Esas No: 2021/2726
Karar No: 2022/305
Karar Tarihi: 03.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2726 Esas 2022/305 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2726 E. , 2022/305 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2726
Karar No : 2022/305
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI) : ...
VEKİLİ :Av. ...
II- (DAVALILAR) :
1- ... Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. ...
2- ... Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2020/3054, K:2021/2842 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının davalı idareler, redde ilişkin kısmının davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Başpolis memuru olan davacının, 29/01/2016-10/02/2016 tarihleri arasında yapılan sınavlar sonucunda polis amirleri eğitim merkezi emniyet mensubu öğrenci adayı amirlik eğitimi mülakat sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan 16/07/2015 tarih ve 29418 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 1. fıkrasının, aynı maddenin 2. fıkrasındaki "Emniyet mensubu adaylar için ayrıca fiziki yeterlilik ve mülakat sınavından önce" ibaresinin, 17. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ''on'' ibaresinin, 18. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''emniyet mensubu adaylar ile'' ibaresinin, 2. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde yer alan "Emniyet mensubu olan adaylar ve" ibaresinin, 19. maddesinin 2. ve 4. fıkralarının ve 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2020/3054, K:2021/2842 sayılı kararıyla;
4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu'nun 1 ve 30.; 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun -dava konusu işlem tarihindeki ve 7196 sayılı Kanun ile değişik hâlleriyle- 55.; Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) -dava konusu işlem tarihindeki hâlleriyle- 7, 14, 16, 17, 18, 19 ve 20/1/(a). madde hükümlerine yer verildikten sonra,
Yönetmeliğin 14. maddesinin 1. fıkrası ve 2. fıkrasındaki "Emniyet mensubu adaylar için ayrıca fiziki yeterlilik ve mülakat sınavından önce" ibaresi, 18. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''emniyet mensubu adaylar ile'' ibaresi, 2. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde yer alan "Emniyet mensubu olan adaylar ve" ibaresi yönünden;
Yönetmeliğin 14. maddesinde Polis Amirleri Eğitim Merkezine (PAEM) giriş aşamaları, 18. maddede fiziki yeterlilik sınavına ilişkin usullerin düzenlendiği; 14. maddeye göre, PAEM’e giriş sınavının, fiziki yeterlilik ve mülakat sınavından oluştuğu ve emniyet mensubu adaylar için ayrıca fiziki yeterlilik ve mülakat sınavından önce çoktan seçmeli yazılı test sınavının yapılacağı,
3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinin dava konusu işlem tarihindeki hükmünde ihtiyaç halinde şartları taşıyan polis memurları, başpolis memurları ve kıdemli başpolis memurları arasından yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olanların ilk derece amirlik eğitimine alınacağı, bu eğitimi başarı ile tamamlayanların komiser yardımcısı rütbesine atanacağı, adaylarda aranacak diğer nitelikler, sınavlara ve ilk derece amirlik eğitimine ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiği, idareye söz konusu hususlarda belirli bir takdir hakkı bırakıldığı,
Polislik mesleğinin, gece-gündüz, ağır şartlarda görev yapılan silahlı hizmet olup, söz konusu meslek mensuplarının yasal şartlar oluştuğunda silah kullanma zorunlulukları da bulunduğundan, bu meslekte görev yapanlarda, sağlık açısından bazı şartların aranması gerektiği, ülkede güvenlik ve asayişin sağlanması görevini yürütecek olan personelin görevi gereği özel olarak seçileceği,
3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinde polis amirlerinin, rütbe sırası ile Komiser Yardımcısı, Komiser, Başkomiser, Emniyet Amiri, Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürü, Üçüncü Sınıf Emniyet Müdürü, İkinci Sınıf Emniyet Müdürü, Birinci Sınıf Emniyet Müdürü ve Sınıf Üstü Emniyet Müdürü şeklinde hiyerarşik bir şekilde sıralandığı,
