket yönünden kabulüne karar verilmiştir. Özellikle, 09.01.2015 tarihli ilk bilirkişi raporunda, taşınmazların satılması halinde şirketlerin borçlarından kurtulabileceği belirtilmiş olmasına ve taşınmazların değerine ilişkin daha sonra alınan raporda bu taşınmazların daha yüksek bedellerle aktiflerde yer almasına rağmen halen borca batık durumda olması da tereddüt uyandırmıştır. Çünkü taşınmazların satılması halinde şirket borca batıklıktan kurtulabilecek ise bu taşınmazların şirketin aktifinde yer aldığı sürece şirketin borca batıklığından bahsedilemeyecektir. Ayrıca 09.01.2015 tarihli ilk raporun alındığı bilirkişi heyeti ile 01.07.2015 tarihli ek raporun alındığı ikinci bilirkişi heyeti farklı heyetler olduğundan esasında bu iki raporun farklı raporlar olduğu kabul edilmelidir. Raporlar arasında çelişki bulunduğu da açık ve nettir.
    Bu durumda mahkemece, özellikle borca batıklığın tespiti açısından yukarıda yer verilen çelişki de nazara alınarak ek rapor alınmalı, her iki şirketin ayrı ayrı aktif ve pasiflerinin ayrıntılı, denetime açık şekilde nelerden oluştuğu belirlenmeli, grup şirketlerin birbirlerine varsa kefalet borçlarının pasifte sayılmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu düşünülerek sonuç itibariyle şirketlerin borca batık olup olmadığı, borca batık ise iyileştirme projesinin gerçek ve inandırıcı olup olmadığı belirlenmeli, sermaye arttırımının yapıldığı belirtilmiş olmasına rağmen bir kısım sermayenin ortakların şirketten alacaklarından mahsup edilmesinin gerçek bir sermaye arttırımı olarak nitelendirilemeyeceği de gözönünde
    bulundurularak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, denetime açık, önceki iki rapor arasındaki çelişkileri giderecek rapor tanzim ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, son rapora göre, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahiller ... Kablo ve Sist. A.Ş., .... ve... Ener. Elek. Tah. A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, anılan müdahiller yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi