Esas No: 2020/2338
Karar No: 2022/320
Karar Tarihi: 03.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2338 Esas 2022/320 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2338 E. , 2022/320 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2338
Karar No : 2022/320
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ....
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 19/02/2020 tarih ve E:2017/7502, K:2020/1315 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 29/11/2016 tarih ve 2016/434 sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ve 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin) Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 19/02/2020 tarih ve E:2017/7502, K:2020/1315 sayılıkararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ile davacının, bakılmakta olan dosya ile Dairelerinin E:2016/44742 sayılı esasına kayıtlı dosyanın birleştirilmesi talebi ve Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan .... Ağır Ceza Mahkemesinin E:.... sayısına kayden açılan davanın devam ettiğinin UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
Adalet Akademisi Yıllık (Albüm) Kurulu üyeliği yönünden, davacının staj döneminde 41. Dönem Adli Yargı Yıllık Kurulu üyesi olarak görev yapmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
Diğer hususlar yönünden, davacının "Adalet Bakanlığının Adli ve İdari Kapasitesinin Güçlendirilmesi Amacıyla Hâkimlerin Dil Eğitimi Projesi" kapsamında 2013-2014 yılları arasında (15 ay) yurt dışına gönderildiğine ilişkin tespitin, davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, FETÖ'nün Adalet Bakanlığında ve HSK'da etkin olduğu dönemde davacının yabancı dil eğitimine gönderilmesinin anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, işbu dava ile E:... sayılı dosya arasında, şahsi, fiili ve hukuki irtibat bulunması nedeniyle usul ekonomisi açısından birlikte görülüp sonuçlandırılması gerekirken, her iki davanın ayrı ayrı karara bağlanmasının hukuka aykırı olduğu, hakimlik mesleği boyunca yargı etiğine ya da demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğüne aykırı hiçbir davranışının bulunmadığı, bu hususa ilişkin davalı idarece herhangi bir somut tespitin ortaya konulamadığı, AİHS'de sözleşme kapsamındaki belirli hak ve özgürlüklerin geçici, kısıtlı ve denetimli bir şekilde askıya alınma hakkı tanınmış ise de, bu durumun ulusun varlığını tehdit eden genel bir tehlike halinde söz konusu olabileceğinin hükme bağlandığı, bu çerçevede yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını gölge düşürecek bir eylemi olmadığından, hakkında yapılan şikayet başvurusu bulunmadığından ve disiplin inceleme ya da soruşturması geçirmediğinden, meslekten çıkarılmasının AİHS'de yer alan durumun gerektirdiği ölçüde bir önlem olmadığı, 667 sayılı KHK'nin 3 ve 4. maddelerinde yer alan düzenlemeler muğlak olduğundan hukuki öngörülebilirlik ve ulaşılabilirlik ilkesine aykırı olduğu, 667 sayılı KHK ile getirilen düzenlemenin suç ve ceza içeren düzenleme mahiyetinde olmasına rağmen geçmişe etkili olarak uygulanması nedeniyle suç ve cezaların kanuniliği ile suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkelerinin ihlal edildiği, Daire aşamasındaki yargılamada, adil yargılanma hakkının temel güvencelerinden olan duruşmalı inceleme hakkına, silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama haklarına riayet edilmeksizin karar verildiği, usule uygun savunma hakkı tanınmadan meslekten çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu, dava konusu işlemde şahıslara yönelik kişiselleştirme yapılmadığı, Anayasa ve 2802 sayılı Kanun'da öngörülen usuli güvencelerin sağlanmadığı, dava konusu işlemin tesisinden sonra ortaya konulan delillerin dikkate alınamayacağı, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, beyanların soyut, gerçek dışı ve çelişkili olduğu, YARSAV'a üye olmasının ve Yıllık Kurulu üyeliğinde bulunmasının meslekten çıkarma kararına dayanak teşkil edemeyeceği, etkin pişmanlık ifadelerinden yola çıkılarak FETÖ örgütünün YARSAV'ın ele geçirilmesi ve yönetimde söz sahibi olunması hususunda talimatlarının olduğu varsayımına dayanılarak aleyhinde bu amaçla üye olduğuna dair herhangi bir beyan olmamasına rağmen YARSAV üyeliğinin FETÖ örgütünü destekleyici bir unsur olarak kabul edilmesinin adil yargılanma hakkına aykırı olduğu, söz konusu hususların meslekten çıkarma kararında dikkate alınmasının masumiyet karinesinin ihlali sonucunu doğurduğu, aynı suçlamaya dayalı olarak iki kez yargılama yapılamayacağı, olağanüstü hal döneminde, olağanüstü halin gerektirdiği ölçüde, olağanüstü hale neden olan konularla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceği, bu itibarla öngörülen sınırlamaları aşan 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin) Anayasa'ya aykırı olması nedeniyle iptali talebiyle Anayasa mahkemesine başvurulması gerektiği, işbu dava ile aralarında şahsi, fiili ve hukuki irtibat bulunan E:2016/44742 sayılı dosyanın birleştirilmemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle her iki dosya yönünden ayrı ayrı karar verilerek iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, Daire kararının "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" kısımının "Davacıya İlişkin Süreç" bölümünde, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesinin E:... sayısına kayden açılan davanın devam ettiğinin UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda görüldüğü belirtilmişse de; temyiz aşamasında UYAP ortamında yapılan incelemede, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 19/02/2020 tarih ve E:2017/7502, K:2020/1315 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 03/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.