3201 sayılı Kanun'un 55. maddesi uyarınca, amir konumunda olan bir göreve atamada polislik mesleğinin de özelliği gereği fiziki yönden bir değerlendirme yapılması gereğinin idarenin takdirinde olduğu, bu çerçevede Yönetmelikle polis memurları, başpolis memurları ve kıdemli başpolis memurları arasından ilk derece amirliğe atamada fiziki yeterlilik sınavı şartı aranması ve buna ilişkin usul ve esasların belirlenmesinde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 17. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ''On'' ibaresi yönünden;
Yönetmeliğin 17. maddesinde, yazılı sınav sonucuna göre, belirlenen başarı puanını aşmak koşuluyla, en yüksek puandan başlamak üzere ilgili gruba ayrılan PAEM öğrenci kontenjan sayısının on katı kadar adayın başarılı sayılacağının düzenlendiği,
Polis Amirleri Eğitim Merkezine girişte emniyet mensubu adaylar için yazılı, fiziki yeterlik ve sözlü sınav olmak üzere üç aşamalı bir sınav uygulandığı, yazılı sınavı başarıyla geçen adayların 17. maddede usul ve esasları belirlenen bedeni kabiliyeti ve fiziki yapısı değerlendirilmek üzere uygulamalı sınava tabi tutulduğu ve yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alan adaylar başarılı sayıldığı ve mülakat sınavına girmeye hak kazandığı, mülakat aşamasında ise adayın; a) Konu hakkında bilgi düzeyi, b) Kendisinden istenileni kavrama, c) Özgüveni, ç) İfade etme yeteneği, d) Beden dilini kullanma becerisi, olmak üzere beş ayrı kritere göre değerlendirildiği ve yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alan adayın başarılı sayıldığının görüldüğü,
İdarenin fiziki yeterlik ve mülakat aşamalarında bazı adayların başarısız olabileceği ihtimali ve yazılı sınavda başarılı olanlar arasından görevin gerektirdiği niteliklere sahip en iyi adayı seçebilmek amacıyla ilgili gruba ayrılan PAEM öğrenci kontenjan sayısının belirli bir katı adayı yazılı sınavdan başarılı saymasının idarenin takdirinde olduğu,
Bununla birlikte yazılı sınavdan başarılı olarak fiziki yeterlilik ve mülakat sınavlarına girmeye hak kazanan aday sayısının bu sınavları (yazılı, fiziki yeterlik veya mülakat) geçersiz kılacak bir oran niteliğinde de olmaması gerektiği,
Anayasa Mahkemesi'nin kaymakamlık giriş sınavlarında yazılı sınav sonucuna göre başarı puanını aşan dört katı adayın sözlü sınava çağrılmasını içeren 1700 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikteki "dört katı aday" ibaresinin iptaline yönelik açılan davada verdiği 14/04/2011 tarih ve E:2009/63, K:2011/66 sayılı kararda "...Devlet memurluğuna alınmada mülakat yapılmasının öngörüldüğü durumlarda, mülakata çağrılacak aday sayısını belirleme konusunda yasakoyucunun Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca takdir hakkına sahip bulunduğu açıktır. Esasen yazılı sınav ve mülakat biçiminde yapılan giriş sınavlarında, yazılı sınavı kazanan tüm adaylar yerine, belli sayıda adayın mülakata çağrılıp çağrılmaması yasakoyucunun takdirindedir. Zira, yazılı sınavda başarılı olanlar arasından söz konusu kişilerin sözel ifade yeteneklerinin, muhakeme güçlerinin, temsil niteliklerinin, genel ve fiziki görünümlerinin, ikna kabiliyetlerinin, genel yetenek ve genel kültürlerinin değerlendirilebilmesi amacıyla yapılacak mülakatta, idarenin mümkün olduğunca seçme şansına sahip bulunması için alınacak kadrodan daha fazla adayın mülakata çağrılması gerekmektedir. Ancak, yasakoyucu çağrılacak aday sayısını belirlerken mülakatı açıkça anlamsız kılabilecek veya yazılı sınavın nesnel sonuçlarını ortadan kaldırabilecek bir uygulama yapmamaya da özen göstermelidir. Kuralın gerekçesinden, söz konusu düzenlemenin yazılı sınavı yarışma sınavı haline dönüştürme amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, iptali istenen kuralla getirilen