23. Hukuk Dairesi 2015/8716 E. , 2017/680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen sözleşmenin aynen ifası, maddi ve manevi tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 04.06.2015 gün ve 2014/4396 Esas, 2015/4265 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen ... 5. Noterliği"nin 06.02.2010 tarih ve 4184 sayılı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici şirketin binayı süresinde tamamladığını, tapu devirlerini istemesine rağmen arsa sahiplerinin tapuda devir yapmadığı iddiası ile, sözleşmenin aynen ifasına, sözleşmenin ifasının imkansız hale getirilmesi nedeniyle uğradığı şimdilik 5.000,00 TL müspet zararının davalılardan tahsiline, aynen ifaya karar verilememesi halinde bitirilmiş yapı bedelinin ve davalıların sebep olduğu davacının uğradığı 5.000,00 TL menfi zararının davalılardan tahsiline, ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra müspet zarar ve menfi zarar talepleri ile manevi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını belirtmiştir.
Davalı arsa sahipleri ... ve ... vekili ise, taraflar arasındaki sözleşme ve eki krokide 6 bağımsız bölümün davalılara verilmesi gerekirken, davalıların bilgisi dışında bir proje uygulanarak davalılara 4 numaralı bağımsız bölümün verildiğini, yüklenicinin bodrum katta vermeyi taahhüt ettiği 2 adet depoyu vermediğini, davalıların kendi edimlerini yerine getirmek amacıyla davacılara düşen 2 bağımsız bölüm dışındaki diğer bağımsız bölümlerin ferağını vermeye hazır olduğunu, ancak mağduriyetleri giderilene kadar veya sözleşme gereği yerine getirilmek şartıyla diğer 2 bağımsız bölüm konusunda uzlaşmaya varabileceklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; yargılamanın devamı sırasında 2543 ada, 43 parseldeki 3 ve 4 no"lu bağımsız bölümler dışındaki diğer taşınmazlar yönünden sulh sağlanarak tapuda yüklenici şirket adına tescil işlemlerinin yapıldığı, davacı vekilince müsbet zarar ve menfi zarara yönelik talepler ile manevi tazminat talebinin atiye terk edildiği, sözleşmeye göre davacı yüklenici tarafından 6 bağımsız bölümün davalılar adına tescili gerekirken yapılmadığı, davalıların sözleşmedeki edimlerini yerine getirmiş olduğu, ancak davacı yüklenici tarafından sözleşmeye uygun olarak edimlerin yerine getirilmediğinden sözleşmenin uygulanmasının fiilen imkansız hale geldiği, ayrıca davacı yüklenici tarafından binanın yapımı aşamasında davalılara imar durumu ve dolayısıyla fiili imkansızlık durumunun da bildirilmediğinden davacının davasında haklı olmadığı gerekçesiyle, davacı vekili tarafından atiye bırakıldığı bildirilen müspet zarar, menfi zarar ile manevi zarara yönelik talepler hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacının sözleşme gereğince tescilini talep ettiği, 2543 Ada, 43 parsel sayılı taşınmazdaki 3 ve 4 no"lu bağımsız bölümlere yönelik davalılar adına tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili hakkındaki talebin reddine dair kararın davacı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 04.06.2015 tarih ve 2014/4396 E., 2015/4265 K. sayılı ilamı ile, bodrum kattaki 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerin, sözleşme ve eklerinde belirlenen özellik ve nitelikleri ile emsalleri de göz önünde bulundurularak, dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin mahallinde yapılacak keşif sonucu uzman bilirkişiye hesaplattırılarak “birlikte ifa” kuralı gereğince yüklenici tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi için süre verilmesi, depo etmesi halinde, yüklenicinin edimini ifa etmiş sayılacağı ve tapu iptali ve tescil talebinde bulunmaya hak kazanacağı gözetilerek, dava konusu 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin yüklenici adına tesciline karar verilmesi, aksi takdirde ise tapu iptali ve tescile ilişkin davanın şimdiki gibi reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bu kez, davalılar vekilleri ayrı ayrı karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 07,80"er TL harç ve takdiren 275,00"er TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 06.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.