12. Ceza Dairesi 2019/7993 E. , 2020/2681 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar tarihinde yürürlükte bulunduğu şekliyle 5271 sayılı CMK"nın 172/2. madde ve fıkrasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça aynı fiilden dolayı kamu davası açılamayacağı ve aynı Kanunun 173/6. madde ve fıkrasında itirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesinin, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan sulh ceza hâkimliğinin bu hususta karar vermesine bağlı tutulduğu belirtilmiştir. Böylece kovuşturmaya yer olmadığına dair verilip de kesinleşen kararların sanığın hukuki güvencesini sağlamak bakımından yeniden soruşturulabilmesi için yeni delil bulunması ceza muhakemesi şartına bağlanmıştır. Bu şart aynı zamanda ceza muhakemesine hakim olan “hukuk devleti”, “adil yargılanma hakkı” ve “non bis in idem (aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz)” ilkelerinin ihlallerini de engelleyecektir.
İncelenen dosyada; 17.10.2008 tarihinde şikayetçi ...’ın, yanında 1,5 yaşında olan kızı mağdur ... olduğu halde Şişli ilçesi, Ayazağa, Kurtyolu Sokak üzerindeki parka gittiği; olay tarihinde 1,5 yaşında olan ...’ın, parkta bulunan kaydırakta kayarken, kaydırak kenarında bulunan sac kısmın kayan çocuklara zarar vermemesi için konulmuş tahta kısmın yerinden çıkması ve serçe parmağının, oluşan boşluğa girmesi ve takılması sonucu, sol el serçe parmak uç kısmının koptuğu, mağdurun alınan raporları ve Şişli Adli Tıp Şube müdürlüğü raporuna göre, olay nedeni ile basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde ve kemik kırığı oluşacak, kırığın da hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte yaralandığı olay sebebi ile sanık ... hakkında taksirle yaralama suçundan dolayı Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca 06.11.2009 tarihli ve 2008/49244 soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, kovuşturmama kararının soruşturma konusu suçun mağdur ve zarar görenlerine tebliğ edildiğini gösteren bilgi ve belgelere dosya içerisinde rastlanmadığının anlaşılması muvacehesinde, varsa kararın kesinleşme şerhli onaylı bir suretinin dosya arasına alınmasından, yoksa belirtilen tebligat eksikliklerinin ikmalinden sonra itiraz üzerine veyahut da itiraz edilmeden söz konusu kararın kesinleştiğinin anlaşılması durumunda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/06/2015 tarih ve 2013/700 Esas, 2015/241 sayılı Kararında da ifade edildiği üzere; aynı fiilden dolayı sanık hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi, verildiği tarih itibarıyla kişiler açısından hukuki güvenlik alanı oluşturan ve kesin hüküm benzeri sonuç doğuran kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan sonra aynı fiilden dolayı yeniden soruşturma yapılabilmesinin "yeni delilin meydana çıkmasına" ve CMK"nın 173/6. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karara ilişkin önceden karar veren mercin kararına bağlı olması ve kanun koyucu tarafından bunun ceza muhakemesi şartı olarak öngörülmesi karşısında, aynı fiile ilişkin olarak daha önceden verilip kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar bulunduğu halde, CMK"nın 172/2. maddesi anlamında "yeni delil" meydana çıkıp çıkmadığı açıklığa kavuşturulmadan ve CMK"nın 173/6. maddesinde belirlenen ceza muhakemesi şartı gerçekleşmeden sanık hakkında aynı fiilden dolayı kamu davası açılması bir hukuk devletinde kanuna, adil yargılanma hakkına ve "non bis in idem" ilkelerine aykırılık oluşturacağı cihetle, yeni bir delil ortaya çıkmadan sanığın aynı eyleminden dolayı kamu davası açıldığı durumda açılmış olan kamu davasıyla ilgili kovuşturma şartının gerçekleşmediği gözetilerek, 5271 sayılı CMK"nın 173/6. madde ve fıkrası uyarınca, daha önce kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilmesinden sonra yeni delil varlığı nedeni ile sanık hakkında kamu davası açılabilmesinin itirazın reddine karar veren merciin bu hususta karar vermesi şartına bağlı olduğunun ve yine aynı Kanunun 223/8. maddesi gereğince soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da, şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; öncelikle şartın gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilmesi, sonrasında ise daha önce kovuşturmaya yer olmadığına dair itirazı karara bağlayan merciin, yeniden kamu davası açılabilmesi konusundaki kararının beklenilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden açılan dava üzerine yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.