düzenlemenin, yazılı sınavda başarılı olanlar arasından görevin gerektirdiği niteliklere sahip en iyi adayı seçebilmek amacıyla yapıldığı, mülakata çağrılacak aday sayısının mülakatı veya yazılı sınavı açıkça anlamsız kılacak bir oran niteliğinde bulunmadığı ve mülakata çağrılacak adayların yazılı sınavda en az yetmiş puan almaları zorunluluğunun bulunması nedeniyle bazı durumlarda mülakata çağrılacak aday sayısının alınacak aday sayısının dört katından daha aşağıya düşmesi olasılığı da dikkate alındığında, kuralın kamu yararına aykırı bir yönünün bulunmadığı açıktır..." gerekçesine yer vererek takdir hakkının çerçevesinin çizildiği,
Dava konusu Yönetmeliğin 16. maddesi gereği yazılı sınavda yüz puan üzerinden en az altmış puan alanların başarılı sayılacağı, Bakanlık ihtiyaçları çerçevesinde başarı puanını değiştirebileceği, bu durumunda on katı adayın belirlenmesinde altmış puandan daha az puan alan adayların da başarılı sayılabileceği dikkate alındığında ve ayrıca ilgili gruba ayrılan PAEM öğrenci kontenjan sayısının on katı kadar adayın başarılı sayılmasının yazılı, fiziki yeterlik veya mülakat sınavlarını geçersiz kılacak bir oran olduğu görüldüğünden, Yönetmeliğin dava konusu ibaresinin kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uygun olmadığı,
Yönetmeliğin 19. maddesinin 2. ve 4. fıkraları yönünden;
Yönetmeliğin 19. maddesinin 2. fıkrasında mülakat sınavının usul ve esaslarının düzenlendiği, buna göre adayların psikolojik yeterliliğinin; duygusal dengesizlik, dışa dönüklük, uyumluluk, sorumluluk, açıklık ve adayın polislik mesleğine istekli olması kıstaslarına göre psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu üye tarafından değerlendirileceği ve bu değerlendirmenin mülakat komisyonu ile paylaşılacağı, adaylara, Başkanlıkça belirlenecek soruların yazılı olduğu bir kart çektirileceği, konu hakkında düşünmesi ve sunum yapması için süre verileceği, konu ile ilgili komisyonca adaya sorular sorulabileceği, değerlendirmede adayın; konu hakkında bilgi düzeyi, kendisinden istenileni kavrama, özgüveni, ifade etme yeteneği ve beden dilini kullanma becerisi olmak üzere beş ayrı kritere göre ve her bir kriter yirmi puan olmak üzere toplam yüz tam puan üzerinden yapılacağı, adayın mülakat sınavından başarılı olabilmesi için yüz puan üzerinden en az yetmiş puan alması gerektiği,
Uyuşmazlıkta, Yönetmeliğin 19. maddesinin 2. fıkrasında davalı idare bünyesinde ilk derece amirlik eğitimini alacak personelin seçiminde objektif kriterlerin esas alındığının anlaşıldığı, bu fıkrada üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı,
Diğer taraftan 3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinde sözlü sınav ibaresine yer verilmişken, dava konusu Yönetmelikte mülakat şeklinde düzenleme yapıldığı ve söz konusu fıkrada mülakatın usul ve esaslarının düzenlendiği,
Anayasa Mahkemesinin 18/05/2011 tarih ve E:2008/7, K:2011/80 sayılı kararında, mülakatın; bir kişinin davranış ve düşünceleri üstüne bilgi edinmek amacıyla sorulu cevaplı görüşme yapılarak ilgilinin muhakeme gücünü, bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade yeteneğini, genel ve fiziki görünümünü, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğunu ve liyakatini, yetenek ve kültürünü, çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığını puan vermek suretiyle değerlendirme yöntemi olarak tanımlandığı ve aynı Mahkemenin 04/12/2014 tarih ve E:2014/99, K:2014/181 sayılı kararında sözlü sınavın da benzer şekilde tanımlandığı ve sözlü sınav ile mülakatın aynı anlamda kullanıldığı,
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu incelendiğinde Kanun koyucunun çeşitli maddelerde sözlü sınav ve mülakat ibarelerini kullandığı ve bu ibarelerin birbirinden farklı olarak değerlendirilmediği, aynı anlamda kullandığının görüldüğü, her ne kadar 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55. maddesinde sözlü sınav ibaresine yer verilmişse de dava konusu Yönetmelikte mülakat olarak düzenlenmesinde 3201 sayılı Kanun ve yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararları da dikkate alındığında üst hukuk normlarına aykırı olmadığının değerlendirildiği,
Yönetmeliğin 19. maddesinin 4. fıkrasının ilk cümlesinde mülakat sınav komisyonu kararına itiraz edilemeyeceğinin, ikinci cümlesinde ise hakkında “Polis Amirleri Eğitimi Merkezi öğrenci adayı olamaz” kararı verilen adayların o yılın başvuru dönemi içinde yeniden başvuruda bulunamayacağının düzenlendiği,
Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğunun hüküm altına alındığı, adil yargılanma hakkının da en önemli unsurlarından birinin mahkemeye erişim hakkı olduğu,
İptali istenilen düzenlemede mülakat sınav komisyonu kararına karşı yargı yoluna başvurulabilmesini engelleyen herhangi bir hükme yer verilmediği, idarenin takdir hakkını kanunlara uygun olarak kullanıp kullanmadığı hususunun denetlenebileceğinin açık olduğu, mülakat sınavına ilişkin kararlara karşı Anayasa'nın 125. maddesi gereğince idari yargı yolunun açık olduğu ve dava konusu düzenlemede anılan yargı yolunu kapatan veya zorlaştıran bir hükme yer verilmediği dikkate alındığında hak arama özgürlüğünün engellendiğinden söz edilemeyeceği,
Hakkında “Polis Amirleri Eğitimi Merkezi öğrenci adayı olamaz” kararı verilen adayların o yılın başvuru dönemi içinde yeniden başvuruda bulunamayacağı şeklindeki düzenleme ile başarısız olan adayların sadece ilgili yılda açılacak sınavlara girmesinin engellendiği, daha sonra yapılacak sınavlara girememesi yönünde herhangi bir engelin bulunmadığı; sınav süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde belirli bir dönem aralığını kapsadığı, sınava başvuran aday sayısı ve sınav komisyonlarının iş yoğunluğu da dikkate alındığında, yapılan düzenlemedeki sınırlamanın ölçülü olduğu ve idarenin düzenlemedeki takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullandığı görüldüğünden söz konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu,
Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
Dava konusu düzenlemede PAEM giriş puanının hesaplanmasına ilişkin usul ve esasların yer aldığı, bireysel işlem tarihinde emniyet mensubu olan adaylar için, yazılı sınav puanının %30’u, fiziki yeterlilik sınavı puanın %30’u ve mülakat sınavı puanının %40’ının toplamı alınmak üzere giriş puanının hesaplandığı; 31/03/2017 tarih ve 30024 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Yönetmelik değişikliği ile yazılı sınav puanının %25’i, fiziki yeterlilik sınavı puanın %25’i ve mülakat sınavı puanının %50’sinin toplamı alınmak üzere giriş puanının hesaplanacağının düzenlendiği,
3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinde, PAEM giriş puanının hesaplanması usulünün idarenin takdirine bırakıldığı, sınav aşamalarının toplam puana etkisinin sınavın diğer aşamalarının etkisini anlamsız kılacak bir oranda olmamasının esas olması gerektiği, idare tarafından yazılı sınav puanının %30’u, fiziki yeterlilik sınavı puanın %30’u ve mülakat sınavı puanının %40’ının esas alındığı ve 31/03/2017 tarihinde yapılan değişikliğe oranla sözlü sınavın etkisinin daha az olduğu görüldüğünden düzenlemede kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı,
Davacının, emniyet mensubu öğrenci adayı amirlik eğitimi mülakat sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden;
Olayda; davacının, 2015 yılı İlk Derece Amirlik Eğitimi için sınava başvuru yaptığı, yazılı sınavdan 87 puan alarak başarılı olduğu, fiziki yeterlik sınavından 92,5 puan alarak başarılı sayıldığı ve mülakata çağrıldığı, mülakat sınavında soru havuzundan 392 sıra numaralı soruyu çektiği, çekilen soruda "Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre gece nasıl arama yapılabilir?" şeklinde soru sorulduğu, davacının soruya verdiği cevabın komisyon üyelerince değerlendirilmesi neticesinde 59,6 puan alarak başarısız sayıldığı,
Dosyadaki bilgi ve belgelerde; mülakat komisyonunun usulüne uygun şekilde oluşturulduğu, yapılan sınavda adaylara sorulacak soruların sınav komisyonunca önceden belirlendiği, sınav öncesinde belirlenen soruların cevaplarının da hazırlandığı, adayların torbalardan çekmesi yoluyla soruların belirlendiği, davacının komisyon üyeleri tarafından; konu hakkında bilgi düzeyi, kendisinden istenileni kavrama, özgüveni, ifade etme yeteneği ve beden dilini kullanma becerisi yönünden değerlendirildiği ve yapılan değerlendirme neticesinde 59,6 puan aldığı, Yönetmelikte düzenlenen sözlü sınavdan başarılı sayılmak için gerekli olan en az 70 puan barajını aşamadığı görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Her ne kadar Yönetmeliğin 17. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ''on'' ibaresinin Dairelerince hukuka aykırı bulunarak iptal edilmişse de, davacının usulüne uygun şekilde yapılan mülakat sınavında aranılan 70 puan barajını aşamadığı görüldüğünden, iptal edilen düzenlemenin davacının başarısız sayılmasına bir etkisinin olmayacağı gerekçeleriyle,
Yönetmeliğin 17. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ''on'' ibaresinin iptaline, Yönetmeliğin dava konusu diğer hükümleri ile bireysel işlem yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yargısal denetime imkân verecek şekilde sözlü sınav komisyonu üyelerinin her biri tarafından belirlenmiş ve tutanağa bağlanmış soruların ve yanıtların neler olduğunun, bu yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçelerle ortaya konulması gerekirken bu usule uyulmadan başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, yazılı sınavda 88 puan alarak 30. sırada sınavı kazanmış ve mülakat sınavında sorulan tek bir soruya doğru, eksiksiz ve kesin cevap vermiş olmasına rağmen nasıl ve hangi gerekçeyle 59,6 puan verilmiş olduğunun gerekçeleriyle ortaya konulması gerektiği, Yönetmelik gereği, komisyon kararlarına itiraz edilemediği, mülakat uygulanmasının ve uygulama şeklinin hukuka aykırı olduğu,
29/01/2016-10/02/2016 tarihleri arasında yapılan fiziki yeterlik ve mülakat sınavlarının hukuka aykırı olduğu; teşkilat mensuplarına mesleğe girişte fiziki yeterlik ve mülakat sınavı yapıldığı, yazılı sınavın subjektif kriterlerle yapılan mülakat ile hükümsüz bırakıldığı, yasada fiziki yeterlik sınavına ilişkin düzenleme bulunmadığı, Yönetmelik ile getirilen mülakat ve fiziki yeterlik sınav şartlarının dayanağı Yasaya aykırı olduğu, 14/1 hükmünün ilk kez memurluğa girecekler için uygulanabilecek bir hüküm olduğu, dava konusu ibarelerin iptalinin gerektiği,
Yasanın amir hükmü gereği yazılı ve sözlü sınavda başarılı olanlardan eğitimini başarıyla bitirenlerin komiser yardımcısı rütbesine atanacağı, fiziki yeterlik sınavı öngörülmediği, üst norma uygun olmayan 18/1 ve 18/2 hükümlerin emniyet mensubu adaylar yönünden iptalinin gerektiği,
19/2 maddesinin emniyet mensupları açısından uygulanırlığı bulunmadığı, adayın polislik mesleğine istekli olması ibaresinin bunun açık göstergesi olduğu, rütbe terfi sözlü sınavında meslek mensuplarına uygulanan kıstasların, meslek içerisinde bir üst rütbedeki yöneticilik pozisyonuna uygun olup olmadığının değerlendirmesi olduğu, Kanunda sözlü sınav denildiği hâlde dava konusu düzenlemede mülakat sınavına ilişkin düzenleme yapıldığı,
19/4 maddesinde yer alan mülakat sınav komisyonu kararına itiraz edilemez hükmünün Anayasa'nın ve yasaların kişilere verdiği hakları kısıtlar nitelikte olduğundan iptalinin gerektiği,
Başarı puanı belirlenirken nesnel ve objektif olarak yapılan yazılı sınav puanının %30’u alınırken, sözlü sınav puanının %40’ının alınmasının sözlü sınavın büyük oranda belirleyici olması sonucuna götüreceği, yazılı sınav sonucunu etkisiz kılacağı, yazılı sınavın tamamlayıcı niteliğinde olması gerekirken seçimin en belirleyici unsuru hâle getireceğinden 20/1/(a) maddesinin hukuka aykırı olduğu; Daire kararının davanın reddine ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği,
Davalılar tarafından, dava dilekçesine karşı verdikleri savunma dilekçelerini tekrar ederek, dava konusu düzenlemelerle, adaylar arasından en uygun olanların seçilmesi için yazılı, fiziki yeterlilik ve sözlü olmak üzere üç aşamadan oluşan objektif bir sınav öngörüldüğü ve her aşamadan başarılı olma kriteri getirilerek ilk derece amirlik eğitimi öğrenci adaylığı için en liyakatlilerin seçilmesinin hedeflendiği belirtilerek Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından, davalı idarelerin yasal dayanağı bulunmayan haksız ve mesnetsiz temyiz taleplerinin reddi gerektiği,
Davalı idareler tarafından, davacının ileri sürdüğü hususlar haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile Daire kararının, Yönetmeliğin dava konusu 14. maddesinin 1. fıkrası, aynı maddenin 2. fıkrasındaki "Emniyet mensubu adaylar için ayrıca fiziki yeterlilik ve mülakat sınavından önce" ibaresi, 18. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''emniyet mensubu adaylar ile'' ibaresi, aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde yer alan "Emniyet mensubu olan adaylar ve" ibaresi ve 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi yönünden davanın reddine ilişkin kısımlarının bozulması; Yönetmeliğin dava konusu diğer hükümleri ile bireysel işlem yönünden tarafların temyiz taleplerinin reddi ile bu kısımlar yönünden Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden tarafların yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Üye Ali Ürker'in, "davacının fiziki yeterlik sınavına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları ile iptalini talep ettiği Yönetmeliğin dava konusu 14. maddesinin 1. fıkrasının, aynı maddenin 2. fıkrasındaki 'Emniyet mensubu adaylar için ayrıca fiziki yeterlilik ve mülakat sınavından önce' ibaresinin ve 18. maddesinin 1. fıkrasında yer alan 'emniyet mensubu adaylar ile' ibaresi ile 2. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde yer alan 'Emniyet mensubu olan adaylar ve' ibaresinin, davacının fiziki yeterlik sınavında 92,5 puan alarak başarılı sayıldığından menfaatini etkilemediği, bu nedenle davanın bu kısmının ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği" yönündeki usule ilişkin oyuna karşılık, davacının bu kısımlar bakımından dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, işin esasına geçildi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Danıştay Sekizinci Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2020/3054, K:2021/2842 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 03/02/2022 tarihinde, Yönetmeliğin 19. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan "ve adayın polislik mesleğine istekli olması" ibaresi dışındaki kısımları ile 4. fıkrası yönünden oybirliği, Yönetmeliğin dava konusu diğer hükümleri ile bireysel işlem yönünden oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Anayasa'nın -dava konusu bireysel işlem tarihinde yürürlükteki hâliyle- 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği belirtilmiştir.
Normlar hiyerarşisi, her türlü normun hiyerarşik olarak bir sıra dahilinde sıralanması ve birbirine bağlı olması anlamına gelmektedir. Bunun doğal sonucu olarak, hiyerarşik sıralamada daha altta yer alan bir normla, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler getiremeyeceği gibi bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilmesi veya kaldırılması da mümkün değildir.
Düzenleyici işlemler tesis edilirken, üst hukuk normlarına açıklık getirilmesi ve bu normlarca çizilen çerçeve içerisinde teknik detayların belirlenmesi, uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi amaçlanmakla birlikte, idarelerin düzenleme yetkisinin üst normla getirilen hükümleri aşacak veya daraltacak bir biçimde kullanılamayacağı hususu da göz önünde tutulmalıdır.
İptali istenilen düzenlemelerin yer aldığı Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun -dava konusu bireysel işlem tarihinde yürürlükteki hâliyle- 55. maddesinde; gerekli şartları taşıyan polis memurları, başpolis memurları ve kıdemli başpolis memurları arasında yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olanlardan, Polis Akademisi Başkanlığınca düzenlenecek ilk derece amirlik eğitimini başarıyla bitirenlerin Komiser Yardımcılığı rütbesine atanacağının düzenlendiği, adaylarda aranacak diğer nitelikler, sınavlara ve ilk derece amirlik eğitimine ilişkin usul ve esasların yönetmeliğe bırakıldığı, anılan Kanun'da sınav aşamalarının açık bir şekilde yazılı ve sözlü sınav şeklinde belirleme yapıldığı görülmekte iken dava konusu Yönetmelik maddesinde bu aşamalar dışında fiziki yeterlik sınavının da sınav aşamaları arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Kanun koyucu 3201 sayılı Kanun'un ek 24. maddesinde özel harekat birimlerinde istihdam edilmek üzere alınacaklar için sınav aşamalarını fiziki yeterlilik ve mülakat şeklinde belirlemişken, iptali istenilen Yönetmelik maddesinin dayanağında ise fiziki yeterlilik sınavının belirtilmemesinin Kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olduğu, ek 24. madde yürürlükte iken 55. maddenin ilgili fıkrasında 06/12/2019 tarih ve 7196 sayılı Kanun ile değişikliğe gidildiği, ancak sınav aşamalarının önceki hâldeki gibi yazılı ve sözlü olarak belirlendiği görülmüştür.
Bu çerçevede Yönetmelikle Kanun'da açıkça düzenlenen sınav aşamaları arasına fiziki yeterlilik sınavının da eklenmesinin Kanun'u aşar bir düzenleme olduğu ve normlar hiyerarşisine aykırı olduğu anlaşıldığından, Yönetmeliğin 14. maddesinin 1. fıkrasının, aynı maddenin 2. fıkrasındaki "Emniyet mensubu adaylar için ayrıca fiziki yeterlilik ve mülakat sınavından önce" ibaresinin, 18. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''emniyet mensubu adaylar ile'' ibaresinin, 2. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde yer alan "Emniyet mensubu olan adaylar ve" ibaresinin iptali gerekirken, aksi yönde değerlendirme ile verilen Daire kararının bu kısımlarının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55. maddesinin dava konusu işlem tarihindeki hükmünde; ihtiyaç halinde şartları taşıyan polis memurları, başpolis memurları ve kıdemli başpolis memurları arasından yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olanların ilk derece amirlik eğitimine alınacağı, bu eğitimi başarı ile tamamlayanların komiser yardımcısı rütbesine atanacağı, adaylarda aranacak diğer nitelikler, sınavlara ve ilk derece amirlik eğitimine ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiş, idareye söz konusu hususlarda belirli takdir hakkı tanınmıştır. Kanun'un uygulanmasını sağlamak üzere İçişleri Bakanlığınca hazırlanan Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 2. fıkrasında Polis Amirleri Eğitim Merkezine girişte emniyet mensubu adaylar için yazılı, fiziki yeterlik ve sözlü sınav olmak üzere üç aşamalı bir sınavın uygulanacağı, 17. maddesinin 3. fıkrasında ilk aşama olan yazılı sınavda belirlenen başarı puanını aşmak koşuluyla, en yüksek puandan başlamak üzere ilgili gruba ayrılan PAEM öğrenci kontenjan sayısının on katı kadar adayın başarılı sayılacağı, 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise başarı puanının, yazılı sınav puanının %30’u, fiziki yeterlilik sınavı puanın %30’u ve mülakat sınavı puanının %40’ının toplamı olduğu düzenlenmiştir.
İdarenin, fiziki yeterlik ve mülakat aşamalarında bazı adayların başarısız olabileceği ihtimali ve yazılı sınavda başarılı olanlar arasından görevin gerektirdiği niteliklere sahip en iyi adayı seçebilmek amacıyla ilgili gruba ayrılan PAEM öğrenci kontenjan sayısının belirli bir katı adayı yazılı sınavdan başarılı sayması idarenin takdirindedir.
Yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesinden; yazılı sınavdan sonra fiziki yeterlik ve mülakat sınavları olmak üzere iki aşama daha mevcut olduğu, çağrılacak aday sayısı belirlenirken, ikinci aşama olan fiziki yeterlik sınavı öncesi adayların ön sağlık kontrol komisyonu tarafından değerlendirilmesi ve fiziki yeterlik sınavından en az 70 puan alınması gerektiğinden mülakata girecek aday sayısının istenilenin altında kalma olasılığı da gözetildiğinde, fiziki yeterlik ve mülakat sınavlarını anlamsız kılabilecek veya yazılı sınavın nesnel sonuçlarını ortadan kaldırabilecek bir uygulamanın benimsenmediği görülmektedir.
