4. Hukuk Dairesi 2016/5323 E. , 2018/2610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/05/2015 gününde verilen dilekçeler ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 28/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazına gelince;
Davacı vekili; müvekkili aleyhine dava dışı ... tarafından ... 3. İcra Müdürlüğünün 2013/356 esas ve 2013/503 esas sayılı takip dosyaları ile takip alacaklısının elinde bulunan çeklere istinaden takip başlatıldığını, takibe konu çeklerin arkasında müvekkili adına yapılmış ciroya istinaden müvekkilinin ... 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/45 ve 2013/60 esas sayılı dosyaları ile takiplere itiraz ettiğini, itirazının kabul edilerek çeklerin arkasındaki ciroda bulunan imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiğini, takiplere konu çeklerin takip alacaklısının akrabası olan davalı tarafından bankaya cirolamak suretiyle ibraz edildiğini, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından hakkında ceza yargılaması yapılan davalının müvekkili adına sahte imza ile ciroyu gerçekleştiren kişi olarak tespit edildiğini ve mahkum olduğunu, aynı ceza davasında müvekkilinin de müşteki sanık olarak yargılandığını ve beraat ettiğini belirterek, ceza yargılamasına, icra takiplerine maruz kalması nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, hakkında davalının sebep olduğu haksız icra takibi yapıldığını belirterek uğradığı maddi ve manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davacının yasal muhatabının dava dışı takip alacaklısı olan ...olduğunu, davalının kusurundan kaynaklı bir zararın bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ceza yargılaması sonucunda, müşteki sanıklar ...ile sanık ... hakkında sahtecilik suçundan haklarında mahkumiyet kararı verilmiş ise de dolandırıcılık suçundan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, davacı ile dava dışı ...arasında düzenlenen 22/10/2013 tarihli İbraname ile tarafların anlaşmış oldukları ve aralarındaki borç ilişkisinin ortadan kalktığı, davaya konu icra dosyaları ile dosya davalısının bir ilgisinin bulunmaması nedeniyle ispatlanamayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/11 esas, 2015/73 sayılı kararında, grafoloji ve adli tıp uzmanı bilirkişiden alınan rapora göre, inceleme konusu çekte davacı adına yapılmış cirodaki imzanın davacının ya da dava dışı Süleyman Arslanhan’ın eli ürünü olmadığı, davalının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bu nedenle müşteki sanık olarak yargılanan davacının yargılama sonucunda hem dolandırıcılık, hem de sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatine karar verildiği, davalı ile dava dışı takip alacaklısı ...’ın ise, dolandırıcılık suçundan beraatine, resmi belgede sahtecilik suçundan birlikte suç işleme kararı kapsamında çeki davacı adına imzalayarak bankaya ibraz ettikleri gerekçesiyle mahkumiyetleriyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 06/03/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, olayların gelişim şekline göre davalının resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum olması, davacının sahte olarak adına cirolanan çek ile alakalı icra takiplerine maruz kalması, ağır ceza mahkemesinde müşteki sanık olarak yargılanması, yargılama sonucunda beraat etmesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının sahtecilik eylemi nedeniyle davacının ticari itibarında zedelenme meydana geldiğinin kabulü ile yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle manevi tazminatın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/04/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı hakkında yapılan icra takibinde malvarlığına haciz konulmadığı için haksız haciz nedeniyle manevi tazminat koşulları yoktur. Ayrıca sahte çek düzenlenmesi suçu da mala karşı işlenen bir suçtur. Davacının kişilik haklarına yapılan bir saldırı bulunmadığından davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun kararına katılmıyorum.03/04/2018