Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1641
Karar No: 2022/302
Karar Tarihi: 03.02.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1641 Esas 2022/302 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1641 E.  ,  2022/302 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/1641
    Karar No : 2022/302

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurulu
    VEKİLİ : Av. ...
    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 13/11/2020 tarih ve E:2018/3416, K:2020/5091 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin ... Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile bu karara yönelik yeniden inceleme talebinin aynı Kurul tarafından zımnen reddine ilişkin kararın iptaline ve yoksun kaldığı mali ve özlük haklarının başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 13/11/2020 tarih ve E:2018/3416, K:2020/5091 sayılı kararıyla;
    Davacının, 6749 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile ilgili Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmediğinden işin esasına geçilerek;
    ... tarih ve ... sayılı karara yönelik iptal istemi ile yoksun kalınan mali ve özlük hakların başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemi yönünden;
    Davacı tarafından ... Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı mali haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan ayrı bir davada, Dairelerinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği ve anılan kararın henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, bakılmakta olan bu davada davacının aynı yöndeki istemi hakkında davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği,
    24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı karara karşı yapılan yeniden inceleme talebine 60 gün içerisinde cevap verilmemesine yönelik iptal istemi yönünden;
    Yargı mensuplarının meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına ilişkin kararlara karşı dava açılabilmesi için bu kararların kesinleşmesinin gerektiği, kesinleşmenin de on gün içinde yeniden inceleme talebinde bulunulması hâlinde, HSK Genel Kurulunca yeniden inceleme talepleri hakkında bir karar verilmesi ya da yeniden inceleme talebinde bulunulmaması hâlinde olacağı, bu nedenle yargı mensuplarının, meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına ilişkin kararlara yönelik olarak yeniden inceleme talebinde bulunmaları hâlinde ve HSK Genel Kurulunca 60 gün içerisinde bu istem hakkında karar verilmemesi hâlinde zımni ret işleminin oluştuğundan bahsedilemeyeceği gibi kesinleşmeden de bahsetmeye olanak bulunmadığı,
    Bu nedenle, davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararın, bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin HSK Genel Kurulunun 29/11/2016 tarih ve 2016/434 sayılı kararı ile reddedilmesi suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından dava konusu edilen kesinleşmiş bu kararın iptali isteminin incelenmesi gerektiği,
    Bununla birlikte, davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı karara ilişkin yeniden inceleme talebine davalı idarece 60 gün içerisinde cevap verilmemesi suretiyle oluştuğu öne sürülen zımni ret işlemine ilişkin iptal istemi yönünden ise, yeniden inceleme talebinin ... tarih ve ... sayılı HSK Genel Kurulu kararı ile reddedildiğinden ortada oluşmuş bir zımni ret işleminden bahsedilemeyeceğinden bu istemin incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle,
    Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı mali ve özlük haklarının başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine istemi yönünden davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebine 60 gün içerisinde cevap verilmemesinin iptali istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.