Bu sebeple "on katı aday" düzenlemesinin, yazılı sınavda başarılı olanlar arasından görevin gerektirdiği niteliklere sahip en iyi adayı seçebilmek amacıyla yapıldığı ve kamu yararına uygun olduğu anlaşıldığından, Yönetmeliğin 17. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ''on'' ibaresi yönünden de davanın reddi gerekirken, aksi yönde değerlendirme ile verilen Daire kararının bu kısmının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
KARŞI OY
XXX- Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin "Mülakat sınavı" başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesinde; "Adayların psikolojik yeterliliği; duygusal dengesizlik, dışa dönüklük, uyumluluk, sorumluluk, açıklık ve adayın polislik mesleğine istekli olması kıstaslarına göre psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu üye tarafından değerlendirilir ve bu değerlendirme mülakat komisyonu ile paylaşılır." düzenlemesine yer verilmiş olup, davacının hâlihazırda başpolis memuru olarak görev yapıyor olması göz önüne alındığında, "adayın polislik mesleğine istekli olması"nın değerlendirme kriterleri arasında yer almasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, Yönetmeliğin 19. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan "ve adayın polislik mesleğine istekli olması" ibaresinin iptali gerekirken aksi yönde değerlendirme ile verilen Daire kararının bu kısmının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
KARŞI OY
XXXX- 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55. maddesinin 4. fıkrasının dava tarihinde yürürlükteki hâlinde "Rütbelere terfi ettirilecek personelin kurullarda görüşülmesi kıdem sırasına göre, rütbelere terfiler ise bu maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere liyakate göre yapılır." hükmü yer almaktadır.
Liyakat ilkesinin temelinde objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme düşüncesi yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde görülmesinin gereklerinden biri de hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesidir.
Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, emniyet mensubu olan adayların başarı sıralamasına esas PAEM giriş puanı; yazılı sınav puanının %30’u, fiziki yeterlilik sınavı puanın %30’u ve mülakat sınavı puanının %40’ının toplamı olarak düzenlenmiştir.
Buna göre, yazılı sınava oranla mülakat sınavının değerlendirmede daha etkili olması sonucunu doğuracağı açıktır.
PAEM giriş puan hesabında, yazılı sınav sonuçlarının, mülakat sınav sonucuna göre daha düşük oranda uygulanması, adaylar arasında objektifliği sağlayabilecek nesnel bir değerlendirme ölçütü olan yazılı sınav puanını değerlendirmede etkisiz kılacak ve yazılı sınavın tamamlayıcısı niteliğinde olması gereken mülakat sınavını, seçimin belirleyici unsuru hâline getirecek olup, bu durumun objektif değerlendirme yerine subjektif değerlendirmelere sebep olabileceği sonucuna varıldığından, Yönetmeliğin dava konusu 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin yukarıda belirtilen düzenleme yönünden kabulü ile Daire kararının bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
KARŞI OY
XXXXX- Mülakat sınavı, yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte, liyakatı ölçmek, adayın mesleğe uygun yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılmaktadır. Bu çerçevede, mülakat sınavının temel amacı, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde belirlenen en başarılı adaydan başlayarak mesleğe en uygun olanların seçilmesidir.
Mülakat sınavının, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetiminin yapılması esas olmalıdır.
Polis Amirleri Eğitim Merkezi emniyet mensubu öğrenci adayı amirlik eğitimi sınav aşamalarından olan mülakat sınavında da, dava konusu mülakatta başarısız sayılma işleminin hukuka uygunluk denetiminin hukuki sınırlar içinde yapılabilmesi için mülakat sınav komisyon üyelerinin her biri tarafından değerlendirme yapılarak, adayın sorulara verdiği yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulması gerekmektedir.
Bu durumda, tüm unsurları itibarıyla yargısal denetimin yapılabilmesi ve hukuk devleti ilkesinin temini açısından mülakat komisyonu üyelerinin her biri tarafından davacı hakkında takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmamış olması nedeniyle davacının mülakatta başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin mülakat sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden kabulü ile Daire kararının bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.