Esas No: 2018/3675
Karar No: 2022/398
Karar Tarihi: 03.02.2022
Danıştay 7. Daire 2018/3675 Esas 2022/398 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/3675 E. , 2022/398 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3675
Karar No : 2022/398
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Kozmetik Sanayi Dış Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının aerosol imalinde kullanmak üzere satın aldığı L.P.G. için ödediği özel tüketim vergisinin, 2014/6881 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu (I) sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği uyarınca 2016 yılının Mayıs, Haziran, Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin mahsuben iadesi talebinin, süresinde yapılmadığından bahisle reddine dair işlemin iptali ve iade talebinin yapıldığı tarihten itibaren işletilecek yasal faizin davacıya ödenmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, olayda davacının özel tüketim vergisi ödemek suretiyle L.P.G satın aldığında ve alınan L.P.G'yi aerosol imalatında kullandığında taraflar arasında bir ihtilafın bulunmadığı, davacının iade hakkının kısıtlanmasını veya bu haktan yararlanmasının belirli sürelerle sınırlandırılmasını öngören düzenlemeler Anayasa'nın belirlediği sınırlar dahilinde, ancak yasalarla yapılabileceğinden, bu tür sınırlandırmaların Tebliğ hükümleri ile yapılmasına hukuken olanak bulunmadığı, 4760 sayılı Kanun'da da iade taleplerinin herhangi bir süre ile sınırlandırılması öngörülmediğinden, bu tür iade taleplerinin vergi kanunlarındaki genel zaman aşımı süresi içinde her zaman yapılabileceği, bu durumda kanunda öngörülmeyen bir sınırlandırma getiren Tebliğ'e istinaden davacının iade talebinin kabul edilmemesine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının faiz istemine gelince; hukuken öngörülmeyen bir verginin tahsili sonrası doğan zararın tazmini hususunun bir hukuk devletinde, Anayasa'nın 125. maddesinin “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmünde tanımını bulan “İdarenin Sorumluluğu” ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle, tahsili hukuka aykırı bulunan ve idarece tahsili tarihinden yargı kararına göre iadesi tarihine kadar geçen süre içinde kullanımından mahrum kalınan tutarın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve mahrum kalınan tutarın iade talebinin yapıldığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu (I) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği'nde öngörülen sürelerde yapılmayan mahsuben iade talebinin reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının kanunda doğan sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle mahsup talebinin yerine getirilmemesinde davalı idarenin kusuru bulunmadığından, davacıya faiz ödenmesine hükmedilmesinin hukuka uygun düşmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ: Uyuşmazlıkta, davacının mahsuben iade talebinin yerine getirilmemesine ilişkin kısmının, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda, mahsuben iade taleplerine yönelik herhangi bir süre şartı öngörülmemesine rağmen, Maliye Bakanlığınca usul ve esasların belirlenmesi amacıyla çıkarılan (I) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği uyarınca getirilen süre sınırının uygulanmasında, hakkın özüne dokunulduğu, bu mahiyetteki düzenlemelerin Anayasa'nın belirlediği sınırlar dahilinde ve ancak Kanun ile yapılabilmesinin mümkün olduğundan, dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin reddi; davacının yasal faiz istemine ilişkin ise, 213 sayılı Kanun'un 112/5. maddesinde, vergi iadesi için gereken bilgi ve belgelerin mükellef tarafından tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde yerine getirilmemesi halinde, söz konusu üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin tebliğ tarihine kadar tecil faizi hesaplanarak red ve iadesi gereken vergilerle birlikte mükellefe ödeneceğinin hükme bağlandığı, anılan fıkrada geçen "ödeme" deyiminden tecil faizinin nakden iadeler için öngörüldüğü anlaşılmakla birlikte, bakılmakta olan davada mahsuben iade talebinin idarece usulden reddedildiği, dava konusu işlemin iptali üzerine başvurunun esasının incelenmesi ve gerekli koşulların sağlandığının anlaşılması halinde, davacının başvuru tarihi itibarıyla hesaplanacak borçlarına mahsubun yapılması gerektiğinden, temyize konu kararın yasal faize ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının mahsuben iade talebinin reddine dair işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Temyize konu kararın mahrum kalınan tutarın yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
Olayda, davacının mahsuben iadeye dair başvurusu süresinde yapılmadığından bahisle reddedilmiş olup, davalı idarece henüz başvurunun esasına yönelik bir değerlendirme yapılmamış olması karşısında, davacının mahsuben iadeye ilişkin talebinin reddine dair işlemin iptali ile yetinilmesi, davalı İdareye işin esasının incelenmesi ve sonucunda yeni bir işlem tesis edilmesi için imkan sağlanması gerekirken, kararın idari işlem niteliğinde verilen iade ve yasal faize ilişkin hüküm fıkrasında yasal isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, mahrum kalınan tutarın yasal faizle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Yeniden bir karar vermek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 03/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Davalı idarenin, temyize konu kararının mahsuben iadeye konu vergilerin yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin de reddi gerektiği oyuyla, Daire kararının belirtilen kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.