    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yürütmeyi durdurma talebi hakkında incelenmeksizin ret kararı verildiği ancak kararda bu durum karşılanmadığı; 2018/3416 esas sayılı ilk açılan dava ile 2017/2259 esas sayılı sonraki davanın birleştirilmemesi ve bu konuda ayrı ayrı karar verilmesinin Anayasanın 36. maddesinde yer alan hak arama özgürlüğünün kısıtlanması anlamına geldiği, söz konusu davalar birleştirilmeyerek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği, davaların birleştirilmesi talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu; aynı işleme karşı ikinci defa dava açması gibi bir iradesinin olmadığı, sonradan açılan davada değil ilk açılan davada derdestlik kararı verildiği, ilk davada daha önce karar verilmiş olsaydı görülmekte olan dava olmayacağından derdestlik kararının da söz konusu olmayacağı, bu durumda davalı idare avukatlarına iki ayrı vekalet ücreti ödemek zorunda bırakıldığı; 2017/2259 sayılı davada istemin sadece "29/11/2016 tarih ve 2016/434 sayılı işlemin iptali talebi" olarak düzeltilerek değerlendirilmesi ve bu davada iptali istenilen 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı karara ilişkin verilen derdestlik nedeniyle incelenmeksizin ret kararının bozulması gerektiği; HSK Genel Kurulu'nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararının kesin işlem olarak sonuç doğurduğu, bu işlem üzerine, hâkimlik mesleğiyle olan ilişiğinin kesildiği, kamu lojmanından çıkarıldığı, sosyal güvenlik hakkı elinden alındığı, maaş ve özlük haklarının durdurulduğu, son ödenen aylığın geri ödenmesinin istenildiği, dolayısıyla davalı idarenin ihraç kesinleşmiş gibi davrandığı ve tarafını yanılttığı, 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı işleme karşı yaptığı yeniden inceleme talebine 60 gün süreyle cevap verilmeyerek zımni ret işleminin gerçekleştiği, zımni ret işleminin oluştuğu tarihten sonra yeniden inceleme başvurusunun inceleneceğini bilmesinin mümkün olmadığından, dava açma süresini kaçırmakla karşı karşıya kalacağından davayı açtığı, kararda bahsedilen düzenlemelerden çok önce davasını açtığı, kesinleşmiş zımni ret kararı bulunmadığından bahisle verilen incelenmeksizin ret kararının bozulması gerektiği; 667 sayılı KHK'nin (6749 sayılı Kanun) 3/1. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını talep ettiği; OHAL döneminde alınan tedbirlerin OHAL süresi ile sınırlı olarak geçerli olduğundan ve OHAL'e 18/07/2018'de son verilmiş olduğundan uygulanan cezanın yasal dayanağının kalmadığı; dava dilekçesinde belirtilen hukuka aykırılık nedenleri hükme esas alınmayarak davanın reddedildiği; dava konusu işlemle kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, savunma hakkının ihlal edildiği, olayda bir terör örgütüyle irtibat ve iltisaklı olduğu iddiası hakkında somut delil bulunmadığı, hakkında soruşturma yapılmadığı, isnat edilen suça ilişkin kişiselleştirme yapılmadığı, işlemin tesis edildiği tarihte somut bilgi ve belge bulunmadığından, savunma hakkı tanınmadığından sebep ve amaç yönünden hukuka aykırı olduğu, bir idari işlemin hem kesin sonuç doğurması hem de tedbir nitelinde olmasının çelişkili olduğu; hakkında kesinleşmiş ceza mahkemesi hükmü bulunmaksızın suçlu ilan edilmesinin masumiyet karinesinin ihlali olduğu, işlemde AİHS'nin 6., 8., 9., 10. ve 14. maddelerinin ihlal edildiği; Daire'nin davalı idare yerine geçerek yargılama yaptığı, işlem tarihinden sonra ortaya çıkan hususları dava konusu işlemin hukuka uygun olduğuna gerekçe yaptığı, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, eksik inceleme ile verilmiş bir karar olduğu, hakkında tesis edilen işlemleri meslekten çıkarma cezası niteliğinde iken kararda bunlara tedbir nitelemesi yapılmasının hukuka aykırı olduğu; hakkında soruşturma açılmaması, 2802 sayılı Kanun'un uygulanmaması hususlarının kararda gerekçelendirilmediği ve ceza verilmeden önce savunma alınmamasının hukuka uygun bulunduğu; tanık beyanlarının işlemlere dayanak alınmasının zaman bakımından imkânsız olduğu, tanık anlatımlarının yer ve zaman belirtilmeyen afaki beyanlar olması nedeniyle kabul etmesinin mümkün olmadığı, ifadesi alınan kişilerin iradeleri fesada uğratılmak suretiyle tanıklık yaptıkları, T.Ö.'nün terör örgütünün talimatına olumlu yanıt vermediğini beyan ederek aslında kendisinin örgüt üyesi olmadığını itiraf ettiği, gizli tanık Defne'nin çelişkili ifadesinin iftira olduğu, istihbari bilgilerin kanıt niteliğinin olmayacağı, U.G.'nin ifadesinin çelişkilerle dolu olduğu; somut bilgi ve belgeye dayanmayan demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiği sonucuna varan kararın hukuka aykırı olduğu, yapılan yargılamada adil yargılama hakkının ihlal edildiği, suç ve cezaların geçmişe yürütüldüğü, özel hayata saygı ilkesinin ihlal edildiği, Danıştay Beşinci Dairesinin E:2017/2259 esasına kayden açılan ve temyiz aşamasında olan dava dosyası ile görülmekte olan dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.


    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının, Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 38. maddesinde yer verilen bağlantı müessesesinin, çok sayıdaki dava dosyasının tek dava dosyasında birleştirilmesi anlamına gelmemesi ve anılan Kanun'da birleştirmeye ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemesi nedeniyle birleştirme talebi reddedilerek, işin esası incelendi, gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 13/11/2020 tarih ve E:2018/3416, K:2020/5091 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
    4. Kesin olarak, 03/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi